2024’te Türk dış politikası

A -
A +
Kahramanmaraş merkezli depremlerde 50 binden fazla vatandaşımızı kaybettiğimiz ve milletçe sarsıldığımız 2023’ü geride bırakıyoruz. Afetlerde kaybettiklerimize ve terör saldırılarında şehit olan askerlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
 
2023 aynı zamanda Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yılını kutladığımız, bu vesileyle bir asrın muhasebesini yaptığımız bir yıl oldu. İkinci yüzyıla başlarken savunma sanayiinden dış politikaya, eğitimden sağlığa, ekonomiden güvenliğe her konuda geleceğe umutla bakıyoruz. 2024’ün, Türkiye’nin dünyanın en gelişmiş 10 devleti arasında yer alması için başlatılan hamlelerin meyvelerini topladığımız bir yıl olmasını umut ediyorum.
 
Dış politikamızda küresel ve bölgesel gelişmelerin etkisini derinden hissettiğimiz bir yıl olan 2023 birçok meselenin önümüzdeki yılda da süreceğinin işaretlerini taşıyordu.
 
ABD ile Çin arasında Asya-Pasifik bölgesinden Afrika’ya kadar yayılan küresel rekabet 2024’te tırmanarak devam edecek. Çin artık küresel liderliğe oynadığını gizlemiyor. ABD ise yayınladığı resmî belgelerde Çin’i en güçlü rakibi olarak görmenin ötesinde 2030’dan itibaren savunma, ekonomi ve teknoloji başta olmak üzere birçok alanda Çin’in gerisine düşebileceğini tabiri caizse itiraf ediyor. Küresel liderliğin el değiştirmesi sürecinin getirdiği sarsıntıları 2024’te de yaşamaya devam edeceğiz.
 
Bölgesel çatışmalarla mı yoksa büyük bir “hesaplaşmayla” mı bu sürecin sonlanacağını şimdiden söylemek mümkün değil. Ama Türkiye gibi bu mücadelenin taraflarının coğrafi olarak tam arasında yer alan bir ülke için diğer pek çok ülkeden daha yoğun etkilerin ortaya çıkacağını söyleyebiliriz.
Ukrayna’nın arkasındaki Batı desteği iyice azaldı. ABD’deki başkanlık seçimleri öncesinde ekonomiye ilave yük bindirmek istemeyen Biden yönetimi ciddi bir risk aldı. Ukrayna’ya yardımın azalması Rusya’nın zafere hızlı adımlarla yaklaşmasına yol açacak. Bu da Biden’ın, önce cesaretlendirdiği Kiev yönetimini sonra yüzüstü bırakan “güvenilmez bir başkan” olduğu ithamına muhatap olmasına kapı aralayacak. Ankara ise denizden iki komşusu arasındaki çatışmanın bir an önce sona ermesi için diplomatik çabalarını 2024 boyunca artıracak. Evvelce Türkiye’nin başarılı girişimleriyle ateşkesin eşiğine gelen fakat Batılı ülkelerin Ukrayna üzerindeki baskıları sebebiyle el sıkışamayan iki ülkenin bu kez silahlarını susturmaya karar vermeleri ihtimali güçlendi. Hâlihazırda Türkiye dışında hiçbir ülkenin Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirecek bir kolaylaştırıcı rol oynama kapasitesi bulunmuyor.
 
Türkiye’nin ABD ile ilişkileri 2023’te durağan bir seyir izledi. Terörle mücadele eden bir Türk SİHA’sının ABD tarafından düşürülmesi iki müttefik arasındaki ilişkilerde görülmedik bir hadiseydi. Verdiği söze rağmen ABD Başkanı Türkiye’ye ziyaret gerçekleştirmedi. Keza Cumhurbaşkanı Erdoğan da Biden ilk döneminin son yılına girerken henüz Washington’a bir ziyarette bulunmadı. Temmuz 2024’te ABD’deki NATO’nun 75. Yıl Zirvesi’ne katılacak Türk ve Amerikan heyetleri arasında kapsamlı bir toplantı yapılması ihtimali var. ABD tarafı, ikili ilişkilerdeki problemlerin masaya yatırılacağı bu toplantının yapılması için İsveç’in NATO üyeliğinin gerçekleşmesini bir ön şart olarak belirlemiş durumda. TBMM Dış İlişkiler Komisyonu’ndan geçen İsveç’in NATO’ya katılım anlaşması muhtemelen 2024’ün ilk aylarında TBMM Genel Kurulu’nda oylanacak.
 
Diğer yandan, Türkiye’nin ABD’den almak istediği F-16 savaş uçaklarının satışı için de ABD Kongresi İsveç’in üyeliği şartını getirmiş durumda. İsveç NATO’ya üye olsa bile bu satışa izin verileceğinin garantisi ise bulunmuyor. Türkiye-ABD arasındaki en büyük iki problem olan PKK’nın Suriye koluna ve FETÖ’ye ABD tarafından verilen desteğin sona erdirilmesi için 2024’te de Türkiye’nin ısrarlı çabaları sürecek.
 
Dış politikadaki normalleşme adımları Türkiye’nin muhataplarının tutumlarına göre hızlanacak ya da kesilecek. Yunanistan’la yeniden başlayan “bahar havası” Atina yönetiminin 2024’te Ege’de Türkiye’nin deniz yetki alanlarını ihlal edecek şekilde rüzgâr türbinleri inşa etmeye başlamasıyla hızla sona erebilir. Atina’nın tartışmalı olmayan coğrafi alanların dışına taşmaması normalleşmenin sürmesi için elzemdir. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne ve sınırlarına saygı göstereceği sinyallerini veren Erivan yönetiminin Bakü’yle kalıcı bir barış antlaşması imzalaması, bir süredir devam eden Türkiye’nin Ermenistan’la normalleşme sürecine ivme kazandıracaktır. Büyükelçilerin atanmasıyla ısınmaya başlayan Ankara-Tel Aviv diplomatik ilişkileri ise İsrail’in Filistin’deki insanlık dışı eylemleri sebebiyle uzun yıllar tamir edilemeyecek şekilde bozuldu. Netanyahu Başbakan olarak kaldığı sürece 2024 içinde taraflar arasında en ufak bir normalleşme adımı atılmasını bekleyemeyiz. Başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkeleriyle normalleşme süreci 2024’te de sürecek. Mısır’ın Gazze meselesinde ve Doğu Akdeniz’de Türkiye ile daha güçlü iş birliğine yanaşıp yanaşmayacağı bu ülkeyle ilişkilerin seyrine etki edecek. 2024’ün belki de en büyük sürprizi Suriye ile yeni bir sayfanın açılması olacaktır.
 
2024, Türk dünyasını oluşturan devletler arasında çok yoğun bir iş birliğine sahne olabilir. Bilhassa Türkiye, Azerbaycan ve Özbekistan arasında siyasi, ekonomik ve askerî alanda çok güçlü bağlar kurulması için adımlar atılabilir.
 
Son olarak, Türkiye’nin AB ile müzakere sürecinde 2024’te de durgunluk sürecek. AB Parlamento seçimlerinin yapılacağı bir yılda yeni bir müzakere faslının açılması büyük bir sürpriz olur. Uzun yıllardır yapılmayan Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplantısının 2024’te yapılması ise ihtimal dâhilinde.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.