Kibir ve 90’lara dönüş...

A -
A +

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu ülkenin umudu…

 

Hâlâ öyle.

 

Ama seçmenin AK Parti ile arası epeydir limoni…

 

Bugün partiyle ilgili tartışmaya açılan her başlık, aslında eski mevzu.

 

Başta gelenlerden biri; parti ve hükûmet yöneticilerindeki kibir.

 

En çok da “Bizden başka oy verebileceğiniz yer yok, mecbursunuz” tripleri…

 

     ***

 

Vatandaş, 7 Haziran 2015 seçimlerinde olduğu gibi, ara ara tepkisini gösterdiyse de, ülkenin karşı karşıya olduğu riskler, çoğu kez bu problemi geri plana itmeyi gerektirdi.

 

Nitekim, geçen sene 14 ve 28 Mayıs’ta yapılan genel seçimlerde şaşırtıcı biçimde Cumhur İttifakı hem Meclis’te çoğunluğunu korudu, hem de ekonomik problemlere ve yedi düvel karşısında birleşmesine rağmen Cumhurbaşkanı yeniden seçildi.

 

Türkiye’yi muhafaza altına alan seçmen, sonrasında, 31 Mart yerel seçimlerinde çıkaracağı karneye odaklandı.

 

     ***

 

O karne pazar günü çıkarıldı, biliyorsunuz.

 

En belirleyici faktör, sandığa katılmayanlar oldu…

 

13,3 milyon.

 

Bunlara 2,2 milyon geçersiz oy kullananları kattığınızda ortaya 15,5 milyonluk bir kitle çıkıyor ki, toplam seçmen sayımız zaten 61,4 milyon.

 

Yani dört kişiden biri, bu seçimde herhangi bir partiye oy atmadı.

 

Küskünler bir parti olsa, bu sayı ile üçüncü büyük parti olacaktı.

 

     ***

 

Tahminî verilere göre, sandığa gitmeyenlerin yüzde 60’ını emekliler oluşturuyor.

 

Bu orandan çok daha fazlası AK Parti seçmeni.

 

Zaten partinin aldığı oy oranlarına da yansıyor bu durum.

 

MHP tabanının bir kısmı (Örn; İyi Parti’ye gidenler) CHP’ye oy verebilirken, AK Parti seçmeni bunu asla yapmıyor.

 

Ancak Tokat’ta olduğu şekilde Cumhur İttifakı bileşeni gördüğü MHP’yi yahut Yozgat, Şanlıurfa örneğiyle Yeniden Refah’ı tercih edebiliyor.

 

Çoğunluğun sandığa hiç gitmeyerek tavrını gösterdiğine şahit olduk hafta sonu.

 

Bu, kırgınlığın boyutunu göstermesi bakımından önemliydi.

 

     ***

 

Başta faiz oranları olmak üzere, ekonominin son 20 yılda ilk defa 90’lara döndüğüne şahitlik etmekteydik bir süredir…

 

Ekonomideki 90’lara dönüş, siyasette 90’lara dönüşü de beraberinde getirdi sanki.

 

Dikkat edin, çoğu il ve ilçe 1989 yerel seçimlerinin Türkiye’sine dönüş yaptı.

 

Turgut Özal’ın parlak çıkış yakalayan ANAVATAN’ı, yedi sene sonraki mahallî seçimde üçüncü parti olabilmişti.

 

Birinci kimdi hatırlıyor musunuz?

 

Erdal İnönü’nün liderliğindeki, bugünkü CHP’nin yerine kurulan Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP).

 

O seçimde İstanbul, Ankara başta olmak üzere 39 il ve o dönem içinde bulunduğum Turhal gibi yüzlerce ilçe SHP’ye geçmişti.

 

Aynı yerler 35 yıl sonra bu seçimde de çoğunlukla CHP’yi tercih etti!

 

     ***

 

26 Mart 1989 mahallî seçimleri ile 31 Mart 2024 seçimlerinin başka benzerlikleri de var.

 

Oğlu Ahmet Özal, 2012’de kendisiyle yaptığım ve bu gazetede yayınlanan bir röportajda anlatmıştı…

 

“Babamın o seçimdeki en büyük hatası; kiminde koltukta elleri kolları bağlanmış, kiminde deli gömleği giydirilmiş afişler oldu. Bunu vatandaş ‘tehdit’ olarak gördü ve sandıkta tersini yaptı” dedi.

 

Özal’ın anlattığı bu hataya çarpıcı şekilde bu defa AK Parti düştü ve Cumhurbaşkanına meydanlarda söylettirilen ‘İktidar farklı, yerel yönetim farklı olursa…’ ifadesi CHP’ye yaradı.

 

     ***

 

Şimdi iki seçim arasındaki daha çarpıcı, daha üzücü başlığa geçelim;

 

1989 mahallî seçimleri, Erdal İnönü SHP’sinin, Kürt hareketi ile ‘Kent Uzlaşısı’ benzeri yöntemi uygulamaya koyduğu ilk mahallî seçimlerdir.

 

Nitekim 1991’deki genel seçimlerde bu ittifak daha bariz ete kemiğe büründü ve bugünkü DEM’in ilk ismi olan HEP o seçime kendi ismiyle değil, SHP listelerinden girdi.

 

SHP’nin oyu Güneydoğu’da yüzde 50’leri geçti, lakin Karadeniz ve Ege’de çöktüğü için seçimde üçüncü parti olabildi.

 

Lafı uzatmayayım; o günün DEM’i HEP, o günün CHP’si SHP’nin tecrübeleri bugüne ders oldu, şimdi daha sinsi hareket ederek yol alıyorlar.

 

Peki amaçları ne, nereye ilerliyorlar?

 

Bunun bölünmeyi hedeflediği çok açık ve net.

 

Oturup HEP’i, DEM’i, PKK’yı, Kandil’i tartışacak değiliz bu saatten sonra.

 

Peki neyi kullanıyorlar?

 

Vatandaşın kızgınlığını, öfkesini…

 

Peki buna ne sebep oluyor?

 

Sağ iktidarların bir süre sonra kapıldığı şımarıklık ve vatandaşta oluşturduğu kızgınlık.

 

     ***

 

Diyeceksiniz, CHP’de hiç mi kibir yok, onlar hiç mi şımarmıyor?

 

Cevap; dik âlâsını onlar yapıyorlar.

 

İşte bu yüzden 35 senede bir, o da mahallî seçimlerde fırsat bulabiliyorlar.

 

Kötüden ibret alınır, örnek olmaz.

 

     ***

Ve son soruyu soralım…
Peki vatandaşta şımarıklık yok mudur?
Ve -varsa- bunun neticesi ne olacaktır?
Sultan Abdülhamid Han, Menderes, Özal sonrası dönemlere bakarsanız, cevap oradadır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Turgut 4 Nisan 2024 23:24

En düşük memur maaşı 2023 temmuz-2024 temmuz 5 misli zamla 50000 tl aynı dönemde en düşük emekli maaşı13 yada 14000bin lira.Aldılarmı memurdan oyu,Ankara yı gördüler.Bu resmen bölücülüktür.İnsanımız memurlar ve diğerleri olarak resmen ikiye bölünmüştür.Hepimiz insanız bu memlekette aynı şartlarda yaşıyoruz.Emeli ailesi çoluk çocugunu toplayın bu ülkenin yarısı demektir siz ülkenin yarısına zulüm ediyorsunuz vesselam...

Burhanettin 4 Nisan 2024 23:14

Pazartesi'den bu yana çok yorum okudum. Sizin, kısa son paragraftaki diğer yazarların tek kelimeyle bahsetmedikleri durum, delici bir tesbiti yansıtıyor. Tebrikler

Arif 4 Nisan 2024 14:17

Memur ile asgari ücreteli arasındaki makas açıldı. Seyyanen zam emekliye yapılmalıydı.

Ebru 4 Nisan 2024 11:58

sol cenah ne olursa olsun tuvalet terliği de olsa ben ideolojimden vazgeçmeme derken, reis emekliler için temmuz ayını işaret ettiği halde bizim sağ cenah hep parça pinçik hep bir oynak, sizin nasıl mübarek Ramazan günü eliniz chp ye gider de oy atar yahu, emekliye maaş iyileştirmesini chp li belediyeleri yapar artık, eyt den belinizi büküp genç yaşta emekli oldular, hem zam istiyorlar hem de oy kullanmıyorlar, bu nasıl bir nankörlüktür, 43 yaşında insan emekli olup ne yapar yani, insanlar dünyada 43 yaşında yeni yeni hayatlara başlıyorlar, bizim milletimiz hep devleti kemirme derdinde, yazıklar olsun , ama Rabbim çıkarır herkesten

Fatma 4 Nisan 2024 11:14

Kaleminize ve yüreğinize sağlık Yücel Bey. Bence en kötüsü son sorunun cevabı. Hayırlı ramazanlar ve kolaylıklar dilerim.

Ordulu 4 Nisan 2024 04:32

Akparti ve reisin suçu yok mi mi durumu öngoremediler mi tencerenin bu sonucu doguracagini bilmiyorlarmiydi adaletsiz zamla emekliyi yok saydılar herkese var emekliye ye şimdi dava ne oldu sorumlu kim düzelecek mi makası açtılar seyyanen zam verilirse denge sağlanır emekli döner mi gururu kırılan emekli üçte bir fire ile döner