Uzak coğrafya notları: Büyüyen, güçlenen, ilgi çeken Türkiye...

●Mexico City

 

 

 

Ne zaman yurt dışına çıksam aynı düşüncelere kapılıyorum.

 

Fakir coğrafyalara gittiğimde ülkemizin büyüklüğünü bir defa daha anlıyor, onların yüzlerinin bir şekilde Türkiye'ye dönük olduğunu görüyorum. Gelişmiş ülkelere gittiğimde ise onlardan hiçbir eksiğimizin olmadığına şahit oluyorum. 

 

İki hâlde de gurur duyuyorum.

 

Bir haftadır Latin Amerika'dayım. Türkiye'nin 'kültür akıncıları' Yunus Emre Enstitüsü'nün medya buluşmaları çerçevesinde Venezuela ve Meksika'yı ziyaret ettik. Ev sahibi ülkedeki meslektaşlarımızla buluştuk. 

 

Çok güzel temenniler, gurur okşayan iltifatlar duyduk.

 

 

     ***

 

Biz programlarımızı yaparken ülkemizden iki güzel haber işittik. 

 

Birincisi; tabii ki millî muharip uçağımız KAAN'ın gökyüzü ile buluşmasıydı. Binlerce kilometre uzaktan sevince ortak olduk.

 

İkinci gelişme ise Türkiye'nin Somali ile yaptığı savunma ve ekonomik iş birliği anlaşmasıydı. Ki bu Ankara'nın son zamanların en iyi hamlesi oldu. Buna göre Türkiye, Somali karasularını 10 yıl boyunca koruyacak, Somali donanmasını yeniden inşa edecek, deniz kaynaklarının gelişimine katkıda bulunacak. Yani balık vermeyecek, balık tutmasını öğretecek. Mahut ülkeye 2021 yılında gitmiştim. Somali'nin dramatik hâli çok etkileyiciydi. Ciddi bir güvenlik sorunu bulunuyor/du. Düşünün, otelimiz uzun namlulu silahlarla korunuyor/du. Karada Şebap militanları, denizde korsanlar cirit atıyor/du. Bugün her alanda Türkiye'nin ciddi bir etkisi var. Ülkeye adım atanları, Türk görevlileri, Türkçe "hoş geldiniz" diye karşılıyor. Havalimanını bir Türk şirketi işletiyor. Okyanusun kıyısında kale gibi, devasa bir askerî üssümüz konuşlu. Eli yüzü düzgün mekânlarda gördüğümüz delikanlıların rol modeli Türkler. Zaten çoğu bizim üniversitelerimizden mezun. Peki bu nasıl oldu? Somali'de büyük bir kıtlık vardı. Kimse yüzlerine bakmıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2011 yazında ülkeye gidip yardım götürdü. İşte o adım her şeyi değiştirdi. Afrika Boynuzunda söz sahibiysek sebebi o ziyarettir. Bugün Somaliland'ı, Somali'den koparma girişimlerine karşı en yüksek perdeden tavır koyuyor, "Aden Körfezi'nde bizsiz politika yürütülemez" diyoruz.

 

 

     ***

 

Somali ile benzer durum dost ülke Venezuela ile yaşandı. ABD yaptırımı sebebiyle ekonomik krizin pençesine düşen Maduro yönetimi, millî hasılasının ve yetişmiş insan gücünün büyük kısmını kaybetti. Batılılar yaptırım yarışına girip Venezuela'yı boğmaya çalışırken Erdoğan, kucak açtı. Bugün ilişkiler en iyi seviyede. Türk bakanlar Karakas'a âdeta mekik dokuyor. Son ziyareti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan gerçekleştirdi. Maduro, Fidan ile "harika" bir görüşme yaptığını söyledi. Bugün Türk Hava Yolları haftada sekiz sefer düzenliyor. Venezuelalıları dünyaya bağlayan köprü olan THY, Atlas Okyanusu ve Meksika Körfezi'nin büyük oyuncusu. Meksika'ya kıtalar ötesi en çok sefer yapan hava yolu şirketi THY. Haftada 11 sefer. Üstelik hepsi dolu. Bu, müthiş bir şey. 

 

Erdoğan'ın aktif siyaseti alt kurumlara da sirayet etmiş.

 

Yunus Emre Enstitüsü bu anlamda "yumuşak güç" olarak çok güzel işler yapıyor. Kurumun 68 ülkede merkezi var. Ziyaret ettiğimiz ülkelerdeki temsilcileri arı gibi. Pırıl pırıl Anadolu evlatları, ülkemizin sıcak ve samimi yüzünü yansıtıyorlar. Öyle etkinlikler yapıyorlar ki... Sadece lisanımızı öğretmiyorlar. Okçuluktan gastronomiye, ebru sanatından ney'e kadar birçok sahada kurs veriyorlar. YEE Meksika Koordinatörü Salih Gültekin "Enstitümüz ülkemizin vitrini gibi" diyor: "Sadece öğretmekle kalmıyor, halıdan çiniye kadar ülkemizin her değerini sergiliyoruz. Gelenlere çayımızı lokumumuzu ikram ediyoruz. Bu çok hoşlarına gidiyor. Türkiye, Meksika'da çok popüler bir ülke. Dizilerimizi seviyor, ülkemizi ziyaret etmek istiyorlar. Enstitümüz de 25 milyonluk şehirde sorularına cevap bulacakları tek yer. Üniversitelerle aktif iş birliğimiz var. Türkiye üzerine tez yazacak uluslararası ilişkiler öğrencileriyle temas hâlindeyiz. Meclis'le, konservatuvarlarla, tiyatrolarla kontağımız var, ortak kültürel faaliyetler yapıyoruz..."

 

İktidarlar gelir geçer. Yeni biri seçilir ilişkiler eski kıvamında olmayabilir. Zamanı gelir düzelir. Mısır'da olduğu gibi... Kültürel iletişim ise kalıcıdır. Etkisi nesiller boyu sürer. Yunus Emre Enstitüsü, Türk kültürünün enstrümanlarını tanıtarak halkları yakınlaştırıyor. Dizilerle başlayan Türkiye merakını giderip kültürel etkileşimi ileri taşıyor. Bugün Türk kurslarından yararlananlar yarın kültür elçimiz oluyor.

 

YEE'nin bir diğer faaliyeti medya buluşmaları. Türk ve yabancı gazetecilerin bir araya geldiği, kontak kurduğu, doğrudan iletişim kanalları açtığı etkinliğin meyvesi büyük bir medya havuzu kurulduğunda daha iyi anlaşılacak... Kurum, bu yolda ilerliyor. Medya iş birliği ülkelerimiz hakkında daha çok haber yapmamıza ve birbirimizi anlamamıza vesile olacak.

 

Sözün özü...

 

Önümüzde bir yerel seçim var. Herkes sandığı konuşuyor. 

 

Türkiye'nin gerçek gündemi kısır çekişmelere, güdük fikirlere, dar bakışlara, basit siyasi oyunlara kurban ediliyor. İçeride konuşulan Türkiye ile büyük fotoğraftaki Türkiye gerçeği bambaşka...