Bu maçı sevmedim

Bu maçtan önce rakip sahada Beşiktaş’ın özellikle ilk yarım saat en azından bu kadar açık saçık sahayı rakibe genişleterek sunacağını kimse tahmin edemezdi. Tabii öyle olunca da G.Saray her kazandığı topla, her türlü organizasyonu yaparak ceza sahasına girdi, pozisyonlar buldu ama tabelaya bir türlü yansıtamadı. Beşiktaş ise yanlış hatırlamıyorsam bir tane ‘pozisyonumsu’ bir fırsat buldu, onu da zaten değerlendiremedi.  

Kartal’ın ikramı

G.Saray’ın attığı ilk golü şöyle yorumlayabiliriz; rakibin sunduğu yanlışın güç bela İcardi tarafından değerlendirilişiydi. Tabii dakikalar ilerledikçe Beşiktaş’ın başına başka bir dert gelecekti. Mert ki, o ana kadar maçın sivrilen oyuncusuydu, ceza sahası dışında topa elle müdahale edince oyun dışı kalıp takımını 10 kişi bıraktı. Peki, bu büyük dezavantaj Beşiktaş’ı ağır bir yenilgiye mi sürükledi, hayır. Hatta öylesine ki, daha da kontrollü oynamaya yöneltti. Beşiktaş, maçı kurtarır mı diye düşünenler Rosier’in marifeti ve Chamberlain’in ustaca vuruşuyla 1-1’i gördü. 

 

Yoksa Beşiktaş 10 kişiyle bu maçtan puanla mı çıkacaktı? 

 

İşte tam bu düşünceler içine girilmişken bir duran top kullanılışı sonrası hakem Beşiktaş savunmasının topa elle müdahale ettiğine karar vererek, ki bu karar doğruydu, penaltı noktasını gösterdi ve İcardi yaşanmış olan soğuk duş etkisini azalttı. 

Okan Buruk’a aklım ermedi 

Bu arada Okan Hoca’nın iki kenar oyuncusunu aynı anda kenara alışına da aklım ermedi. Acaba ne yapmak istiyordu? Şimdi burada hazır bir teknik adamdan bahsetmişken Burak Yılmaz’ın da rakip sahada hem de G.Saray’a karşı oynarken bu kadar saha genişleterek, bu kadar rakibe kolay top kullanma imkânı tanımasına dikkat çekmek isterim. 

 

Sonuçta G.Saray, ev sahipliği avantajını biraz da rakibin hatalarıyla değerlendirerek yukarıdaki yarışı bırakmayacağını ilan etti. 
Beşiktaş mı? Bu sezon kendisine başka bir yol çizecek.

 

MAÇIN ADAMI: Mauro İcardi