Sevinçliyiz hepimiz!

Sesli Dinle
A -
A +

Pazartesi sabahı ilk zil çalacak ve tüm ülkede tatlı bir telaş yaşanacak.

 

Okula yeni başlayanların evden ayrılma endişesiyle, kariyer sahibi öğrencilerin kavuşma sevinci koridorlarda kol kola gezecek yine. Tatile veda etmenin hüznüyle okula yeniden merhaba demenin mutluluğu sarmaş dolaş tahta sıralara yerleşecek. Anne babaların duaları eylül rüzgârıyla sınıflara dolacak, yelkenler şişecek.

 

Üç aydır mahzun kalan okul koridorları boya kokusunu uğurlayıp, kurşun kalem, silgi ve mürekkep kokusunu ağırlayacak yeniden. Okul kıyafetleri ütü masalarında yeni yıla ısındırılacak.

 

Okula yeni gelen fenciden bahsedilecek, sınıfın en muzip çocuğunun tatil hatıralarına kıkırdanacak, kantinde sıraya girilecek ve bahçede yılın ilk topu koşturulacak. Yazılı öncesi silgiler yine ikiye bölünüp arka sırayla paylaşılacak. Günde en az bir kişi mutlaka “07 ucu olan var mı?” diye bağıracak.

 

Yazın terli hatıraları, Türkçe dersinde cümle cümle canlanıp kompozisyon olacak. Yeni öğretim yılının hesabını tutmak için kimi üç ortalı, kimi beş ortalı, kimi kareli, kimi düz çizgili defterler alınacak. Etiketlere gururla, yeni geçilen sınıfın numarası yazılacak.

 

Silgi tozlarına bulaşmış hatalar, yanlışlar gün sonunda talaşla birlikte çöpe gidecek. Her yeni güne sıfır hatayla, tertemiz başlanacak.

 

Doğumeviyle mezarlık arasındaki yolun en güneşli, en günahsız, en haşarı, en eğlenceli bölümü kaldığı yerden devam edecek kaldığı yerden... Milyonlarca öğrenci yine sıraya girecek, rahat olacak, hazır olacak ve taze kan dolacak ülkenin damarlarına. Türkiye’nin kalp atışları hızlanacak. Bayrağın rengi daha bir kırmızı olacak.

 

Merkez üssü okullar olan bu heyecan, civar kurumların tamamında hissedilecek. Ve ziller büyük Türkiye’nin genç mimarları için çalacak bir kez daha.

 

Evet… Milyonlarca öğrenci yarın derin bir nefes alır gibi yeniden okula başlıyor. Bir kitabın kapağında şöyle yazıyordu: “Mürekkebin kuruduğu yerde kan akıyor.”

 

Size güveniyoruz çocuklar! Pazartesi günü mürekkebi kurutmamak için sıraya gireceğinizi, yeniden büyük Türkiye için hazır olacağınızı biliyor ve rahatta bekliyoruz.

 

 

 

Havlayan köpek ısırabilir!

 

 

 

Doktora eğitimi aldığım Yıldız Teknik Üniversitesinde acayip bir köpek yoğunluğu var. Metrekareye kaç köpek düşüyor bilmiyorum ama sayıları öğrenci nüfusuna yakın gibi duruyor.

 

İlk başlarda çok hoşuma gitmişti bu. Sabahları kafeteryanın önünde bekleşen köpeklerin başlarını okşayarak güne başlamak çok güzel bir duyguydu. Kimisi tez aşamasındaki öğrenci gibi durgun ve dalgın, kimisi yeterlilik sınavını geçmiş gibi coşkulu ve heyecanlı olan köpekler kampüse neşe katıyordu.

 

Bir sabah okula metroyla gittim. Metro durağından eğitim fakültesi binasına kadar bayağı bir yol var. Bu yüzden bir tane elektrikli scooter kiraladım ve okula doğru sürdüm. Yolculuğumun ikinci dakikasında yol kenarında duran bir grup köpekle göz göze geldik. Makaleleri intihal oranına takılmış gibi gergin ve sinirli gözüküyorlardı.

 

Tam yanlarından geçerken bir tanesi havlayarak üzerime doğru koştu. Diğerleri de gaza gelip hep birden koşmaya başladılar. Onlar hızlandıkça ben de hızlandım. Bir tanesi arkadan paçamı kapar gibi olunca da mecburen durdum.

 

Hepsi koro hâlinde havlayarak etrafıma doluştular ve “Önce kim dalacak?” diye aralarında tartışmaya başladılar. Ben çaresiz bir şekilde karar vermelerini beklerken Allahtan karşıdan bir araba geldi ve grup bu sefer arabaya saldırdı. Ben de paçayı kurtarmanın sevinciyle yoluma devam ettim.

 

Şimdi gelelim asıl meseleye…

 

Doğada karıncalara hayranlıkla bakarız. Çalışkanlıkları hepimizi etkiler, ibret alırız. Ama herhangi birimizin mutfağını karınca basınca durum değişir. Akreplerle ilgili bir belgesel seyrederken keyfimize diyecek yok. Ama ekranda hayranlıkla seyrettiğimiz akrep yatak odamıza girerse zıvanadan çıkarız.

 

Yani, normalde hayran olduğumuz hayvanlar bize zarar verecek bir duruma geldiğinde müdahale ederiz. Müdahale şekilleri elbette tartışılabilir ama meselenin özü tartışmaya açık değildir! Konunun hayvanseverlikle falan da ilgisi yoktur.

 

Bilmem anlatabiliyor muyum?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
ssda12 Eylül 2023 08:02

hem sevip ,hem sevmiyorsak ,duygularımızı görmezden gelip dayatılmış müfredatlara kendimizi zorlayarak alıştırmaya çalışıyorsak ,kendimizi toplumlar içinde yalnız ,huzursuz hissediyorsak ,okuldan eve gelip uyku ile bu zulume mola veriyorsak, bilelimki bu biz değiliz ,bu düzen biz ait değil ,batı bize ayakkabılarımızı ters giydirmiştir ,ama ne acıdır ,kendimizi kandırmakta master yapmışız ,idrak edemiyor ,ayıkamıyoruz.