Elime mi yapışırdı?

A -
A +

“O çantayı alıp da delikanlıya vererek “oturacağım da” deseydim elim mi aşınırdı?”

 

 

 

Haberlerde okuyorum da yapay zekâ önümüzdeki yıllarda bütün mesleklerde insanların yerini alacakmış. Bir yapay zekâ ile uğraşanlar işini kaybetmeyecekmiş. Eh bir emekli öğretmen olarak yapay zekânın bizim anlayamadığımız gençleri anlayıp anlamayacağını doğrusu merak ederdim.

 

Geçtiğimiz günlerde şehrimdeki toplu taşıma aracı otobüse bindim. İstanbul gibi kalabalık değil ama bazen ayakta da kalabiliyor insan. Neyse bindiğimde karşılıklı dört koltuğun üçünde üç delikanlı oturuyordu. Bir koltuk boş idi ama onda da yanda oturan delikanlının çantası vardı. Biraz sallapati atmıştı çantasını yanına, kimse yok diye... Ben koltuğa geldiğim hâlde lütfedip de çantasını çekip kucağına alma tenezzülünde bulunmadı. Ben de bir şey demeden koltuğa oturdum. Hatta biraz yarım da çantanın üstüne geldi... Karşıda oturan genç dedi ki:

 

-Amca çantaya oturuyorsun.

 

Ben de pervasızca “alsın çantasını” dedim. Bunun üzerine bir ciddi tavırlar takındılar. Birbirlerine bakarak göz atarak gülümsediler, sonra ciddileştiler. Lise çağlarında idi üçü de. Dedim ki:

 

-Siz hangi okula gidiyorsunuz?

 

-Biz okula gitmiyoruz amca, dediler.

 

-Peki bu hâlde nereye gidiyorsunuz?

 

-Biz çıraklık eğitiminden geliyoruz, dediler.

 

Bir süre hiç konuşmadan ama hiç de istifimizi bozmadan gittik. Benim ineceğim durağa yaklaşırken karşımdaki gençler laf attı yine:

 

“Amca çok karizmasın ama...”

 

Ben sinirlenmiş hâldeyim fakat sinirimi belli etmemeye çalışıyorum. Biraz sonra öteki araya girdi:

 

-Amca gocuğun da yanıyor yani.

 

“Gocuğum da yanıyor, yüreğim de yanıyor” diyecektim vazgeçtim. Bu gençlerin ruh hâlini ve bizim eğitimci olarak onlara katkılarımızı düşündüm. Sonra gençleri anlamadığımızı anladım. Tamam çantasını çekip kucağına almayı düşünmüyordu o genç ama bana karşı da saygısız değillerdi. Çıraklık eğitiminden geldikleri için yorgun olabilirlerdi ama kendisiyle barışıklardı. Onlara rağmen çantanın üzerine pervasızca oturan yaşlı adamı yine de nazikçe uyarmışlar asık suratımı gülümsetmek için espri bile yapmışlardı. Ya ben? Yılların eğitimcisi olarak ben? Sadece öfkemi içinde saklama başarısı göstermiştim. Yok bir de bağırıp çağırsaydım?!.

 

Ne vardı öfkelenecek? O çantayı alıp delikanlıya vererek “oturacağım da” deseydim elime mi yapışırdı, dilim mi aşınırdı?

 

     Rumuz: “Empati”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.