Her şey değişti, bunlar değişmedi

Sesli Dinle
A -
A +

Cüneyt Ülsever diye bir adam vardı. Hürriyet'te köşe yazarıydı. Fena da yazmıyordu.
AK Parti'nin yüzde 49,5 aldığı 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra kendi kalemini kırdı.
"Büyük çoğunluk benim görüşlerime itibar etmediğine, benim de söylenecek yeni sözüm olmadığına göre köşe yazısı yazmayı bırakmam gerekiyor. Ben de öyle yapıyorum!" diyerek çekip gitti.

Benzer çıkış Mehmet Y. Yılmaz'dan geldi geçen hafta.

 

"İçinde yaşadığım, bir parçası olduğumu sandığım toplumu doğru okuyamamışım. Bugünden itibaren ne kadar süreceğini şu anda bilmediğim bir süre için şimdilik günlük yazılarıma ara veriyorum" yazdı, kenara çekildi.

 

"Adam kazandı" dedi. Ama Ülsever gibi cesaret edemedi tamamen bırakmaya.

 

 

 

Mehmet Y. Yılmaz, Radikal gazetesinin yayın yönetmeni olarak solculuk edebiyatları yaparken biz üniversite öğrencisiydik.

 

 

 

Buz gibi askerî vesayet izleri vardı kampüslerimizde bile. Bazı hocalarımızın bir apoleti eksikti!

 

 

 

Çeyrek asırda çok şey değişti. Erdoğan değiştirdi, geliştirdi. Yıktı geçti bütün tabuları. Ama bir bunlar değişmedi. Hâlâ aynı yerdeler. Halkçı partililer ama halktan kopuklar. Anlayamıyorlar milleti.

 

 

 

Öyle olduğu için TİP gibi marjinal yarı romantik bir partiye en çok oy, sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasında başta olan ilçelerden çıkıyor.

 

 

 

Halka Çankaya'dan, Karşıyaka'dan, Boğaz'dan, kirası 250 bin lirayı bulan Acarkent villalarından, Levent'in milyon dolarlık rezidansları korunaklı dairelerinden, hormonlu sosyal medya ekranlarından değil içinden bakmak lazım. Gazetecilik de bunu gerektiriyor.

 

Siz çıkın kerevetine

 

Masallarımız şöyle biter:

 

-Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine!

 

Kerevet "tahtadan sedir" demektir.

 

 

 

Kelimenin dilimize Yunancada "yatak, döşek" anlamına gelen "krebati"den geldiği belirtiliyor.

 

Kerevet, Rusça ve Arnavutçada da "krovot/krevat" diye yazılıyor.

 

 

 

Anlaşılan o cümle "masal bitti, hadi çocuklar

 

yatağa" demek için geliştirilmiş bir kalıp.

 

Bunu niye anlattım?

 

 

 

Bir seçim masalı daha hafta sonu bitecek.

 

Erdoğan yine muradına ermeye yakın.

 

CHP de yine "kerevet"e hazırlanıyor.

 

 

 

Bunun bir faturası olur mu, kimsenin yıllardır yerinden oynatamadığı Kılıçdaroğlu 'yeter' deyip veda eder mi bilemiyorum.

 

 

 

Ama bu yenilgide CHP medyasının payı az değil. Verdiler gazı, coşkuyu. Sonuç hüsran!

 

CHP medyasında taşlar yerinden oynadı. İlk olarak Fatih Altaylı evine gönderildi. İkinci tur beklendiği gibi çıkarsa buna yenileri eklenecektir. Bekleyin...

 

Kim kazanır?

 

CHP'nin 14 Mayıs hezimetiyle ilgili en sert eleştiri Soner Yalçın'dan geldi. Gazetesi seçmeni suçlarken, Yalçın CHP Genel Merkezine "kral çıplak" dedi.

 

 

 

Elbette bu yazılarda seçim öncesi CHP Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan'la ayyuka çıkan kavgasının payı büyük.

 

 

 

Özkan, partinin medya operasyonlarını yönetiyor. Kendine yakın kanallara milyonlar akıttığı söyleniyor.

 

Hatırlayınız, Kılıçdaroğlu'nun avukatı M. Kemal Çiçek, Özkan'ın yerel seçimde kendi yandaş anket ve medya kuruluşlarına 650 milyon lira verdiğini, bazı anketçilere 10 milyon liraya yaptırılan anketin partiye 20 milyon lira fatura edildiğini söylemişti.

 

 

 

Bu seçimin kavgası erken başladı. İkinci turun sonucu kadar bu kavganın akıbetini merak ediyorum.

 

Öyle bir gol ki...

 

Hatay Defne Hastanesinin temeli atıldı.

 

-Göstermelik tören, dediler.

 

-Ne yapacaklarını şaşırdılar, dediler.

 

-Çocuk havuzu gibi, dediler.

 

-Temel fıkrası gibi temel, dediler.

 

İki ay sonra hastane açıldı. Hepsini yuttular. Rakiplerine bulunmaz bir fırsat sundular.

 

 

 

AK Parti'nin bir inşaatı yarım bıraktığı görülmüş şey mi?..

 

 

 

Muhalefet ve medyası kendi kalelerine acayip bir gol yedi. Öyle böyle bir gol değil bu.

 

Yemin töreni...

 

Çiçeği burnunda milletvekilleri, yemin törenine hazırlanıyor bu sıralar. Onlardan Meclis'e 'baba kontenjanı'ndan girenler de var. Bunlardan ikisi geçen dönem de vekildi. Ne yapmışlar, siyasete hangi katma değeri sunmuşlar diye merak ettim. TBMM'nin internet sitesine baktım. Birisi kürsüye beş defa gelmiş. Diğeri ise bir defa. O da yemin töreninde...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.