Şenver: Matkabı bile kitaptan önde görüyoruz

Murat Öztekin

Kitap okumuyoruz sözü hepimizin ağzında… Sürekli televizyon programlarından ve okumadığımızdan şikâyet ediyor fakat evimize gittiğimizde yine ekranın başına oturup devam ediyoruz sıradan hayatımıza... Tabii harekete geçmeyince de bir şeyler değişmiyor. Fakat bizim bu hâlimizi görüp, çaba gösterenler de var. Onlardan biri  Bülent Şenver... Türkiye’nin vahim tablosu karşısında kolları sıvayan Şenver, kitap okumayı sevdirmek için ‘Herkese Kitap Vakfı’nı kurdu. 3 yıldır faaliyet gösteren vakıf, Türkiye Yayıncılar Birliği el ele vererek nisan ayının üçüncü pazar gününü insanların birbirine kitap hediye ettiği “Kitap Hediye Günü” olarak ilan etti... Referandumdan ötürü bu yıl 9 Nisan Pazar günü kutlanacak Kitap Hediye Günü’yle, herkesin birine “Benden Sana” diyerek kitap hediye etmesi amaçlanıyor. Bu vesileyle Bülent Şenver ile kitaba dair bir sohbet gerçekleştirdik…
BAŞARI 300 BİN BASKI MI?
l Türkiye’de geçtiğimiz yıl 666 milyon kitap üretildi. Ayrıca yayıncılıkta dünyada 11. sıradayız. Buna rağmen okuma alışkanlığımız hakikaten düşük mü?
Tabii bu 666 milyon kitabı içerisine devlet tarafından basılan ders kitapları da giriyor ve sayısı hiç de az değil. Sokağa çıkıp, vatandaşlara sorsak okuma alışkanlığımızın olmadığını kolaylıkla anlarız. Zaten rakamlar da bunu söylüyor. OECD çalışmalarında Türkiye, okuma yeterliliğinde 65 ülke arasından 42. sırada… Bugün Türkiye’de bir kitap 300 bin sattı mı, yayınevleri çok büyük başarı yakaladıklarını düşünüyor. Hâlbuki Batı’da başarı sınırı 1 milyon satış.
l Kitaba verdiğimiz değer de az galiba?
Bir araştırmada Türk halkına ihtiyaç maddelerini sıralatmışlar, kitabı 235. sıraya koymuşuz. Kitabın önündeki 234 şeyin arasında acayip nesneler var. Düşünün “darbeli matkap” bile kitaptan daha ön sırada... Bizim için kitabın önemini buradan anlamak lazım…Okuma becerilerimiz de çok inkişaf etmiş değil. Okumak başka, okuduğunu anlayıp hayatına yön verebilmek başka…  
ÖNCE KİTAP...
l ‘Herkese Kitap Vakfı’nı kurmaya sizi iten şey, bu vahim tablo muydu? 
Amerika’dan bir kişi araştırma yaparak Türkiye’deki iş ahlakının çok zayıf olduğunu ortaya çıkardı. Ben de bundan etkilenerek ‘Etik Değerler Merkezi Derneği’ni kurdum.  Gençlere iş ahlakının aşılanması için çaba sarf ettim. Fakat gençlerle hemhâl olunca bir şeyi fark ettim: Kimse kitap okumuyordu. Ahlak dâhil insanlara bir faziletin aşılanması için önce kitap okuma alışkanlığının aşılanması gerekiyordu. Gençlere kitap okuma alışkanlığı kazandıracak bir sivil toplum örgütü kurmaya karar verdim. 3 yıl önce ‘Herkese Kitap Vakfı’nı hayata geçirdik.
l Vakfınız hangi faaliyetleri üstleniyor?
Yola çıktığımız günden beri sadece kitaba odaklı olarak çalışıyoruz. Üç hedefimiz var: Kitapları sevdirmek, okuma alışkanlığını yaygınlaştırmak ve insanlara kitap desteği sunmak…
l Üç yılın sonunda hedeflerinize ne kadar ulaşabildiğinizi düşünüyorsunuz?
Şimdiye kadar büyük bir yol katettik. İyi ki böyle bir vakıf kurmuşuz. Zira hakikaten bu faaliyetlere ihtiyaç varmış. Bazıları için değeri olmayan eserler, birçok genç için inanılmaz sevinç kaynağı oldu. Sonra, destek için hangi müesseseyle bağlantı kurduysak hemen hemen hepsi bize el uzattı. 
“BENDEN SANA”
l Bu sene de “Benden Sana” diye bir kampanya başlattınız... 
Biz Yayıncılar Birliğiyle müşterek olarak “Kitap Hediye Günü” organize ettik. Bu dünyada ilk defa bizim başlattığımız bir konsept. Yılda bir defa nisan ayının üçüncü pazarı kutlanacak bir gün… Bu sene 9 Nisan’da kutlayacağız. Bugünde bir kişinin gözlerine bakarak “Benden Sana…” diyor ve kitap hediye ediyoruz. Bunu yapmaya başlarsak, birkaç yıl sonra her sene 1 milyonun üzerinde kitap hediye edilmiş olacak. Kitap bir kimseye verilebilecek en değerli hediye.  Hâlbuki biz kitabı hediye edilebilecek bir meta olarak görmüyoruz. “Benden Sana” kampanyamızla bunu kırmaya çalışacağız.

l Peki, kitap okuma alışkanlığını kazanmak isteyen gençlere tavsiyeniz ne oluyor?
Her gencin farklı şeylere merakı var. Bunun için okuma alışkanlığı kazanmak isteyen kişinin, merakları ile kitap arasında köprü kurabilecek eserleri tercih etmesi gerekiyor. Mesele bitkilere alaka duyan birinin, bu tarz kitaplar alarak okumaya alışması lazım. Bir de hep “Vaktim yok” diyoruz. Günde bir sayfa dahi olsa kitap okusak bu ileride tıpkı diş fırçalamak gibi bir alışkanlığa dönüşür.