Bunları niçin yazdım?

A -
A +

“Edirne’nin o vakitler çok ıssız sanayisiz Uzunköprü ilçesinde öğretmenliğe başladım...”

 

 

 

Çocukluk yıllarımı anlatmaya devam ediyorum... 70’li yıllarda üç yıllık ortaokul dönemim terör, boykot, kavga, itişme, ideoloji, sağ-sol boğuşmaları arasında geçti.

 

Çok istememe rağmen ortaokul döneminde İngilizce diliyle “Bu bir kedidir” bile diyecek seviyeye gelememiştim. Bundan çok utanırdım. “Book” diye yazılan sözcüğün neden “buk” diye okunduğunu saatlerce düşünür ama cevap bulamazdım.

 

Liseyi Bolu ilinde, mesleki okulun elektrik bölümünde okudum. Değerli öğretmenlerimi hâlen hatırlarım. Lisede de maalesef matematik, fizik, kimya, İngilizce, Türk dili, tarih, din gibi dersleri olması gerektiği gibi öğrenemedim.

 

1985-89 yılları arasında bir hengâme ortasındaki İstanbul’da okula gittim. Kaldığım küçük yurt odasında 6 kişi vardı. Özellikle sabahları odanın kokusu âdeta bir leş gibi kokardı. O rezil koku her zaman burnuma gelir. Bir türlü silinmedi.

 

Altunizade’deki uyduruk yurtta 800 Anadolu çocuğu kalıyordu. Yemekhane yoktu. Her yer çöp dağları ile örülüydü. Sular ara sıra akıyordu. Banyo yapmak eziyetti.

 

Haydarpaşa’daki okula her gün 3-4 kilometre yürüyerek gittim. Okul tadilat hâlindeydi. Bu durum 4 yıl boyunca hiç sonlanmadı. Düzgün bir atölye, düzgün bir sınıfta ders yaptığımı hatırlamıyorum.

 

1989 yılında eğitim hayatımı bitirip öğretmenlik sınavına girdim. Edirne’nin o vakitler çok ıssız, unutulmuş, garip, sanayiden uzak Uzunköprü ilçesindeki derme çatma meslek lisesinde öğretmenliğe başladım. Öğrencilerle neredeyse aynı yaştaydım. 21 yaşında eğitimci olmuştum. Okuldaki diğer öğretmenler “evladım sen hangi sınıfın öğrencisisin” bile diyorlardı...

 

Bunları niçin yazdım? Eğitim, öğretim noktasında dünyanın ve ülkenin imkânları, şartları, araçları çok değişti. Bugün internette doğru bir bilgilenmeyle bin okula bedel bilgi alınabiliyor. Dili, tarihi, matematiği... oturduğumuz yerden derinlemesine okuyup dinleyip, izleyip öğrenebiliyoruz.

 

Şu anda çalıştığım meslek lisesinde bulunan öğrenciler yukarıda kısaca anlattığım olguları asla idrak edip kavrayamıyorlar. O zamanı sanki Taş Devri gibi algılıyorlar.

 

“Değişmeyen tek şey değişim” sözü bana çok şey ifade eder. Dünya hep ileriye gider. Hiçbir şeyi geriye götürmek mümkün değildir.

 

     Ali Özdemir/Eğitimci-Yazar-Yayıncı

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.