Yabancı gözlemcilerle ilgili geçen hafta yazdığım yazı çok geniş bir yankı buldu, ilgi uyandırdı.
Yabancı gözlemci uygulaması beraberinde çok fazla soruyu akıllara getirdi.
Çok daha önemlisi; bir semineri kaçıran bir hakem ya da gözlemci kendisini çok eksik eder. Altı ay öncesi ile altı ay sonrası çok fark eder.
Kamuoyunu nasıl oyalarız, nasıl meşgul ederiz?
Yabancı gözlemci, VAR kayıtlarının açıklanma kararı, kamuoyunu biraz oyalama ya da meşgul etme düşüncesinin eseridir.
Salı günü açıklanan VAR kayıtlarında şunu gördük; bir kere “sonucu bilinen görüşmeyi yayınlamak” devrim değildir. İnsanları uyutmaktır, oyalamaktır.
Esas “çağrılmayan pozisyonlar için neden çağrılmadı?” sorusu hep gündemde olacaktır.
Merak edilen tarafı bu!
Bakın; VAR kayıtlarının açıklanma kararı, hakem ile VAR arasındaki iletişimi zayıflatmıştır.
Kayıtlarda literatüre uyma gayreti gözüküyor. Bir yapaylık var. Sağlıklı iletişim gözükmüyor.
Mesela, “sahada iki oyuncu arasında bir tutup bırakma” incelenirken;
Gözlemciler ve koçlar...
Son beş yıldır hakemliğe ilgi azalıyor, kalite düşüyor. Bunu defalardır yazıp, söylüyorum. Bu arada gözlemci kadrosu da her geçen gün zayıflıyor, buraya ilgi ve istek yok. Yeni nesil ya uzak duruyor ya da uzak tutuluyor.
Şöyle son 8-10 yıla bakın; hangisi gözlemcilik yapıyor?
Hakemlere koçlar (mentör) verildi.
Bu ürünün değeri nasıl artsın ki?
Gün geçmiyor ki; kulüp başkanları futbolun marka değerini düşürecek bir açıklama yapmasınlar ya da faaliyette bulunmasınlar!
Sahanın ortasında hakemin gözünü patlat! Dünya medyasına manşet ol!
27. haftanın tayinlerinden!
Zorbay Küçük ve Ali Şansalan üç haftadır üst üste maç alıyorlar. Hak ettiler, performansları çok iyi.
Tugay Kaan Numanoğlu; çıkışta bu hafta da maçı var. Çok formda.
Hakemlere moral destek vermek gerekir. Arkalarında durulmalı.
Mete Kalkavan’a sahip çıkmadınız! Sıradaki Alper Çetin mi? Hakemlerin cesaretini kırmayın! Kulüplere bu kadar teslim olmayın!