Sakin olun ve eğlenmenize bakın!

Güney Kore’de patlayan ve bütün dünyaya yayılan K-pop akımıyla ilgili geçen aylarda eleştirel bir yazı yazmıştım. Bir kişi sosyal medyada şöyle bir yorum yaptı;

 

 

Ben de “Abartmış mıyım gerçekten acaba?” diye tekrar internete girip BTS yazdım ve önüme gelen ilk sayfalardan birisine tıkladım. BTS grubunun cinsel eğilimleriyle ilgili bir yazı çıktı karşıma. Hepsi farklı şekilde eğildikleri için eğilimleri tam anlayamasam da sonuna kadar okudum. Editöre takılmasın diye noktasına virgülüne biraz dokunduğum metni siz de aşağıda okuyabilirsiniz. Konuya yabancı olanlar grup üyelerinin isimlerini de “eğilim” zannetmesin diye onları “eğik” yazdım.

     ***

Jin’in daha çok heteroseksüel olduğu biliniyor ama Joon onun aslında eş cinsel olduğunu söylüyor.

 

Yoongi’nin cinsel eğilimi biseksüel. Buna hiç şüphe yok. "Kişiliğe ve atmosfere odaklanıyorum. İdeal bir tipim yok ve bu bir kızla sınırlı değil” diyor Yoongi.

 

Namjoon, BTS’in LGBT’yi destekleyen ilk kralı ama nedense hâlâ heteroseksüel. Jin gibi onun da cinselliğini sorguladığını ve erkeklerle birlikte olmayı düşündüğü görülebiliyor. Pan ya da bi de olabilir ama öyle olsa bile ağırlıklı olarak kadınlarla olacağı düşünülmüyor.

 

Hoseok biseksüel olarak görünse de daha çok eş cinsel tarafının ağır bastığı söyleniyor. 

 

Jimin tamamen gay…  Bazen kızlara ilgi duyuyor ama bunun için kızın gerçekten güzel birisi olması lazım. Yani güzel kızlara eğilimi olsa da genelde tercihini erkeklerden yana yapıyor.

 

Taehuyng büyük ihtimalle biseksüel ama daha çok düz taraftaymış gibi gözüküyor.

 

Jungkook heteroseksüel ya da biseksüel olarak biliniyor.

 

Suga‘nın biseksüel olduğu biliniyor. Ona ne tür insanlardan hoşlandığını sorduk. Bir tipi olmadığını ve önce cinsiyete değil kişiye âşık olduğu için tercihinin sadece kızlarla sınırlı olmadığını açıkladı.

     ***

Bu bilgiler ne kadar gerçek bilmiyorum. Yani BTS üyeleri gerçekten böyle mi düşünüyor, emin değilim. Fotoğraflarına bakınca da bir ipucu elde edemiyorsunuz. Çünkü ipin ucu kaçmış durumda. Ama diyelim ki bu bilgilerin hiçbirisi doğru değil. Benim karşıma çıkan web sitesi bunları kafasından uydurmuş, bu çocuklar böyle şeyler söylememiş falan… Öyle de olsa bütün dünyaya bu şekilde lanse edilmeye çalıştıkları bir gerçek.

 

Peki, müziğin cinsiyete alet edildiği bu hikâye nasıl başladı? Bunun için biraz daha geriye gitmek lazım.

 

İlk başlarda iki cinsiyet arasına onlarca farklı şık eklendi. İnsanlar şıklara alışınca da işi biraz daha abartıp soruyu “boşluk doldurma sorusu” yaptılar. Cinsiyeti şıklara hapsetmek istemeyen bu özgürlükçü yaklaşım sonunda da “akışkan cinsiyet” kavramı doğdu. Yani bir gün öyle, bir gün böyle… İçinden nasıl geliyorsa artık!

 

Sonuçta anormali hoş görmekle başlayan hikâye, normali hor görmeye kadar geldi. Yukarıdaki metinde “Nedense hâlâ heteroseksüel” ifadesi de bunun en güzel ispatı!

 

Bu akımın kendiliğinden geliştiğine inanmak mümkün değil. Birileri oturup bir senaryo yazdı ve film kapalı gişe oynuyor. Amaç on beş yaş altında olan ve cinsiyet kavramı tam oturmayan genç zihinleri bulandırmak. Yani ergenlik döneminde başla akıl arasında oluşan o bir karışlık mesafeyi, müzik ve film sektörlerini kullanarak doldurmak.

 

Peki, neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuldu? Yani zaten kafaları çok karışıkken bir de cinsiyet üzerinden onlarca soru işaretini gençlerin zihnine neden soktular? Netflix’te niçin sadece erkek ve kadınlardan oluşan bir karakter dizilimi bulamıyoruz? Hepsi erkek olan BTS üyelerinin günlük makyaj masrafı niçin bir köyün aylık mutfak masrafından daha fazla?

 

Fütüristler, 2100 yılında dünya nüfusunun 10 milyarı geçeceğini düşünüyorlar. Sebep bu olabilir mi acaba? Yoksa tüm dünyada esen hayvanseverlik rüzgârı da bu planla mı ilgili? Evde çocuk bakacağına hayvan besle mesajı mı veriliyor gizliden gizliye?

 

Neyse, fazla abartmayalım! Sakin olalım ve eğlenmemize bakalım!