ÇAĞRI

A -
A +

Seçim, hayat pahalılığı, devletler arası temaslar ve onlarca benzeri, gündem olsa da Türkiye’nin de dünyanın da 1 numaralı gündem maddesi, Gazze’deki vahşi soykırımdır:

 

Siyonist katliama seyirci 2 milyar Müslüman, 2 milyon mazlum, mağdur, aç Gazzelinin önünde dünyada da ahirette de mahcup olacak ve bu vurdumduymazlığın hesabını çok zor verecek ve belki de veremeyecektir.

 

“Ateşkes” çağrıları, her kimden ve nereden gelirse gelsin İsrail’den merhamet beklemeye dönüşmemeli. Düşmanın merhametiyle yaşanmaz. Biden yönetimi, kalıcı ateşkesi, hiç sıkılmadan hep engelledi. Batı’nın ateşkes lafları ise samimiyetten öte oyalamadır. İsrail, zaman kazansın isteniyor. Onların iki devletli çözüm lafları da aynı maksada matuftur. Bu niyet çerçevesindeki tasavvur iyi okunmalı. İsrail’i 1967 değil, 1948 hudutlarına çekmeyen her karar, her metin gayrimeşrudur. BM tanıdığı için 1948 sınırları kabul edilse bile, 1967 genişlemesi, işgal ve gasptır; barışa esas alınamaz.

 

Asırlardır hiçbir savaş, çarpışma veya mezalimde bugün Gazze’de olduğu kadar bebek, çocuk, kadın, yaşlı ve sivil ölmedi. Ortada hunhar ve gaddar bir soykırım var. Dünya başkentleri, halklarına rağmen bu vicdansızlığı sadece seyrediyor veya işe yaramaz geçiştirme sözler ediyorlar. 

 

Bir defa daha tekrar edelim ki İsrail’le anladığı dille konuşmak tek çıkar yol kaldı. İİT Devletleri, TDT Devletleri ve başka devletler yanımızda yer almasalar bile Türk Ordusu, mahallî seçimlerimizden sonra Gazzeli mazlumların imdadına koşmalıdır. Ne dediğimizin ne yazdığımızın farkındayız. “Savaşacak mıyız?” deniyorsa şunu deriz:

 

-Bizim savaşımız, yüz yıllık!..

 

Filistin Devlet Reisi Mahmud Abbas’ın Ankara’yı ziyareti isabetli olmuştur. Sn. Erdoğan ve Sn. Abbas’ın müzakerelerden sonra yaptıkları basın toplantısında iki husus dikkat çekiciydi. Biri, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın İsrail’in Gazze’de, Filistin’de yaptığı katliâmın soykırım olduğunu en net kelimelerle beyan etmesi; diğeri, misafir Devlet Reisinin Türkiye’nin Filistin için verdiği desteklerden dolayı minnettarlık duygularını dile getirmesidir. Filistin; Gazze, inanç, tarih, toprak ve millet… olarak her bakımdan bizim parçamızdır. 6 Şubat 2023’te asrın felaketinde illerimize, vatandaşlarımıza yaptığımız yardım ve iyileştirmeler, her ne ise yalnız ve kimsesiz kalmış Gazzeli kardeşlerimize desteğimiz de odur. Biz, bunu yapmakla mükellefiz. Buna rağmen Mahmud Abbas’ın, minnet duygularını ifade etmesi çok düşündürücüdür! Mes’uliyetimizin çoğalmasıdır. Bu ziyarette açıklanmamış olsa bile şu hususun kayıtlara girmiş olduğunu hem düşünüyor ve hem de gerçekleşmesini bekliyoruz:

 

-Filistin Devleti, Türkiye’den resmen askerî yardım istemeli, Türk Ordusu Gazze’de, Filistin’de Siyonist zalimlere hadlerini bildirmelidir. Mescid-i Aksa’nın müdafaası ve Gazze’nin ve diğer Filistin topraklarının kurtarılması için başka bir çare kalmadı, artık her yol tükendi. Madem ki Gazze’nin, Filistin’in 6 Şubat afetzedesi 11 vilayetimizden farkı yoktur öyleyse yapılması gereken nihai hamle budur. Filistin, Türkiye’yi kendisi dâvet ettiği için Türk askerinin oraya gidişinin işgal olarak telakki edilmesi mümkün olamayacaktır. Hukuk, buna engeldir.

 

Gazze, zalim İsrail tarafından 153 gündür yakıp-yıkılıyor, soykırım, en insafsız ölçülerde yapılıyor. Filistinli kardeşlerimizin Gazzeli Arap ve Türkmenlerin gözleri, bizde…

 

Onlara bugün sahip çıkmayacaksak ne gün sahip çıkacağız?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Mehmet Sarımeşeli 7 Mart 2024 16:29

Evet, bence de İsrail canavarı için yapılacak en ekili şey askerî müdahaledir.Başka yolların kâr etmediği biliniyordu ve bu kanıtlandı.

Ayhan 7 Mart 2024 08:23

Seçimlerden sonra Gazze'ye gitmeliyiz.