Bulaşık bir yazı

A -
A +
Bu köşede yazı yazmaya başladığımda kendi kendime siyasete girmeyeceğim diye bir söz vermiştim. Ucundan kıyısından bulaştığım zamanlar da oldu ama genelde bu sözüme sadık kaldım.
 
Yarın seçim var. Böyle bir tarihte gündem dışı bir yazı, okul bahçesinde oyuna alınmayan bir çocuk gibi mahzun kalacaktı gazetenin içinde belki ama yine de bir deneyeyim dedim.
 
Bilgisayarın başına oturup doktora ders notlarını karıştırırken Dr. Laurence J. Peter ve Raymond Hull tarafından ortaya atılan Peter Prensibiyle ilgili yazdığım notları gördüm. En başta şu yazıyordu; “Peter prensibine göre hiyerarşide insanlar, yeterlilikleri bitene kadar yükselir.” Bununla ilgili bir şey yazayım dedim ama çok siyasi bir mesaj veriyormuşum gibi geldi ve vazgeçtim.
 
Sonra İngiliz tarihçi C. Northcote Parkinson tarafından yazılan makalenin özetini gördüm. Oranın giriş cümlesinde de şöyle diyordu; “Parkinson ilkesine göre yapılan iş, işin bitirilmesi için ayrılmış süreyi dolduracak şekilde genişler.”
 
Bari bununla ilgili bir şeyler yazayım dedim ama aklıma birinci tur, ikinci tur falan geldi. “Kesin bu da siyasi bir yazı gibi algılanır” deyip yine vazgeçtim.
 
En son geçen haftalarda bazı önemli kavramlarla ilgili yazmaya başladığım başka bir dosyayı açtım. Okumaya başladım ama yine cümleler siyasi sloganlar atarak paragraflar arasında dolaşmaya başladılar.
 
Ben mi çok kuruntuluyum bilmiyorum ama yazıya eklediğim her yeni cümle usulca siyasete bulaştı. Ben de bulaşmadım artık.

Hayatımızı şekillendiren kavramlar

Samimiyet
Ne iş yaparsanız yapın, samimiyet eksikliği varsa anlattıklarınız havada kalır. Çünkü özne yüklem uyumsuzluğu anlatım bozukluğuna yol açar. Kalbiyle dili arasındaki mesafeyi ayarlayamayanlar, kimseyi ikna edemez. Yani olduğu gibi görünmeyenlerle göründüğü gibi olmayanların halayına hiçbir türkü nizam veremez.
 
Hüsnüniyet
Niyetin simya etkisi vardır. İyi niyetle çıkılan yolda çiçekler açarken, kötü niyet taş olup insanın ayağına dolanır. Bu yüzden zor durumdaki insanlara yardım ederken Allah rızası yerine kendi menfaatini gözetenlerin iyiliği, ilk fırsatta başa kakılacak bir alışverişten öteye gidemez. Faturası da oldukça ağır olur.
 
Mahcubiyet
Özür dilemesi gereken yerde diklenen, yüz kızarmasını bir zaaf olarak gören ve mahcubiyetini yitiren bir toplumun kaybedecek fazla bir şeyi kalmamıştır. Doğru zamanda kızaran yüz, kişinin yüzünü ağartır. Hiç kızarmayan yüzler de milletin anasını ağlatır.
 
Enaniyet
Fizikteki her şeyi matematikle açıklama çabasında olan pozitivizmle memleket aklı arasındaki mesafeye aklıselim denir. Aklıselimi hafife alan bir yaklaşım ve oy oranlarıyla memleket insanının zekâ seviyesi arasında kurulan ilişki, diyet listesinden lahana turşusunu eksik etmeyen demokrasi çığırtkanları için bir utanç vesilesidir.
 
Feraset
Bazen insan apaçık gözüken gerçekleri inkâr etmeye zorlanır ve bunu başarır. Feraset hamasetin gölgesinde kaldığı sürece, gelecekle ilgili öngörüler şaşmaya mahkûmdur. Hırsına yenik düşen tüccarın hesabı elbet şaşar. Zaten yaşadığı ülkenin tarih ve coğrafyasını bilmeyenlerin, matematikten geçer not alması da düşünülemez.
 
Mesuliyet
Biz okullarda çocuklara yalan söylemeyin diye nasihat verirken, ülke gündeminde olanlar koro hâlinde yalan söylerse, verilen eğitim hiçbir işe yaramaz. Hele sosyal medyanın yatsı namazını beklemeden yalancının mumunu üfleme gücü varken, biraz ihtiyatlı olmak gerekir. Çünkü dürüstlük, ülke gündeminde olanlar için en büyük mesuliyettir.
 
Muvaffakiyet
İnsan için en büyük başarı kimseyi incitmeden, kalp kırmadan ve hakaret etmeden yaşayabilmektir. Nefret koleksiyonu yapanların sergi alanı hâline gelen sosyal medyaya rağmen üslubunu bozmayanlar, eninde sonunda kazanır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.