White Chocolote Mocha Extra Shot

Sesli Dinle
A -
A +
EYT kapsamında ben de emekli oldum. Yani ben de artık yaşlılık aylığı alıyorum. Çakma da olsa emekli olmak ruh hâlimi biraz değiştirdi.
 
Bugünlerde boşa geçen yıllarıma daha çok yanıyorum. Ve emekli bir insan olarak, gençlerin hâline daha çok üzülüyorum. Çünkü vakit öldürmenin ismi eğlenmek olmuş ve bu yanlış algı yüzünden en değerli gençlik yılları faili malum cinayetlere kurban gidiyor.
 
Mesela kafeler tıka basa dolu ve kimse boş vakit geçirdiğini düşünmüyor. Çünkü kahvehaneler emeklilerin vakit öldürdüğü yerler olarak görülürken, kafelerde böyle bir algı yok. “Hanım, ben kahveye çıkıyorum” cümlesi zihnimizde boş bir adam çağrışımı yaparken, “Arkadaşlarla kafede takılıyoruz” cümlesinde daha pozitif bir çağrışım var. Sanki kahve fiyatı artınca orada geçirilen zamanın niteliği de artıyormuş gibi bir illüzyon yaşıyoruz. Kahvenin adını ne kadar zor söylersen, kendini o kadar iyi hissediyorsun.
 
Kahvede okey, pişpirik oynanıyor, kafede açılmış laptop ekranlarında online oyunlar var… Birisi diğerinin daha genç ve makyajlı hâli yani. Makyaj masraflarını da oturanlardan alıyorlar.
     ***
Erken emekliliğin bir önceki adımı olan “ergen emeklilik” ülkemiz için gerçekten ciddi bir tehdit. Çünkü ergenlik dönemine atılan oltaların ucundaki zehirli iğneler, Türkiye’nin geleceğini tehdit ediyor. Bilinçaltında kıpırdanıp duran işe yaramazlık hissini teselli etmek için herkes vaktini doldurma peşinde. Sosyal olmak, ortamlarda aranan kişi olmak, okulda popüler olmak gibi durumlar yüzünden nesiller heba oluyor.
 
“Kanka, yarın akşam ne yapıyoruz?” sorusunu artık duymak istemiyoruz. Çünkü gündelik hayatlarla başarı hikâyesi yazılmaz. “Çok iyi vakit geçirmek” cümlesini de ezberlerden kurtarıp içini yeniden doldurmak lazım. Önemli olan, “Vakit nasıl iyi geçer?” sorusunun cevabını bulabilmektir.
 
Bazen ben de dışarıda kendime bir kahve alıp yazı yazıyorum. Gözüm ekrandayken sağdan soldan kulağıma çalınan cümleler hep aynı; “kanka” ve “aşkım” kelimeleri arasına sıkışıp kalan kısır diyaloglardan öte bir muhabbet duyulmuyor.
 
Kim kiminle çıkıyor, kim kimden hoşlanıyor, kim kime yamuk yaptı? Popüler kültürün hayat bilgisi müfredatından çıkan soruların derinliği işte ancak bu kadar oluyor!
     ***
Netice olarak gündelik telaşların dışına çıkamayan, anı yaşamak zırvasıyla akreple yelkovan arasında tutsak kalan gençlerin düşünce dünyası can çekişiyor. Sorsanız hemen hepsi üniversiteyi kazanma idealinden bahsediyor. Hâlbuki üniversite, büyük bir hayalin adımlarından sadece birisidir.
 
“Büyüyünce ne olacaksın?” sorusu da çocukları yanlış yönlendiriyor.
 
“Büyüyünce ne yapacaksın?” sorusu daha mantıklı. Bir genç sadece hukuk fakültesini kazanıp avukat olma hayali kurmamalı. Çünkü hayalin menzili ne kadar uzun olursa, mücadele o kadar büyük olur.
 
Eğer bir genç ileride iyi bir hukukçu olup herhangi bir konuda mücadele etmeye karar verirse, ders çalışmak anlam kazanır. Aksi hâlde ha bire soru bankalarından hesap açan gençlerin çözdükleri sorular, hiçbir problemi çözemez.
 
Bitiş çizgisi olmayan bir maraton koşusunda koşucular ne kadar motive olursa, hayali olmayan gençler de ders çalışırken o kadar motive olabilirler.
     ***
Koşmaya başlamak ilk adımdır. Önemli olan bitiş çizgisine doğru yaklaştığını bilmektir. Eğer böyle bir çizgi belirlenmediyse, herkes yorulduğu anda bırakır. İnsanı diri tutan, attığı adımların veya yaşadığı zamanın kendisini bir yere yaklaştırdığını bilmesidir.
 
Eğer kendinizle ilgili on yıl sonrasına bir hedef koyarsanız, vaktiniz kıymetlenir. Ama böyle bir hedefiniz yoksa yaşayacağınız on yıl, birbirini tekrarlayan günlerden oluşur. Seksen yıl yaşayanlarla, bir yılı seksen kere yaşayanların farkı da burada ortaya çıkar.
 
Zaman herkesin üzerinden akıp gider ama sadece bir hedefi olanları olgunlaştırır.
 
Beş dakikanın ne kadar kıymetli olduğunu bilmeyen için, seksen yılın da bir hükmü yoktur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.