Kariyer çapkınlığı

Sesli Dinle
A -
A +
Çocukları “çok yönlü” olarak yetiştirmek eskiden hep tavsiye edilen bir şeydi. Hayatta başarılı olmak için ilgi alanlarının geniş olması gerektiği düşünülürdü. Ama günümüzde bu kural değişti. Çoktan seçmeli hayatlar bizi binlerce seçenek arasında bir şıkkı seçmeye ve odaklanmaya mecbur kıldı. Aksi hâlde insan öyle bir dağılıyor ki toparlamak mümkün olmuyor.
 
İnsanın on parmağında on marifet olması bugünün şartlarında çok bir şey ifade etmiyor. Artık on parmağın tek bir marifet üzerinde yoğunlaşması lazım. Çünkü her parmak farklı bir yere uzanırsa, bütün parmaklar güdük kalıyor.
 
Yirmili yaşlarımdayken şu tür cümleleri sıkça duyardım; “Bizim bir arkadaş var. Bilgisayardan çok iyi anlıyor. Hem donanım hem de yazılım olarak konuya hâkim. Tasarımı da çok iyi.”
 
Otuz yıl önce iltifat yerine geçen bu cümle bugün kafamızda bir sürü soru işareti uyandırıyor.
 
Yazılımda hangi dilleri biliyor? İşletim sistemi yazılım mı, uygulama yazılımı mı, programlama yazılımı mı? Tasarım derken front-end, back-end gibi bir sürü alt başlık var. “Ben hepsinden anlıyorum abi” derseniz kimse sizi ciddiye almıyor.
 
Günümüzde herhangi bir alanda başarılı olmak için mutlaka ciddiyet, odaklanma ve sebat gerekiyor. Kariyer haritalarında sapaklar ne kadar fazlaysa, hedefe ulaşmak o kadar zor. Konfeksiyon ütücülüğü bile kendi içinde “orta ütücü” ve “son ütücü” şeklinde uzmanlık alanlarına ayrılmışken, gerçekten biraz oturup düşünmek lazım.
Bilgiyle kırıştırmak ve farklı alanlarda gönül eğlendirerek “kariyer çapkınlığı” yapmak, ciddiyet ve uzmanlığın önündeki en büyük engel. Önemli olan çok şey bilmeniz değil, bildiklerinizle en az bir şeyi çok iyi yapabilmeniz. Bu yüzden mutlaka bir alana karar verip imzayı atmak lazım. Çünkü her şeyden biraz anlayan ama hiçbir şeyi tam yapamayan kişiler toplumu geriye götürüyor.

Uzmanlıkta Tarzan Sendromu

Televizyon ekranlarına bakın…  Kendilerini her konuda söz sahibi gören uzmanlar bütün alanları talan ediyor. Deprem uzmanı dinden, ilahiyatçı ekonomiden bahsediyor. Herkes kendi alanında kalsa çok güzel olacak ama ekran şehveti insanlarda sınır mınır bırakmadı. Ağzı olan konuşuyor.
 
O yüzden çocuklarımızı fazla dağılmalarına izin vermeyecek şekilde yönlendirmemiz lazım. Çünkü popüler kültürün de etkisiyle “Tarzan Sendromu” yaşayan gençler ömrünü daldan dala atlayarak geçiriyor.
Eğer insan bir amaç sahibi olursa ve gündelik alışkanlıklarını bu amaca ulaşmak için bir araç olarak görürse, ilerleme sağlar. Ama oradan oraya savrulan zihinlerle sadece yalpalarız.
 
Yani öyle bir dönemden geçiyoruz ki hiçbir şey için yeterli vakit yok. Artık bizi hedeften uzaklaştıran her türlü meşgaleden uzak durmak lazım. Bir tıp doktoru tasarım da yapabilir elbette ama hobi seviyesinde olmalı. Eğer böyle olmazsa iki alandan bir tanesinde gerileme başlar. Çünkü "bir cambaz iki ipte oynamaz!"
Atasözü böyle değildi ama bu hâliyle de fena olmadı gibi!

Tarhana ve karpuz

Bir emlakçının camında “Taze tarhana geldi” yazısını görürseniz, o dükkânda işlerin iyi gitmediğini anlayabilirsiniz. Muhtemelen fazla müşteri yoktur ve dükkân dönmüyordur.
 
Bazen sosyal medyada görüyorum. Adam isminin altına yazmış da yazmış; Yaşam koçu, terapist, eğitimci, düşünür, sosyolog, araştırmacı yazar vs.
 
Bu unvan kalabalığı bize aslında şunu söylüyor; “Ben hiçbir işi doğru dürüst yapamıyorum ve dükkân dönmüyor.”
 
Bir keresinde sosyal medyada yaptığım bir paylaşımın altına birisi şöyle yazmıştı; “Bir yönetici, sosyal medya uzmanı, dijital içerik üreticisi ve en önemlisi de bir baba olarak söylediklerinize katılmıyorum.”
 
Ben de altına, “Erkekseniz teker teker katılmayın” yazacaktım ama ayıp olur diye vazgeçtim.
 
Hayat problemlerini daha kolay çözebilmek için sadeleştirme yapmak şart. Sınırları aşma vizyonu genelde yoldan şaşmayla sonuçlanıyor. O yüzden bir sınır belirlemek ve yoğunlaşmak lazım.
 
Bir koltuğa ufak birkaç karpuz sığdırmaktansa, lezzetinden emin olduğunuz, kocaman bir Diyarbakır karpuzu sığdırmak her türlü daha mantıklı görünüyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.