İSRAİL’LE ANLADIĞI DİLDEN KONUŞMAK LÂZIM!

A -
A +

5 aydan beri İsrail’in Gazze Celladı Netanyahu eliyle Gazzelilere; Filistin’e yapmadığı kötülük kalmadı. Siyonist İsrail, sırtını ABD ve AB’ye dayamış olarak Müslüman soykırımı yapıyor. Hâdise tek cümleyle budur. O vahşi soykırım, yalnızca hayat kendilerine zindan edilen Gazze halkına değil, onlar da dâhil olmak üzere bölge Müslümanlarına karşı da sinsice işlenmektedir. Durdurulmadığı takdirde bu Müslüman soykırımı, dalga dalga büyüyerek Fırat nehrimize, dayanacaktır.

 

İsrail’in katlettiği bebek, çocuk, kadın, yaşlı ve sivil sayısı 30 bini geçti. Zâlim, korkunç katliamına devam ederken dünya, elinde kâğıt-kalem çetele tutmakta. Dün 10 binler, 20 binler haber veriliyordu, bu gidişle yarın 40, 50, 60… binler haber verilecek. Kara vicdanlı Beyaz Saray, BMGK’da kalıcı ateşkes kararını veto ettikçe bu mezalim sürüp gider. Adalet Divanı’nda verilecek karar da yine bu kurşundan farksız vetolar yüzünden hiçbir fayda temin etmeyecektir.
İsrail; Gazze Celladı, Siyonist ve Evanjelistler, sahipsiz köyde gemi öylesine azıya almış vaziyetteler ki bir tas çorba için toplanan mazlum kitleleri bile kurşun yağmuruna tutarak katletmekteler.

 

Cibilliyet bozukluğu bu raddede olan İsrail’in mahkemeyle, beyanatla, nutukla, nasihatle… durdurulması muhaldir.

 

Çünkü:

 

İsrail, bu soykırımını, Nil Nehri ile Fırat Nehri arasını Müslümanlardan arındırmak için yapmaktadır. Akıldan çıkmasın ki Siyonistler, o insafsız katliamları “ibâdet” olarak icra etmekteler. Sürgün edildikleri vatanlarına 3 bin yıl sonra dönerek burada “devlet kurdukları” iddiasındalar. Yahudi ırkçısı Siyonistler, dünya var olalı beri Filistin toprağı ve asırlardır Müslüman Filistin milletinin mülkü olan bir vatanı, İngiltere ve Batı’nın desteğiyle gasbetmelerini, tarih efsanesi ve bozulmuş Tevrat üzerinden böyle bir hilebazlıkla temize çıkarmaya çalışmaktalar.

 

O tahrif edilmiş, aslı olmaktan çıkmış Tevrat’ın yazdıklarını gerekçe göstererek büyük gayelerine vâsıl olmak peşindeler. Bu bir fanatik ideolojidir. Bu ideolojiyle İsrail’in kuruluşunun 100. yılında yani 2048’de “Nil’den Fırat’a Büyük İsrail Krallığı”nı kurmak için bütün bu katliam ve soykırımı yapıyorlar. Bu bâtıl ideolojinin gerçek olması, yarım düzine devleti ortadan kaldırdığı gibi, Türkiye’nin de üçte birinin elimizden çıkmasına sebep olacaktır. İsrail, ibâdet telâkkisiyle hayata geçirmeye çalıştığı bu ideolojiden böylesi kanlı kıyımları yaparken ABD ve AB’den politik, diplomatik, silah ve mühimmat desteği aldığı gibi bölgedeki terör örgütleriyle de Türkiye’ye karşı müttefiklik ilişkisi içindedir. Ortak düşmanları Ankara’dır.

 

Gazze, Türkiye’nin Millî Güvenlik Mes’elesidir.

 

Bugün hâlâ “bizim Suriye’de, Filistin’de, Gazze’de ne işimiz var?” diyen kimse görülüyorsa onlar ya kıt akıllı veya Siyonist beslemesidir.

 

Bu mes’elenin nihâyetinde Anadolu ve Ankara tehdit altında olduğu ve harita zorla değiştirilmeye kalkışıldığı için Türkiye’nin hukuken meşru müdafaa hakkı doğmuştur. Bugüne dek sabredildi. Ötesi beklenemez. Zalimin bıçağı, artık kemiği kesmekte.

 

Bundan dolayı Türkiye, seçimlerden sonra İsrail’le anladığı dille konuşmalıdır. NATO ve BM, ümidsiz vak’alardır. Onlardan fayda gelmez. Bizim, TDT-Türk Devletleri Teşkilatı, İİT-İslâm İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği Teşkilatı üzerinde çok kararlı çalışmalar yaparak İslâm Barış Gücü veya İslâm Müdafaa Kuvvetleri gibi adlarla ordu teşkil edip İsrail’in eli kırılmalı, dili susturulmalı, haddi bildirilmelidir. Adı geçen her teşkilattan bütün âzâ devletler, bizimle yek cihed olmasalar bile yek niyet ve yek cihed olanlar çıkacaktır. Bazısı asker, bazısı para yardımı yapar.

 

Velev ki tek başımıza kalsak dahi Türk Silahlı Kuvvetleri haddini aşmış, gözü dönmüş İsrail zalimine haddini bildirmeli, O’na anladığı dille cevap vermelidir.

 

Bu hem dinimizin,

 

hem tarihimizin,

 

hem de

 

2071 Cihan Devleti Türkiye, Kızılelma hedefimizin emridir. Şehidlerle gâzilerin, ulemâ, evliyâ ve ümeranın tartışılmaz buyruğudur.

 

2048 Tehlikesi fark edilmeden Gazze’de Müslüman soykırımı seyredilirse; o vakit 2071 hayâl olur.

 

Hainler, korkaktır. Zayıflar karşısındaki duruşları, şanlı bahadırlar önünde çöker.

 

Eğer;

 

“İsrail’e müdahale edersek Amerika, F-16’ları vermekten cayar!” diye tedirgin bir yorum işitilirse ona verilecek cevap şudur:

 

-Kendisi bilir; daha iyisini yaparız!!!

 

Son 50 sene bunun şahididir.

 

Kötü müttefik, silah sahibi yapar!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Alaaddin Erdoğan 3 Mart 2024 16:34

Bu yazıya selam durur hazır ola geçerim Her yazısı manifesto, ağabey Rahim Er'in Kalemiyle kelamıyla hayâtî mesajlar verir Milletim şuurlanır kendine gelir

Mehmet Sarımeşeli 2 Mart 2024 16:16

Gazze için ülkemizin Araplarla ortak Ordu oluşturup harekete geçmesi mümkün görünmüyor.Siyonist destekçileri İsrail'e nasıl silah desteği veriyorlarsa bizde Gazzeli mücahitlere silah desteği vermeliyiz.Yoksa Rahim kardeşimizin dile getirdiği gibi yakında ülkemize kadar vahşet gelebilir.

Erdoğan Yücel 2 Mart 2024 04:48

Yüreğine kalemine sağlık Rahim abiciğim.