İmzası kurumadan gitti

A -
A +

Hafize Gaye Erkan...
Alayı vala ile gelmişti.
Merkez Bankasının en genç başkanıydı.
Banknotlara adı yeni yazılmıştı.
İmzası kurumadan gitti.
Başkanlığı sekiz ay sürdü.
Babasının ihtirasının kurbanı mı oldu? Yoksa tecrübesizliğinin mi? İkisi de...
Hafize Hanım, iletişim sürecini yönetemedi.
Ahmet Hakan'a konuştuğu, yüksek maaşlar alırken, kiraların yüksek olmasından dolayı anne evine taşındığını söylediği gün bitti. Belki de ailece Merkez Bankasına kurulurken çıkacak şayiaları engellemek için vermişti röportajı... Kim bilir!

Affetti, azletti

"Merkez Bankası Başkanı görevden affını istedi."
Haberlere böyle yansıdı.
"Ne affı kardeşim, istifa etti" diye itiraz edenler oldu. Benzer tartışma yakın geçmişte de maliye bakanı görevi bırakınca olmuştu.
Meğer öncesi de varmış.
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun hatıralarını okurken dikkatimi çekti.
Düşmanları Recep Peker'in aileye ilişkin bir işini gammazlar. Atatürk müdahale edince Peker "Paşam vatan içinde yüzde yüz ölümle sonuçlanabilecek bir görev veriniz, emrinizi derhâl yerine getireyim. Fakat buyurduğunuz şey benim özel işimdir. Emrinizi maalesef yerine getiremeyeceğim" cevabını verir. Bunun üzerine öfkelenen Atatürk, onu CHP Genel Sekreterliğinden uzaklaştırır. Bu haber gazete manşetlerinde "Atatürk Recep Peker'i CHP Genel Sekreterliğinden affetti" diye çıkar. Aslı "azletti" imiş, Saffet Arıkan'ın "ricası" üzerine "affetti"ye çevrilmiş. Bir dönem başbakanlık da yapan Peker'e soyismi dikbaşlılığından, bildiğini okuduğundan dolayı Atatürk tarafından verilmiş.


Kimden yanasınız?

Tartışmanın fitilini Ankara Simitçiler Odası ateşledi. Simidi 15 liraya çıkardı. Nereden bakarsan bak haber. Bu yüzden büyük yankı uyandırdı. Sözcü "Bu zalim yönetim, bu aziz milletimize bir bardak çayla bir simidi layık görmüyor" manşetini attı. Tartışma alevlenince Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, oda başkanını çağırıyor. Maliyetleri ortaya koyuyor. "Neye göre zam yaptınız?" diyerek güzel bir 'fırça' atıyor. Simitçiler Odası, zammı geri çekiyor.
Bakan simitçilerin beklentiye göre zam yaptığını duyuruyor. Sözcü bu sefer "Çift maaşlı Mahmut Bey'in simit hesabı" diye yazıyor. Halktan yana olacakken, Gürcan'a destek çıkacakken aksine vuruyor. Yetmiyor aynı gün "Fırıncılar Odası: Kâr koyulmazsa fırıncı da satıcı da ayakta kalamaz" haberini yapıyor.
Tek kelime Simitçiler Odasının beklentiye göre zam yapıldığından bahsetmiyor... Zammın seçimden sonrasına kaldığını yazarak algı yapıyor. Bunlar da kendilerine "halk gazetesi" diyor!..


Deprem bölgesinde... 

Asrın felaketinin yıl dönümündeyiz.
53 bin vatandaşımızı kaybettik.
11 il, 101 ilçe, 7967 köy ve mahalle yıkıldı.
Enkaz büyük oranda kaldırıldı. Acılar ise taze.
Bir grup meslektaşımızla bölgedeyiz. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ulusal ve uluslararası medyadan meslektaşlarımızı depremin yıl dönümünde bölgeyi görmeye davet etti. Törenleri takip için sadece Gaziantep bölgesinde 1600 gazeteci akredite olmuş. Tarihin en büyük afetlerinden biri, kolay mı? Dünya farkında. Ah bir de suistimal edip bu işten siyaset devşirmeye çalışanlar farkına varsa...


İki bayrak isim

Alev Alatlı, ciddi mevzuların magazine kurban edildiği, kafaların sığlaştığı, fikir hayatının çoraklaştığı bir dönemde çölde vaha gibiydi. Az sayıdaki entelektüelden biriydi.
Aynı gün vefat eden Prof. Dr. Orhan Türkdoğan da sosyolojinin baba isimlerindendi. Bilhassa köy ve soy sosyolojisi üzerinde uzmandı. Malakanlarla üç yıl boyunca yaşayacak kadar sahanın ve sahasının adamıydı. Güneydoğu Kimliği, Alevi Bektaşi Kimliği, Etnik Sosyoloji gibi eserleri vardı.
Allah taksiratlarını affetsin.
Son entelektüeller birer birer gidiyor.

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.