Çok şey öğrendim

A -
A +

“Arkadaşımın susması ve gitmesi gereken zamanı bilmesinin onur verici olduğunu öğrendim.”

 

 

 

 

 

Biz insanlar, aslında hissettiklerimizden çok daha güçlüyüzdür. Bu gücü ancak azim kararlılık ve doğru yönlendirme sonucu görebiliyoruz. Önce kısa bir anekdot paylaşmak istiyorum:

 

Plevneli Kel Aliço bir gün evine endişe içinde gelir. Oldukça düşünceli olduğunu fark eden hanımı sebebini sorar:

 

“Biliyorsun başpehlivanlık hâlâ bende. Geçende benim çırak ile bir saatlik mücadele sonunda yenişemedik. Bugün karşıma dikildi:

 

-Usta durumu böyle sürüncemede bırakamam. Seni er meydanına davet ediyorum, dedi."

 

Hanımı ise;

 

“Durumu böyle kaçıp saklanarak sürdüremezsin. Bu mertliğe de yakışmaz. Rakibi yendikten sonra güreşi bırakacaksan sana yardım ederim” der.

 

Usta “söz!” dedi. Hey gidi mertlik. Cinsiyet işi değil cibilliyet işi...

 

Aliço’nun hanımı planını şöyle açıklar:

 

“Biliyorsun aranızda büyük bir yaş farkı var. Çırağın senden yirmi beş yaş genç. Tarlaları sürdüğümüz koşum öküzlerinden birini keser kavurma yapar küpe basarız. Kış boyu onu yersin. Bahar geldiğinde tarlaları ekerken de öküzün yerine koşuma sen geçersin. Hem tarlalarımızı ekeriz hem de idmanından geriye kalmazsın.”

 

Planı aynen uygularlar. Güreş günü Aliço’nun hanımı da seyirciler arasındadır. Aliço öyle performans gösterir ki rakibini eze eze yenebilecekken yine de şanına yakışır tarzda daha mütevazı bir oyunla yener...

 

Akıl hastalarının sağlıklı bir ortama kavuşması için gösterdiği çabalarla dünyaca ünlenen Dorothea Dix’e sormuşlar:

 

“Yaşadığın bunca hastalık ve diğer sıkıntılarla nasıl baş ettin?”

 

Şöyle cevap vermiş:

 

Her gün kendime şu öğüdü verdim. “Dün dayandı isem bugün de dayanabilirim. ‘Yarın ne olabilir’ düşüncesini kendime yasakladım. İstemeyi, mücadeleyi, üzüntüyü ve umutsuzluğu biliyorum. Her zaman gücümün üzerinde çalışmak beni çabuk yaşlandırdı ama kendime acımıyorum, çünkü yaşadıklarım bana hayata farklı bir bakış kazandırdı. Kolay bir hayat süren bu farkı asla anlayamaz ve tadamaz. Yaşadığım hayat bana çok şey öğretti. Hastalığın teşhisinden sonra onu unutmak ya da neşeli bir tavır takınmanın intihar niteliğinde olduğunu biliyorum. İnsanlardan fazla bir şey beklememeyi öğrendim. Arkadaşımın susması gereken zamanı da gitmesi gereken zamanı da bilmesinin daha onur verici olduğunu öğrendim. Sonra az sözün çok şey ifade edebildiğini çok sözün karşı tarafı yorduğunu öğrendim.”

 

     Mustafa Ali Mahdum

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.