Ebeveynlikte ikinci tura kalmak

Sesli Dinle
A -
A +
Çocuklarla gerektiği kadar ilgilenmek çocuk eğitiminde en kritik konudur. Ne fazla, ne eksik. Olması gerektiği kadar.
Eskiden çok çocuklu ailelerde yaşanan ilgisizlik normaldi. Evde on tane çocuk varsa, annenin veya babanın çocuklarla tam olarak ilgilenmesi elbette zordu. Hatta çocuklarının ismini karıştıran babaların hikâyeleri bile vardır. Ama tek çocuk veya iki çocuklu ailelerde ilgi eksikliği olursa, burada anne babaların kendilerini sorgulaması gerekir.
 
İlgisiz ebeveynlerin bulunduğu ailelerde pek kural yoktur. Çocuklar davranışları hakkında ailelerinden olumlu veya olumsuz geri bildirim almakta zorlanırlar. Hangi davranışın doğru, hangisinin yanlış olduğunu anlamakta güçlük çekerler. Anne ve babalarının hangi harekete nasıl bir tepki vereceğini kestirmekte zorlanırlar. Ve oluşan boşluk içinde kendi kendilerine bir hayat kurmaya çalışırlar.
 
Çocuk okul öncesi dönemde genelde ailenin ilgi odağı olmak ister. Eğer ihtiyaç duyduğu ilgiyi göremezse, ilgi çekmek için türlü numaraları yapabilirler. Bu numaralar bazen sevimli ve tatlı olur. Ama yine ilgi çekmeyi başaramazlarsa, bu sefer anne babanın hangi davranışlara tepki vereceklerini araştırıp, istenmeyen şeyler de yapabilirler. Yani amaçları ilgi çekmektir ve bu amaca ulaşmak için ne yapacakları belli olmaz.
Mesela çocuğunuz her gün okulda yaşadığı bir şeyi anlatıyorsa ve bu anlattıklarının büyük ihtimalle yalan olduğunu düşünüyorsanız, ilgi çekmeye çalıştığını düşünün. Büyük ihtimalle size önceden sıradan şeyler anlatmış ve gereken ilgiyi görmemiştir. Ama “Bugün okulda bir çocuğu dövdüm, ağzını burnunu kırdım” dediğinde gözleriniz kocaman açılıyorsa, çocuk artık ilgi çekmenin yöntemini bulmuş demektir. Ve çocuklar sırf anne ve babanın gözlerindeki o ilgiyi görebilmek için, her gün farklı senaryolar üretebilirler.
 
Hâlbuki “Bugün öğretmen bir soru sordu ve ben cevabını verdim” cümlesi, çocuğun ilgi görmesi için yeterli olmalıdır.
Evet, gündem yoğun. Hele bu seçim atmosferinde ilgimiz iyice dağıldı. Ama en azından ilgimizin yüzde ellisini çocuklara ayırmak şart. Bu oranın altında kalıp ebeveynliği ikinci tura bırakmak riskli bir durum yani. (Gördüğünüz gibi benim de ilgim hayli dağılmış durumda.)

İlgisizliğin sebepleri

İlgisizliğin farklı sebepleri olabilir. Kimi zaman anne babalar kendileriyle çok ilgilendikleri için sıra çocuğa gelmez. Özel hayatlarında yaşanan sıkıntılar, iş yerindeki problemler veya psikolojik rahatsızlıklar çocuklara ilgi göstermeye izin vermez. Ebeveynler çocuklarına para, hediye veya ödül vermek zorunda değildir. Ama ilgi göstermek ebeveynler için bir lüks değildir. Hiç parası olmayan ama ilgili bir baba, her gün çocuğuna çeşitli hediyeler alan ama ilgi göstermekte zorlanan bir babaya göre çok daha sağlıklı çocuklar yetiştirir.
Çocuğun gözlerinin içine bakarak hâlini, hatırını sormak kadar etkili bir terapi yoktur çocuklar için. Yemek sofrasında biz yetişkinler için çok sıradan olan hikâyeleri ilgiyle dinlemek, çocuklar için günün en büyük ödülü olabilir.
 
“Ben çocuklarıma hiç kızmam” diyen bir anne veya baba genelde bunu bir başarı hikâyesi olarak sunar. Ama bu davranışın altında da ilgisizlik olabilir. Yani ebeveynler çocuklara kızacak bir konu bulmakta zorlanıyorsa, sıkıntı ciddi demektir. Aslında çocuklara kızmak da ilginin bir göstergesidir.
İlgisizliğin sonu genelde pişmanlıktır ve ilerleyen yaşlarda gereğinden fazla ilgi gösterilmesi gereken problemlere yol açar.
 
Biz yetişkinler olarak bile ilgiye bu kadar muhtaçken, etrafımızdaki insanlar tarafından fark edilmek için büyük bir çaba harcarken, çocukların ilgi açlığı çekmelerine nasıl müsaade edebiliriz?
 
Ebeveynlik her türlü gevşekliği kaldırır belki ama ilgi gevşekliğini kaldırmaz. Çünkü anne babasının çekim alanından kurtulan çocukların, kimlerin çekim alanına gireceği meçhuldür. Büyük suçlara karışan veya kötü alışkanlıkların pençesinden kurtulamayan yetişkinlerin çocukluk yıllarına baktığınızda, genelde ya çok baskıcı veya ilgisiz ebeveyn tutumları görebilirsiniz. Bu bakımdan aşırı baskıcı olmakla ilgisiz olmak arasında bir fark yoktur.
 
Birisi gürültüyle çocuğu mutsuz eder, diğeri sessiz bir şekilde!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.