Acem palavrası tek taraflı propaganda…

A -
A +

Tamam doğrudur. İran’ın hâl ve hareketlerinde ve söylemlerinde, hatırı sayılır bir Acem palavrası söz konusu. Ancak beri tarafta da tek yönlü çalışan Batı’nın gri propaganda ve ajitasyonu var. Hangisi doğru ki?

 

 

 

 

 

İsrail’in 1 Nisan günü, İran’ın Suriye’deki konsolosluk binasını füzeyle vurarak ikisi general yedi subayını öldürmesi, sanki normal bir durummuş gibi, Batı dünyasında hiç reaksiyon görmedi. Şayet vurulan yer bir Batı ülkesinin diplomatik temsilciliği olsaydı, ortalık ayağa kalkmaz mıydı? Bu sözler, Rusya’nın BM’deki temsilcisine ait… Evet, işlenen suçun faili İsrail olunca, herkes suspus oluyor. İsrail yıllardan beri, İran içlerinde pek çok suikast ve sabotaj eylemine imza attı. Doğrusu İran bu tahrik edici saldırılara karşı sadece sözlü tehditte bulundu. Doğrudan İsrail’e misilleme hareketinde bulunmadı. En fazla kontrolü altındaki Hizbullah gibi örgütleri kullanarak karşılık vermeye çalıştı. Ancak 1 Nisan’daki saldırı, doğrudan İran topraklarına yapıldı. İran buna aynı şekilde karşılık vermeyi bir mecburiyet olarak gördü. Aksi hâlde imajı büsbütün yerlerde sürünecekti. Gelgelelim İran’ın İsrail ile ortak sınırı yok. Aradaki mesafe en az 1700 kilometre… Bakınız gayet sade ve düz mantıkla düşünelim: İran bu mesafeden İsrail’e doğru yapacağı taarruzun gayet zor ve başları oranının çok düşük olacağını bilmeyecek kadar, acemi bir devlet midir? Husiler bile İsrail’e daha çok hasar verdi… İran istese daha değişik bir metotla ve İsrail’in gerçekten canını acıtacak bir saldırı gerçekleştirebilirdi pekâlâ. Ama bunun neticesinden yani karşı karşıya kalacağı daha büyük zarardan çekindi. Bu yüzden daha ziyade gösteriye-şova dönük, zevahiri kurtaracak bir adım attı. Altı-yedi saat boyunca, havada piknik yürüyüşü yapar gibi arz-ı endam edecek, drone ve balistik füzeyi havada bırakırlar mı?

 

Her şeyden önce İran böyle bir taarruz için başka ülkelerin hava sahasını kullanmak zorunda. Bunun için en az 72 saat öncesinden haber vermek durumunda… Fakat esas mesele, İsrail’in yandaşlarının pek çok olması! Görüldüğü üzere, başta ABD; İngiltere ve Fransa (Batı’nın tamamını dâhil edebilirsiniz), imkânlarını devreye sokarak, İran’ın İsrail’e doğru yolladığı kamikaze drone ve balistik füzeleri avlamak üzere vaziyet aldılar. Daha Irak ve Suriye hava sahalarında iken avlamaya başladılar. Düşünün Ürdün bile bu konuda kendisine verilen misyonu ifa etti!.. Hâl böyle olunca İran’ın hava taarruzu da zaruri olarak “Acem Palavrası” derekesine düştü. Yalnız burada tek taraflı propagandaya dikkat etmek ve her söylenene hemen inanmamak lazım. Çünkü İsrail topraklarında hasar tespiti yapmaya imkân yok. Dolayısıyla hiçbir şey olmadı, hiçbir füze sınırı geçemedi gibi güzellemeler gerçeği yansıtıyor demek değil. Evet, İran İsrail’e çok ciddi bir hasar veremedi. Zaten bunu da hedeflemiş değildi. Sebebini yukarıda belirttik. Bu işin sonrası var… Velakin ABD televizyonu ABC bile İsrail’de sirenlerin çaldığını ve şiddetli patlamalar meydana geldiğini haber veriyorsa, kulak kabartmak lazım. Aynı TV kanalı en az dokuz füzenin hava savunma sistemlerini aştığını ve Nevatim ile Negev hava üslerine isabet ettiğini söylüyor. Yani mantar tabancası muamelesi de görse, fırlatılan yüz tane füze ve iki yüzden fazla kamikaze drone bahis konusu.

 

Netice olarak İran halkının beklentilerine cevap vermek ve uluslararası arenada İsrail’e karşı şöyle ya da böyle hamle yapmış olmak açısından bir adım atmış oldu. İsrail’in okulları tatil etmek ve bin kişiden fazla bir araya gelmeyi yasaklayan, konser ve spor faaliyetlerini durduran tedbirleri bile tek başına İran için bir tutamaktır. Ne de olsa aylardan beri sığınaklara girip çıkan İsrail halkını, bir nebze korkutmuş oldu. Fakat şu noktaya dikkat çekmek isterim; Yaklaşık yedi aydır Gazze halkına kan kusturan barbar İsrail’in imajı zaten Hamas tarafından fena hâlde çizilmiş durumda. Yani o dokunulmaz kabul edilen ve Yahudiler için en güvenli yer diye pazarlanan Siyonist devlet, öyle iddia edildiği gibi korunaklı bir ülke değil. Hamas’ın en kıt imkânlarla imal ettiği füzeler bile İsrail’i epey rahatsız etti. Terörist İsrail’in bu kadar canavarlaşması ve savunmasız sivil halkı; en çok da çocukları katletmesi, hep bu öz güveni kaybetme öfkesinden… Küresel güçler ne kadar destek verirse versin, tek Filistinli hayatta kaldığı müddetçe, Siyonistlere rahatlık ve emniyet yoktur… İran’ın yavaş ve eski model drone ve füzelerinden İsrail’i korumak için, Amerika; İngiltere ve Fransa seferber olarak, bu tiyatro yahut def-i bela kabilinden intikam saldırısı, İsrail hesabına ucuz atlatıldı. Üstelik İsrail’in işine çok yaradı! Yalnız şunun unutulmaması lazım. İran’ın gücü bundan ibaret değil. Bunu en iyi ABD biliyor ve o sebeple de, İsrail’in daha fazla tahrikte bulunmasını önlemeye çalışıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.