Fikri olmayan, şiddete başvurur!

Sadece kadına şiddet üzerinden yorumlamaya devam edersek siz erkek kimliğini kadının karşısında pozitife eden onu yok sayan sürekli bedel ödeten, erkeğe “Kadın her zaman haklıdır! Kadının her dediği doğrudur! Kadın her türlü haklıdır” vb. gibi çıkarımlarla erkeğin kimliğini ve kişiliğini sıfırlamaya kalkarsanız çok sürmez 5 sene sonra da bir “Ankara Sözleşmesi” lazım olur erkeği kadının şiddetinden korumak için!..

Bu ülkede kadından başka canlı yok mu? Şiddet gören erkekler şiddet görmüyor mu? Hayvanlar şiddet görmüyor mu? Bizim aile yapımızı yok etmeye çalışıyorlar. Kısmen de olsa bunu başardılar. Şiddet uygulayan bir kimse kendi fikrini sözle anlatmada becerisi olmayan bir insandır. Şiddet vahşilikten kalma bir alışkanlıktır. Bizim dinimiz ahlakımız kültürümüz her türlü şiddete karşıdır. Bizim şiddet toplumu olmamamız lazımdır. Ailenin onuru da gururu da ailede birbirinin eşidir. Eşlerin onuru da en fazla akrabalarının ve dostlarının yanında kırılır. Buna eşler çok dikkat etmelidir ama günümüzde kim ne kadar dikkat ediyor? Biz sorunlarımızı kendi aramızda çözemediğimiz zaman uzmandan destek alarak çözmemiz gerekirken neden hayatımızı zindan ediyoruz? Şiddete karşı yasayla polisiye tedbirlerle çözüm aramak en sonra akla gelmelidir. Şiddet tedavisi edilmesi gereken bir hastalıktır. Mutlaka tedavi edilmesi lazımdır.

     Ökkeş Özkan

 

 

 

Bir hafta kadar önce eşim yeşil pasaport çıkarttırmak için Bolu İl Nüfus Müdürlüğü’ne başvurdu. Kendisine “Eşinizin öğretmenken emekli olduğunu kanıtlayan belgeyi getirin” dediler. E-Devlet web sitesinden mesleğimi, statümü, derece ve kadememi gösteren belgeyi çıkarıp sunduk. Bunu kabul etmediler. Mecburen İl Millî Eğitim Müdürlüğüne gidip dilekçe verdik. Onlar da en son olarak çalıştığım Zonguldak ilinin Millî Eğitim Müdürlüğüne yazı yolladılar. “Oradan cevap 3 günde gelir” dediler. Mecburen belge beklemeye başladık.

Kadın ile erkek eşit deniliyor. Ancak eşimin, pasaport çıkartabilmek için benden muvafakatname belgesi alması gerekiyor. Dilekçe yazdım: “Pasaport almasına izin veriyorum” dedim. Ek olarak da noter onaylı imza sirkülerimi, kimlik fotokopimi, e-Devlet'ten aldığım aile nüfus kayıt örneğini sundum. Bunları da kabul etmediler.

Hafta içi Ankara’da görev yaptığım için mecburen buradaki bir ilçe nüfus müdürlüğüne gittim. Aracımı park edecek bir yer bile bulamadım. İçeri girdim. 20 kadar memur vardı. Ortam zengin holding merkezi gibi dekore edilmiş bir mekândı. Girişe 3 aygıt konulmuştu. “Sıra numarası almanız gerekli” ibaresi vardı. Pasaport işleri için numara almak istedim. Cihaz, “Bu işlem için web üzerinden randevu almanız gerekir. Size sıra numarası yok” dedi. Telefonumdan webe girmek istedim. Teknoloji çağında bir türlü bağlantı kuramadım. Danışmadaki kişiye durumu arz ettim. Şef ünvanlı bir hanıma yönlendirdi. O da bir memura havale etti. Derdimi arz ettim. Sağ olsunlar 30 saniye içinde işlem yapıldı. Ama bu kadar basit bir işlem için katı bürokrasi kuralları sebebiyle yarım gün mesai yapamadım. İşim aksadı... Diyorum ki devlet devlete güvenmeyecekse milyonlarca lira harcanıp neden e-Devlet adlı web sitesi açıldı? Bu konuda kurumlar arası entegrasyon ne zaman sağlanacak?

     Ali Özdemir

 

 

 

Ramazan-ı şerif gelince imkânı olanlar için bu mübarek ay haklı olarak bir etkinlik, mutluluk ayına dönüşüyor. Birbirinden güzel sofralar kuruluyor. Birbirinden leziz yemekler, tatlılar börekler sofralarda görenlerin ağzının suyunu akıtıyor. İkram edenlerden getirenlerden yiyenlerden Allah razı olsun. İyi güzel de ne acıdır ki bu sofraların hemen hepsinde bilerek bilmeyerek yiyeceklerin neredeyse yarısı kalıyor. Davet yerlerinde tıka basa doyduktan sonra gelen ziyafet tabaklarına el değmeden bırakılanlar mı dersiniz, bir lokma alınıp gerisini masada bırakanlar mı? O davetten geriye muhtaç insanların birçoğu için ziyafet olabilecek yiyecekler kalıyor... İsrafın bu kadarına kim, hangi gönül razı oluyor anlayamıyorum? Bu ay ramazan ayı mı israf ayı mıdır?!. Niye kimse bu konuya dikkat çekmiyor? Oruç tutan o gönüller nasıl bu israfı görmezden geliyor? Beri tarafta binlerce muhtaç insanın bu israftan yararlanması için niçin kimse bir çözüm önerisi getirmiyor? Biri yer biri bakar kıyamet ondan koyar derdi, atalarımız. Saygılarımla...

     Mürsel Bacı-Ankara