Milyon takipçili yalnızlıklar

Sesli Dinle
A -
A +
Son dönemde bir şeyi çok iyi anladım: Sosyal medyayla birlikte yayılan popüler kültür, devasa bir kamuflaj sistemi olarak planlanmış. En büyük amaç kötülüğü zihinde aklamak için eğlence maskesinin ardına saklamak… Bu aklama operasyonunda olumsuz sıfatları sempatik hâle getirmek için ha bire yeni kavramlar üretiliyor. Her türlü pislik özenle ambalajlanıp, narkoz yemiş çakırkeyif zihinlere servis ediliyor.
 
Mesela “Bu devirde network çok önemli” cümlesi zihnimize öyle bir kazındı ki ne kadar çok insan tanırsak, o kadar iyi olacak gibi bir düşüncemiz var. Bu yüzden de sevip saydığımız insanları tanımaya çalışmak yerine, tanıdığımız insanları saymakla meşgulüz.
 
Artık tanıdıklardan mevduat hesabından bahseder gibi bahsediyoruz. “Ne çok dost biriktirmişim hayatımda” cümlesi de buna iyi bir örnek. Önce biriktiriyor, sonra harcıyoruz.
 
“İleride bir gün işimize yarar belki” düşüncesiyle rehberde isim biriktirmek, kapitalizmin iletişim dünyasına en sevimsiz hediyesi olabilir. Çünkü “network” kelimesiyle makyajlanan bu çıkarcı davranış modeli yüzünden bütün ilişkilerimizin muhasebesini tutuyoruz. Müşteri sayısı arttıkça iş de artıyor ve gün gelip yaşadığımız hayal kırıklıklarına hesap kesmeye başlıyoruz.
 
Hâlbuki kazan-kazan kavramı iş dünyasına aittir. İnsan ilişkilerinde iki tarafın da kazanması için iyi niyet ve samimiyet gerekir. “Tanıdıklarımdan nasıl faydalanabilirim?” düşüncesi kadar karakteri aşındıran bir şey olabilir mi?
Önce insan anlayamaz nasıl berbat bir yola girdiğini. Bütün davranışlarına bir gerekçe bulur. Ama bir süre sonra düşünceleri de davranışlarına uygun olarak değişmeye başlar insanın. Her “merhabanın” arkasından bir “acaba” gelir ve verilen selamlar borç hanesine yazılır. Taraflardan birisi bu ilişkiden bir şey kazanamayacağını anladığında da oyun biter.
 
Bir kişiye kızıp WhatsApp durumunda bütün rehbere ayar veren, “Kimseye gereğinden fazla değer vermeyeceksin” türünden cümlelerle atar gider yapanlar, önce bu oyunun farkına varmalıdır.
 
Zaten bu cümledeki “gereğinden fazla” ifadesi bile ortada bir hesap olduğunun ispatıdır.
     ***
Bir insan herkesle iyi geçinmeye çalışırsa, bu büyük bir meziyet olur. Ama sadece işine yarayacak kişilerle iyi geçinmeye çalışan insan hem kendisine hem de çevresine büyük eziyet olur.
 
Müdürüyle konuşurken dünyanın en nazik insanıyken çay getiren çalışana bağıran bir insanda davranış problemi var demektir. Üstüne nazik, altına kaba davrananların kariyer haritaları çukurlarla doludur. Sahibinden çok kullanılmış ikinci el ilişkilerin sonunda, amortisör patlar, kayış kopar, her yerden ses gelmeye başlar.
 
Yani mecburiyet temelli bir nezaket anlayışı, eninde sonunda mahkûmiyetle sonuçlanır. Çünkü nezaket seviyesini menfaat temelli bir ölçüyle ayarlayanlar, bir zaman sonra karşılık bekleyerek yaptığı iyiliklere mahkûm olur.
 
Bir insan için en büyük başarı her zaman mütevazı olabilmek, herkese iyi davranmak ve kalp kırmaktan korkmaktır. Bu üçü olmadığı takdirde, koltuk altımızdan kayıp gittiğinde hayatımız kayar. Sahip olduğu konumundan dolayı insanlardan saygı bekleyenler, konumunu kaybedince saygınlığını ve itibarını da kaybederler.
 
Tek yönlü biletle çıkılan kariyer yolculuklarının dönüşü çok meşakkatli olur.
Milyon takipçili yalnızlıklar, milyon dolarlık yoksulluklar modern hayatın en büyük iki trajedisi olabilir. Bir paylaşımına yüz binlerce beğeni aldığı hâlde oturup iki lafın belini bükecek dostu olmayanlar, banka hesaplarında biriken parayı harcayamadan ölenler bize ders olmalıdır.
 
Bu hayatı doğru dürüst yaşamak çok zor değil aslında; İnsan ilişkilerinde çıkarcı davranma, paranın kölesi olma, kimsenin kalbini kırma!
 
Not: Yazıyı göndermeden önce bir kere daha okudum. Son cümlede “zor değil” dediğim şeyin aslında bayağı bir zor olduğunu fark ettim. Zaten kolay olsaydı yaşadığımız hayat bu kadar zor olmaz, imtihanın bir anlamı kalmazdı. Allah hepimize kolaylık versin. Âmin.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Bahri ARSLAN 5 Ağustos 2023 10:52

Âmin Allahüteala razı olsun