Asırların gerilimi

A -
A +

Maç boyunca elle tutulur bir haldeydi asırlardır süren komşuyla aramızdaki gerginlik. Onlar bunu oyuncularıyla da, tribünleriyle de sahaya taşımışlardı. Bizim burada yapamadıklarımızı onlar Atina'da tüm imkanlarıyla yaptılar. Biz daha "Sabri yok, Petre var"ı yaşarken, dalga dalga patlayan Olympiakos atakları ve baskısıyla içeri gömüldük. Rakip kaleciyi yakından bile göremeden golü de yedik. Hani o, "Kimsenin hatası yok ama herkes kusurlu" gollerinden biriydi. Fark kokuyordu maç. Hasan ortaya sıkışıyor, Hakan kendine top indiriyor ve biz Karembeau'yu geçemiyoruz ki, rakip defansı zorlayalım. Bizim gerimiz ise "Yamalı bohça", inanılmaz hatalar yapıyoruz ve pas yapmayı bırakın, soluk alacak kadar bile bize boşluk bırakmayan Olympiakos ikinci golü "Beleşten" atıyor. Oysa o dakikalarda toparlanıp çıkmaya başlamıştık ama De Boer'in "İster emekli topçu deyin, ister 70'lik golfçü" düzeyindeki hatası maçı kopardı. İlk yarı 5 olurdu demek de maça yakışıyordu, De Boer "Pırtlamasa" Hasan da "Topu kırmaya" kalkmasa 1-1 olurdu demek de... İkinci yarı Olympiakos Beşiktaş'ın es geçtiği Prates'li kanadı tırmalamaya ve silkelemeye çalışıyor ama ikinci yarının tamamında oyuna hakim olan, pozisyon bulamayan ama baskıyı hiç eksiltmeyen hep G.Saray oldu. Bu dakikalarda da rakibin üç kez sarı kartlık pozisyonunu boş geçen maçın hakemi iki gollük atağı da bayrak kaldırarak bizi durdurmaya oynayan Olympiakos'a yardımcı oldu. Hatta "Kucağına aldı" diyebilirim. Son 15 dakikada, ilk 15 dakikada bizim yapamadığımızı onlar yaptı ve Atina'daki dağlara taşlara vurarak UEFA garantisi anlamına gelen 2 farkı korudular. Baliç'in bir rüzgâr estirip arkadan dolaştığı oyunda G.Saray'ın bir çok sıkıntısı ve hakemler üzerindeki etkisizliği ortaya çıktı. Geçmişin başarılı G.Saray'ı anlaşılan "Yeniden yapılanma" anlamında bir hayli zaman istiyor. Üstelik de takımın içinde her üç bölgede de önemli rötuşlar gerekirken, hakemlerin saygı duyacağı yıldız isimlere de ihtiyaç duyulduğu açıkça görülüyor. Son sözüm inanılmaz bir hata yapan De Boer'in Bülent'le birlikte ikinci yarının en iyisi olduğudur. Fakat ne yazık ki, çabukluğunu yitirmiş olan De Boer'in iki inanılmaz hatayla G.Saray'ı UEFA'dan eden adam olduğunu da kabul etmeliyiz. Demek ki, 1.5 yıldır olduğu gibi bir kez daha "Rakip bizi yenmemiş, biz rakibe ezilmeyi başarmışız".

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.