Milliyetçiler yancı mı?

Mansur Yavaş'ın danışmanı Servet Avcı, Yeniçağ'daki köşesinde milliyetçilerin neden iktidara gelemediklerini sorgularken şöyle yazdı:

 

Malum, İyi Parti yerel seçimde 81 ilde kendi adaylarıyla çıkacağını duyurdu. Partililer bir süredir, eski ortakları Kılıçdaroğlu'na hücum ediyor. Hatta bir milletvekili "Bizi Allah korudu" diye isabet buyurdu.

 

Avcı, İyi Parti'nin bu çıkışlarının altında artık "yancı olmama" maksadının yattığını ifade ediyor. Oysa Meral Hanım, kendilerine en galiz, en sefil şekilde küfredilerek masaya tekrar oturtulduğunda yancılığın kitabını yazdı.

Cumhurbaşkanı seçiminden sonra bol bol "Seçimin kazananı Türk milliyetçiliği" analizleri yapılmıştı. Doğru... Erdoğan'ı yeniden iktidara "milliyetçilik rüzgârı" taşıdı. Ama o hava dalgasını Erdoğan kendisi oluşturdu. Anlaşıldığı üzere Akşener, yelkenlerini açmış o rüzgârın kendisini salimen kıyıya taşımasını murad ediyor. Fakat, göremediği bir şey var...

 

Kendilerini milliyetçi kabul eden "Türkiye'nin Wilders'ı" Ümit Özdağ ile şehit kardeşine küfreden Lütfü Türkkan'ın veya gazinocunun küfürbaz oğlu Mehmet Arslan'ın cibilliyeti benzeşiyor ve bundan rahatsızlık duymuyor olabilirsiniz.

 

Ama "Gerçek milliyetçi benim" diyen eski devrimci Kemal Kılıçdaoğlu ile CHP ile aynı masaya oturup "Anıtkabir'e iman tazelemeye giden!" Meral Akşener'i hangi baskın ideolojisinden dolayı birbirinden ayırt edeceksiniz?

Dükkânı kapatıp CHP'ye intisap etseler kimse yadırgamaz. İyi Parti o durumda.

 

Yavuz Ağıralioğlu'nun "Rüyasında CHP'ye oy verdiğini gören sağcılar gusül abdesti alır" şeklinde tarif ettiği büyük bir kitle var. Ve bu kitlenin azımsanamayacak kısmında milliyetçiler bulunuyor.

 

Bugün Milliyetçi Hareket Partisi fiilen olmasa bile fikren iktidarda. Cumhur'un kilit taşı. Çünkü ideolojik bir duruşu var. İyi Parti ise denklemde milliyetçilik kırıntılarıyla süslenmiş geleceksiz, yancılığa mahkûm bir yerde duruyor.

İBB Sözcüsü Murat Ongun ile aHaber'ciler atıştı. Ongun, muhabirin yürüyen merdivenin düğmesine bastırıp çalışamaz duruma getirdikten sonra bozuk diye çekim yaptırdığını iddia etti. Kanal, kayıtları ortaya koydu. Görüntülerde İBB yetkilileri merdivenin bozuk olduğunu kendileri ifşa ediyordu. Geçmişte bu oyunun Erdoğan İBB Başkanıyken yapıldığını dinlemiştim bir meslek büyüğümden. Metronun açılış gününde muhabir düğmeye basıyor. Yürüyen merdiven duruyor. Kameralar çalışıyor. Ana haber bültenlerinde "açılmadan bozuldu" haberleri yapılıyor. Marmaray açıldığında da emniyet kemerini çekip, çalışmıyor haberi yapmadılar mı? Hasılı bu alicengiz oyunlarının patenti onlarda! Nasıl kurulacağını iyi bilirler.

CHP'li gazetecilerden Şaban Sevinç, İBB'nin yaptığı alt geçidi tünel diye pazarlamaya kalktı; AKP olsa ücret alırdı, dedi. Deniz Zeyrek, yersiz yurtsuz kaldığı üniversite yıllarını anlatıp bugün de aynı sıkıntının yaşandığını yazdı. Ulaştırma ve Gençlik Bakanlığı'na çağrıda bulunuyorum: Birini tünele, diğerini bir yurda götürün, nasılmış görsünler!

Millî Eğitim Bakanlığı bir yönetmelik yayınladı. Defalarca okudum, bilenlere sordum sekizinci sınıftan sonra açık liseye geçiş serbest mi yoksa yasak mı geldi anlayamadım.

Geçen hafta kanlı görüntülerin sosyal medyada fütursuzca yayılmasının engellenmesini istemiştim. Afyonkarahisar'da savcı, sokaktaki çatışmayı yayınlayan beş gazeteciyi ifadeye çağırmış. Seyirci kalmak da yanlış, ifadeye çağırmak da... Çare otokontrol!