“Nedir bu üç şart?”

A -
A +

“Kulun işine karışmayacaksın. Allah’ın işine karışmayacaksın. Yalan söylemeyeceksin...”

 

 

 

Dervişin yaşadıklarını anlatmaya devam ediyorum... Derviş o gün başına gelenleri çobana anlatır. “Bu yakınlarda bildiğin bir tekke, imarethane var mı? Gidip bari oraya sığınayım” der. Çoban dervişin hâline üzülür:

 

“Şu karşıda görünen büyük dağın arkasında bir kasaba var, adı Eyvallah’tır. O kasabaya git her şey parasızdır. Ne alırsan al, ne yersen ne içersen ardından “eyvallah” de geç, kimse senden para istemez, güzelce yaşar gidersin.

 

“Çok sağ ol çoban kardeş...”

 

“Fakat bu Eyvallah kasabasında yaşamanın üç şartı vardır. Bu şartlara uymazsan kasabadan seni çıkarırlar.

 

“Nedir bu üç şart?”

 

Çoban kısa ve özet olarak söyler:

 

“1. şart kulun işine karışmayacaksın. 2. şart Allah’ın işine karışmayacaksın. 3. şart hiç yalan söylemeyeceksin.”

 

Derviş bu üç kuralı duyunca çok sevinir:

 

“Çoban kardeş ben zaten dervişim, bu kadar da okudum. Bu şartlara uymak benim için çok kolay. Sen yolu tarif et hele, ben o dediğin Eyvallah kasabasına gideyim.”

 

Derviş tarif üzere gece boyu yol yürür. Sabaha karşı Eyvallah kasabasına varır. Ama bu arada “Acep çobanın anlattıkları doğru mu bu zamanda böyle bir şey olur mu?” diye de tereddüt eder. Kendi kendine der ki:

 

“Cebimde bir hamamda yıkanacak kadar birkaç akçem var, şu görünen hamama gideyim bir yıkanayım. Çobanın dediği gibi de çıkarken ‘eyvallah’ diyeyim. Eğer adam ücret isterse de ücretini veririm.”

 

Derviş hamama girer güzelce yıkanır. Çıkarken elini göğsüne koyup “azizim eyvallah” der. Hamam görevlisi de güler yüzle:

 

“Eyvallah dervişim” yine bekleriz der.

 

Derviş karşıdaki fırına gidip bir ekmek alır yine ona da ‘eyvallah’ der. Fırıncı “eyvallah efendim yine bekleriz” der, ücret almaz. Derviş bakar ki çobanın dedikleri doğru. Bunun üzerine o kasabaya yerleşir. Kasaba halkı dervişi sever, evlendirirler ev bark sahibi olur, güzel bir şekilde geçinip gider...

 

Derken bir gün derviş çarşıda bir yetişkin kızın annesiyle yürürken annesinin mütesettir kızının ise yanında alımlı çalımlı yürüyüşünü görür.

 

Der ki: “Bacım hiç reva mı? Annen ile senin arandaki şu hâle bir bak!”

 

Genç kız haykırır:

 

“Yetişin bu kasabada kulun işine karışan var!” DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.