Haber, hakikat ve kurgu

Sesli Dinle
A -
A +

Habertürk muhabiri Fatmanur Boylu'nun "Kasaptan karne hediyesi et" haberi kurgu çıktı. "Yok canım bu kadar da olmaz" dedik ama kanal yönetimi görüntülerin ham hâlini yayınlayınca rezalet ifşa oldu. "Haber" basın tarihine kara bir leke olarak geçti. Habertürk yönetimi faturayı kesti ve muhabirle yollarını ayırdı...

 

Televizyon haberlerinin bir kurgusu vardır. Ham görüntü işlenir, küçük dokunuşlarla dikkat çekici hâle getirilir. Aksi hâlde, o videoyu kimse izlemez. Kurgu, haberciliğin doğasında vardır. Ancak haberin terazisi hakikattir. Gerçek çarpıtılırsa haber, haber olmaktan çıkar asparagas olur. Habertürk muhabiri de olanı vermek yerine küçük bir çocuğa söylemesi gerektiğini dikte ederek hakikat ölçüsünü aştı. Neticede işinden oldu.

 

Kurgu sadece habercilikte değil siyasette de kötü bir şey. Meydanlarda da yakın dönemde skandal kurgulara şahit olduk. 

 

Bir parti liderine sokakta "geçinemiyorum" diye yakınan gencin parti görevlisi; "açız" diyen kadının parti üyesi olduğu deşifre edildi. 

 

Grup toplantısında kürsüye çıkarılıp "dükkânı kapatacağını" sözünü söyleyen de "Barınamıyoruz, beslenemiyoruz" diyen sözüm ona üniversite öğrencisi de parti yöneticisi çıktı. 

 

Sokak röportajında "Nefes alamıyoruz, ben geçinemiyorum" diyerek partisinin propagandasını yapanın ilçe başkanı olduğu belirlendi. 

 

Ve ne onlara bir şey oldu ne partilerine...

 

Çarpıttıkları yanlarına kâr kaldı.

 

 

 

Çıkar ağzındaki baklayı!

 

 

 

Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun dün köşesinde, Mustafa Kemal'in özerklikle ilgili sözlerini yazdı.

 

Güya Paşa "Hangi livanın topluluğu Kürt ise onlar kendi kendilerini muhtar (özerk) olarak idare edeceklerdir" demiş, hatta başka halklar söz konusu olursa onları da beraber ifade etmek lazım olduğunu söylemiş! 

 

Bayram değil seyran değil... 

 

İhtiyar bunu niye yazdı?

 

Ne olacak canım?

 

Seçime giderken "HDP oylarını" çekmek "adresiniz CHP" demek için!

 

İcabında özerkliği masaya getirmeyi düşünüyor, köşelerden de yolunu yapıyorlar.

 

Ne esef verici...

 

 

 

Palavranın tarihi

 

 

 

Geçen gün Beşiktaş'taki Deniz Müzesi'ne gittim. Müze, Türk denizcilik tarihinin eşsiz eşya ve hatıralarıyla dolu. Bir bölümde denizcilik deyimlerinin dilimize yansımalarından örnekler sunulmuştu... 

 

Argoda "boş laf, lakırtı" anlamında kullanılan "palavra" kelimesi meğer eskiden harp gemilerinde topların bulunduğu güverteye verilen isimmiş. "Palavradan atmak" da buradan geliyormuş.

 

"Posta koymak" deyince çoğumuzun aklına "dayılanmak, tavır almak" gelir. Meğer gemilerde üzerine kaplama tahtalarının veya sacların yerleştirildiği ağaç veya maden eğrilerine "posta" denirmiş. Geminin "kaburgası" atılınca posta konurmuş...

 

"Volta atmak" denizcilikte bizim bildiğimiz gibi "gezmek" değil "halat veya zincirleri baba veya koç boynuzu gibi yerlere sararak bağlamak" demekmiş.

 

Gemilerde direklerin topuk kısımları kare veya yuvarlak yontulurmuş. Buna "zıvana" denirmiş. Eğer yerinden çıkarsa "zıvanadan çıkmış" olurmuş.

 

 

 

Siyaset: Kendini kandırma sanatı!

 

 

 

BBP lideri Mustafa Destici diyor ki: "Yüzde 30'un üzerinde bir oy potansiyelimiz var. Hedefimiz yüzde 4-5 arası bir oy."

 

Vatan Partisi diyor ki: "Doğu Perinçek'in oy oranı yüzde 8,5'e çıktı."

 

Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan diyor ki: "Oy oranımız yüzde 8."

 

Onlar öyle der de Mustafa Sarıgül altta kalır mı? ORC anketinde Türkiye Değişim Partisi'nin oy oranı yüzde 5 çıkıyormuş!

 

Zafer'ini, Gelecek'ini, Deva'sını, havasını söylemiyorum daha...

 

Küçük partilerin bu kadar oy aldığı(!) yerde büyüklere yer kalmıyor.

 

Onlar da başının çaresine baksın artık.

 

 

 

Pera Palas'taki birleştirici güç

 

 

 

Beyoğlu Belediyesi Pera Palas'ta "Türkiye Yüzyılı Buluşmaları" adı altında bir etkinlik düzenliyor. İlk toplantıya Selçuk Bayraktar katılıyor ve etkileyici bir sunum yapıyor. Davetli listesi renkli. Aydınlık'tan HalkTV'ye geniş bir yelpaze... İsmail Küçükkaya, Nagehan Alçı, Özlem Gürses, Yusuf Ziya Cömert, Murat Sabuncu gibi CHP'ye yakın medyadan dikkat çeken isimler gidiyor.

 

Sohbet iki buçuk saat sürüyor. Bayraktar, siyasete atılıp atılmayacağıyla ilgili soruyu taca atıyor. Gelecek neyi gösterir bilinmez ama Bayraktar'ın birleştirici gücü ortada... Zira son yıllarda sağlı sollu muhalifi yandaşı bu kadar gazeteciyi buluşturan başka bir etkinlik hatırlamıyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.