Biz bu filmi 16 defa seyrettik!

A -
A +

Cumartesi günü 11.30'da bütün Türkiye televizyonların başına geçti. 54 günden beri bekledikleri ekonomik programı dinledi. Büyük ümitlerle Derviş'in söylediklerini tek tek not aldılar. Derviş, samimi konuşuyordu. İlk söylediği "Bundan sonra halka yalan yok!" sözü yürekleri ferahlattı. Demek ki, bundan önce siyasilerin ve bürokratların ağızlarından vatandaşa sürekli yalan söyleniyor, gerçekler gizleniyordu. Bu resmi itiraf, büyük sempati topladı. Derviş'in söylediklerini birkaç cümle ile özetleyelim: İşte programın özü Atılan her adım şeffaf olacak.* Devlet harcamaları yüzde 9 azaltılacak. *Maaşlar enflasyona göre artacak.* Yeni personel kesinlikle alınmayacak*. Mevduatlar tam güvence altında kalacak.* Devlet kağıdının faiz geliri beyanname dışı tutulacak.* Repo tümüyle kalkmayacak. *Akaryakıt fiyatları dolara göre ayarlanacak. *Yolsuzlukla mücadele sürecek.* Enflasyon, yaz aylarında düşüşe geçecek.* Destekleme alım fiyatları enflasyonu aşmayacak. *Çiftçi artık ürettiğinin tamamını devlete satamayacak.* Servet vergisi ve yeni bir ek vergi getirilmeyecek.* Vergi cezaları da enflasyona uydurulacak. *Kamu bankalarında yeni görev zararı olmayacak. *Fon Bankaları satılmazsa birleştirilecek. *Özel bankalar sermayelerini arttıracak.* Yabancı yatırımcı şu anda Türkiye'ye gelirse 6 ay sonra büyük kârlar elde edecek.* Kaynak ve teknoloji getirene teşvik verilecek.* Bu yıl enflasyon hedefi tüketicide yüzde 52.5, 2002'de yüzde 20 olacak.* Büyüme hızı 2001'de -3, 2002'de + yüzde 5 olacak.* THY mutlaka satılacak, ama yabancıya yüzde 49'dan fazla blok satış yapılmayacak.* Şu anda yüzde 20 aşırı değerlenen Dolar kuru gerçek değil* Yastık altı ekonomiye dönüyor Geriye dönük olarak Servet Vergisi alınmayacağının açıklanması, piyasaların ümitle beklediği bir gelişme.. Bu güvence şu anda yastık altında bulunan veya bir kısmı çeşitli yollarla yurtdışına kaçırılmış olan paranın bugünden itibaren ülkeye dönüşünü sağlayacaktır. Kaba bir tahminle bu rakam yaklaşık 4 milyar dolardır. Acele 12 milyar $ aranıyor Bu programda henüz dış destek sağlanmadığı için para ve kur politikaları konusunda net bir açıklama yapılamadı. Derviş'e göre şu anda acil olarak 12 milyar dolara ihtiyaç var. Ve bu konuda çok olumlu adımlar atılmış durumda. Şimdi devletin yapacağı en önemli iş artık dönülmesi imkansız hale gelen kamu borçlarının artışını frenlemek. Derviş 1990'da GSMH'ye yüzde 30 civarında olan toplam kamu borcunun 1999 sonunda yüzde 60'lara şimdi ise yüzde 65'e dayandığını ifade ederek durumun vahametini açıkça ortaya koydu. Ülkenin faiz yükü toplam kamu gelirleri içinde 1990'da yüzde 31 pay alırken, bugün yüzde 95 pay seviyesine yükseldi. Bu faiz yükü düşürülmeden kımıldayamayacağımız kesin. Şimdi ne kadar dış kaynak bulursak bu yük o kadar hafifleyecek. Devletin borç stokunun düşürülmesi için bütçede faiz dışı fazla olması gerekiyor. Faizlerin inmesi için de enflasyonun aşağı çekilmesi şart. Ama bunun için dövizde çıpa sistemini terkettik. Sadece dış kredi miktarı belli olduktan sonra bu konuda net birşey söylenebilir. 13 yasa çıkarılmayı bekliyor Dünyanın önde gelen televizyonları BBC World, Derviş'in açıkladığı programa geniş yer verirken, Türkiye'nin ihtiyacı olan paranın 12 değil, 25 milyar dolar olduğunu altını çizerek söylüyor. Dünyanın en büyük haber kanalı CNN ise, Derviş'in açıkladığı ekonomik programın asıl amacının dış yardım olduğunu belirterek mevcut hükümetin iki ay içerisinde değişeceğini iddia ediyor. Nitekim IMF Başkanı Köhler, Başbakan Ecevit'le yaptığı telefon görüşmesinde hükümetin bu programa olan desteğini ve acil yasaların durumunu sordu. IMF'in öncelikle çıkarılmasını istediği 15 yasadan şu ana kadar 2'si çıkarılabildi. 13 yasa ise halâ bekliyor. Ne kadar siyasi destek? 14 Nisan kararları Türkiye için bir dönüm noktası. Bu konuda tam mutabakat var. Siyasiler Derviş'in programın ana hedefler bölümünü anlatmasının ardından 2.5 dakikalık bir açıklama yaparak "tam destek" verdiklerini bildirdiler. Bize göre siyasi desteğin tek bir gereği var: Derviş'in kurallarını eksiksiz uygulamak. Şimdi en önemli sorun halkın kaybolan güvenini tekrar kazanmak. Hükümet, programa paralel bir uygulama içine girerek Derviş'in şahsında bu güveni yeniden kazanabilir. Yani Derviş'in halk nazarında bir kahraman olmasını göze alarak bu âcil yasaları çıkaracaklar ve ilan edilen maddeleri tek tek eksiksiz olarak yerine getirecekler.. Aksi halde bütün söylenenler lafta kalır. 3 lider siyasi geleceklerini belki de tehlikeye atacak bu uygulamaya gözü kapalı imza atabilirler mi? İşte bütün meselenin özü bu.. Yeniden yapılanıyoruz Bu hükümet iki yıldan beri halktan sürekli fedakarlık istedi. Ama bu süre içinde yolsuzlukların ardı arkası kesilmedi. Banka hortumlayanlar, devlet malını har vurup harmanlayanlar o kadar çoğaldı ki, herkes birbirinden şüphe etmeye başladı. Finans kesimi büyük yara aldı. Kredi notumuz peşpeşe düşürüldü. Vatandaş kemerini sıka sıka boğulduktan sonra şimdi yeni bir programla yine fedakarlık isteniyor. Derviş'in açıkladıkları bir istikrar programı değil, tamamen yeniden yapılanma programıdır. Bu yapılanma mutlaka siyasete de sıçrayacaktır. Piyasalar ve iş dünyası dış desteğin sağlanmasıyla ortaya çıkacak yeni tabloyu görmek istiyor. Zira gerçek rakamlar burada olacak. Yolsuzluklar büyük problem Hükümetin önündeki en önemli problem yolsuzluk dosyalarıdır. Bugün-yarın DGM Savcısı Talat Şalk, Beyaz Enerji operasyonunun iddianamesini açıklayacak. Sızan iddialara göre bir bakan bu iddianamede yer almaktadır. Bu bakanın feda edilmesi işi kökünden bitirmeyecektir. Zira bu olayın ardındaki siyasi destekler de tek tek ortaya çıkacaktır. Artık ekonomik bir anayasamız var Sonuç: Piyasalar bugünden itibaren başlayacak olan bu yeni dönemi "olumlu" algılayacaktır. Dolar kuru bir-iki hafta içerisinde olması gereken gerçek yerine dönecektir. Borsa çıkışını sürdürecek, faizler iniş potasına girecektir. Bu açıklanan program artık ekonomik bir anayasa haline gelmiştir. Mevcut hükümet ister gitsin, ister kalsın bu program değişmeyecektir. Herşeyimiz buna bağlı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.