Nasıl bir yargı reformu?

Sesli Dinle
A -
A +
Ahmet Fehim
Hukukçu-Yazar
 
Herkes diyor ki, adalet lazım. Adalet olmadan, toplumda huzur olmaz, devlette devamlılık kalmaz. Adalet kokarsa, tuz kokmuş olur... Bunların hepsi doğru.
 
O zaman, evvela Türkiye’de var olan yargı dünyasındaki yanlış durumları tespit ile işe başlamak lazım. Sonra da doğruları getirmekle… Daha sonra da vicdanlı uygulayıcılar ve teknolojik altyapı meydana getirmelidir. Bunlarla hukuku düzene sokmak mümkündür.

MEVCUT YARGIDA NELER YANLIŞ?

Eskiden “alaylı” ve “mektepli” tabirleri vardı. Alaylı olanlar, olayların ve halkın içinden gelerek, meselelere bakarlardı. Mektepliler ise okumuş yazmış insanlardı. Onlar da kitaplarda yazanlara göre hadiseleri değerlendirirlerdi. Bu satırları yazan kişi ise hem alaylı ve hem de mekteplidir. Zira, yedi yaşında iken hukukçu olmayı ve adaleti tesis etmeyi kafaya koymuştum. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdiğimde 20 yaşındaydım. Hakimliğin yazılı imtihanını kazanmış ama sözlüsünde kaybetmiştim. Sonra yıllarca avukatlık yaptım ve yapmaktayım. Hukuk makaleleri yazdım. Kanun taslakları hazırladım. Kendimce. Yani, hep, yargının içinde oldum. Mahkemelere gittim. Duruşmalara girdim. Kalemden evrak aldım, verdim. Dinledim. Gördüm. Yaşadım. Bu sebeple, yargının mevcut problemlerini yakından biliyorum.

İKİLİ YAPILANMA

Yargının birinci problemi, “ikili” yargı yapılanmasıdır; adli yargı ve idari yargı... Bu ayrım derhal ortadan kaldırılmalıdır. İdare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri kaldırılmalıdır. Tek bir yargı olmalıdır: Adli yargı.
 
İkinci problem, mahkeme kargaşasıdır. Vatandaş dava açarken, hangi mahkemede dava açacağını şaşırmaktadır. Bu ise, görev, iş bölümü, yetki uyuşmazlıklarına sebep olmakta ve davaların uzamasına yol açmaktadır. Bunun çaresi var. Aşağıda çareler bölümünde arz edeceğiz.
 
Üçüncüsü, beşli yargı basamağıdır. Yerel mahkemeler, İstinaf, Yargıtay-Danıştay, Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi... Bu beşli yapı, davaların uzamasında ana etkenlerdendir.
 
Dördüncüsü, teknolojik altyapı yetersizliğidir.
 
Beşincisi ise yetişmiş memur, hâkim, savcı eksikliğidir.
 
Altıncısı, adli posta teşkilatı, adli kolluk, adli dedektiflik sistemlerinin kurulmamış olmasıdır.
 
Yedincisi, ara buluculuk ve uzlaşma alanlarının dar tutulmasıdır.

KISSADAN HİSSE…

Ressamın biri, bir tablo yapmış. Sonra da şehrin en merkezî yerindeki bir bulvara tabloyu asmış. Altına da “Bu resimde gördüğünüz hataları yazın” diye not düşmüş. Akşam gidip baktığında herkes bir şeyler yazmış. Ertesi gün yeni bir tablo koymuş. Bu defa “Bu tablonun daha güzel olması için neler yapılmalıdır?” diye not düşmüş. Fakat akşam baktığında, bir not dahi görememiş. Kıssadan hisse… Tenkit kolaydır ama çare teklifi zordur.

NELER YAPILMALI?

Yargının daha hızlı, adil olabilmesi için, tekliflerimiz şunlardır.
 
> Yargı mekanizmaları sadeleştirilmelidir. Yerel mahkeme tek hâkimli olmalıdır.
 
> Yerel mahkemelerdeki çeşitlilik kaldırılmalıdır. Bunun yerine, bilgisayar yazılımları, aynı nitelikteki davaları, aynı mahkemeye otomatik olarak düşürmelidir. Böylece hem ihtisaslaşma sağlanır ve hem de vatandaş, görev ve iş bölümü peşinde koşturulmaz.
 
> Yerel yargı, mahkemeler, başsavcılık, icra müdürlüklerinden ve komisyondan ibaret olmalıdır.
 
> İstinaf sistemi kaldırılmalıdır.
 
> Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi ayrımı kaldırılmalıdır. Temyiz merci tek yer olmalıdır. Bu da Yargıtay olmalıdır.
 
> Yargıtay’da yeterince daire sayısı olmalı ve bilgisayar teknolojisi ile aynı tür davaların temyizi, aynı daireye gitmelidir.
 
> Yargıtay’da tetkik hakimliği sistemi kaldırılmalıdır.
 
> Yargıtay daireleri üç kişiden oluşmalıdır. Yerelde bir kişinin verdiği kararı, Yargıtay’da üç kişi incelemeli ve verdikleri kararlar kesin olmalıdır.
 
> Tashihi karar sistemi olmamalıdır.
 
> Çeşitli muhakeme usulleri kaldırılmalıdır. Ceza davalarında sözlü, onun dışındaki davalarda, yazılı muhakeme usulü uygulanmalıdır.
 
> Bütün davalarda, cevap süresi, cevaba cevap, ikinci cevap süreleri, bilirkişi raporlarına itiraz süreleri, temyiz süresi, gerekçeli kararın yazım süresi, bütün müddetler, hep otuz gün olmalıdır. Sürelerin tamamı, tebliğden itibaren başlamalıdır.
 
> Her Türk vatandaşı için, devlet otomatik olarak kişinin e-Devlet sistemine bağlı e-Tebligat adresi vermeli ve elektronik yolla yapılacak
e-Tebligat geçerli olmalıdır.

“YARGI KURULU”

Bütün, hâkim, savcı, personel alımlarını, eğitimlerini, atamalarını, denetimlerini, meslekten ihraca varıncaya kadar bütün işlemlerini yapmak üzere, “Yargı Kurulu” teşekkül etmelidir.
 
Yargı Kurulu birinci dairesi, mesleğe kabul ve eğitim ve personel takip işlemlerini yapmalıdır. Yargı Kurulu ikinci dairesi, denetim ve düzenleme işlemlerini yapmalıdır. Yargı Genel Kurulu ise, disiplin cezaları ve meslekten ihraçları kararlaştırmalıdır. Ayrıca, Yargıtay üyelerini seçmelidir.
 
Yargı Kurulu üyelerini, belli vasıfları taşıyanlar içinde Cumhurbaşkanı seçmelidir. Mesela, birinci sınıfa ayrılmış hâkimlerden, savcılardan, avukatlardan, komisyon başkanlarından gibi... Yargı Kurulu üyeleri beş yıl için seçilmelidir. En fazla ardışık olarak üç defa seçilebilmelidir. Adalet Bakanı, Yargı Kurulunun başkanı olmalıdır. Yargı Kurulunun genel sekreterini Adalet Bakanı atamalıdır. Her daire yedi kişiden oluşmalıdır.

YÜCE DİVAN VE KANUNLAR NE OLACAK?

Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kaldırılmalıdır.
 
Yargıtay Ceza Genel Kurulu aynı zamanda Yüce Divan sıfatını görecektir. Yani görevi sırasında işledikleri isnat olunan suçlardan dolayı, valiler, belediye başkanları, generaller, kaymakamlar, milletvekilleri gibi kişilerin, tadat edilecek suçlardan dolayı yargılamasını yapacaktır.
 
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin, tüzüklerin, yönetmeliklerin, Anayasa’ya aykırılıklarını aynı zamanda diğer görevleri ile birlikte değerlendirecektir. 
 
Bireysel müracaat alanı netleştirilmeli, her şey, bireysel müracaat konusu olmamalı, bireysel müracaat konuları yeniden yargılama yapılmasına sonuç doğurmamalı ve sadece tazminata konu olabilmelidir. Şahsi müracaatları, Yargıtay’da, daireler takip etmelidir.  Böylece, yargı, yerel mahkeme ve temyiz merci olan Yargıtay ve bireysel müracaat ile sadeleştirilmelidir.

ADALET AKADEMİSİ

Yargının bir üniversitesi olmalıdır. Bunun adı da Adalet Akademisi olmalıdır. Buraya öğrenciler imtihanla girmelidir. Liseyi bitiren gençler, üç yıl teorik, bir yıl pratik olmak üzere, dört yıllık eğitim almalıdır. Buradan yetişen öğrenciler, kalem memuru, icra memuru, kalem müdürü, icra müdürü, adli kolluk, infaz memuru, bilişim uzmanı, grafoloji uzmanı, adli dedektif, adli postacı olmalıdır. Adalet Akademisi, uygulayıcılara yol gösterici yayınlar yapmalıdır. Adalet Akademisi, adli yargıyı hızlandırıcı, programlar geliştirmelidir. UYAP sisteminde, MERNİS’e, tapuya, imara, direkt ulaşılmalı ve kayıtlar alınmalı, şerhler anında konulmalıdır. Bankalara, finans kuruluşlarına doğrudan ulaşabilmelidir.

HÂKİM, SAVCILAR VE AVUKATLAR…

Türkiye’de, hâkim ve savcıların itibarı yükseltilmelidir. Bunun için, mali ve özlük hakları çok iyileştirilmelidir. Mesleğe yeni giren bir hâkim veya savcının maaşı, asgari, 10 asgari ücret olmalıdır. Birinci sınıfa ayrılan hâkim ve savcının maaşı asgari yirmi asgari ücret olmalıdır.
 
Kalem personelinin da mali durumu düzeltilmelidir. Mesleğe yeni giren kalem personelinin maaşı en az 5 asgari ücret olmalıdır.
Savcılık emrinde, adli kolluk, dedektiflik, grafoloji uzmanları, adli PTT gibi destek birimleri ile soruşturmalar hızlandırılmalıdır.
 
Takipsizlik kararlarına itiraz imkânı olduğu gibi, iddianamelere de itiraz imkânı getirilmelidir. İddianamenin iadesi prosedürü kaldırılmalıdır.
 
Mahkemelerde, ağır ceza mahkemeleri hariç, duruşmalarda, savcı kaldırılmalıdır.
 
Hâkim ve savcıların, meslekte kalma teminatları olmalıdır. Rüşvet, zimmet, terör, devleti ve hükûmeti yıkmak gibi tadat edilen suçlar hariç, başka nedenlerle, meslekten atılması önlenmelidir.
 
Mesleğe kabullerinde, istihbarattan olumlu rapor alınmalıdır.
Koruyucu hukukçuluk geliştirilmelidir. Bunun için, sermayesi bir milyon Türk lirası ve üzerinde olan veya öz varlığı on milyon TL ve üzerinde olan, her şirketin, en azından bir danışman avukatı olmalıdır. Bu danışman avukat, genel kurullarda hazır olmalı ve genel kurul için, şirketin leh ve aleyhinde olan dava ve takipler için, hukuk raporu sunmalıdır. Genel kurulda ortakların dava ve takiplerle ilgili sorularına cevap vermelidir.

ADALET DERSİ OLMALI!

Adalet bir vicdan işidir. Bunun için, çocuklarımıza vicdanı, kültürümüzü, hak ve hukuk kavramlarını öğretmeliyiz. Ortaokul ve liselerde ve bütün fakültelerde, öğrencilerimize “Adalet Dersi” koymalıyız. Adalet dersi, baraj derslerden olmalıdır. Adalet derslerinde, kanunlara saygıyı, kanunlara uymayı, hakkı, hukuku, kul hakkını, çocuklarımıza ve gençlerimize öğretmeliyiz. Tarihimizden ibretlik yargılamaları, adalet nüktelerini, vakıalarını anlatmalıyız. Adaleti tesis edilecek olan uygulayıcılara da vicdan temelli, özellikle ceza davalarında, geniş bir takdir hakkı ve alternatif ceza uygulamasına imkân tanımalıyız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.