İlk hesap namazdan

Kiminle konuştuğunuzu bilseydiniz namazdan hiç ayrılmazdınız.        Essalatü imadüddin (Namaz dinin direğidir) Ecdat bu hadîs-i şerîfi yazmış, İstanbul vilayet kapısına asmış. 
Zekât zengine farz, oruç sıhhatliye, hac ise hem zengin hem sıhhatliye. 
Ama namaz hepimize... Erkeğine, kadınına...
Peygamber Efendimiz, müminle kâfiri ayıran fark namazdır buyuruyorlar.
Namazda iman var, nasıl? Kelime-i şehadeti okuyoruz zira. 
Namazda oruç var, bir şey yiyemiyoruz tekbir alınca. 
Kıbleye dönüyoruz, Kâbe-i muazzamayı hatırlıyoruz, öyleyse hisseler var hacdan da...
Aşk var, şevk var, heyecan var, hüzün var, edep var, dua var, nida var. 
Efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, Gözümün nuru namaz buyuruyor. Hasret de namazda, vuslat da. 
Server-i âlem miraç gecesinde büyük nimetlere kavuşuyor. Bunlardan ümmetinin de nasiplenmesini arzuluyor ve namaz ikram ediliyor Müslümanlara. 
Harun Reşit, Behlül’e akşam iftara gel diyor. Hatta Ulucami’de namaz kılan kim varsa al getir, soframız yeter onlara.
Behlül bir geliyor yanında sadece iki ihtiyar.
- Hani nerde cemaat?
- Sen cemaati al gel demedin ki namaz kılanları getir dedin bana.
- Ee diğerleri kılmadılar mı peki?
- Orasını bilemem, yalnız sordum imam ilk rekâtte hangi sûreyi, ikinci rekâtte hangi sûreyi okudu diye. Cevap veren bu ikisi çıktı anca.
Sanırım agâhlık lazım biraz da...
 MÜMİNİN     MİRACI 
 Bir keresinde Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hazreti Ali’ye (kerremallahü veche) “Ya Ali! Senin namazın farzına, vacibine, sünnetine, müstehabına riayet etmen gerekir” buyurunca, ensar sorar: Ya Resûlallah! Ali (radiyallahü anh) bunları zaten bilir ve yapar. Anlatsanız da bizler de uysak. 
Ey ümmet ve Eshabım! Şartlarına uygun olarak kılınan namaz, Allahü tealanın razı olduğu amellerin en efdalidir. Peygamberlerin sünnetidir. Meleklerin sevdiğidir. Arz ve semavatın (yerlerin ve göklerin) nurudur. Bedenin kuvvetidir. Rızkın bereketidir. Duanın kabulüne sebeptir. Melekü’l-mevte (ölüm meleğine) şefaatçidir. Kabirde ışıktır. Münker ve Nekir’e cevaptır. Kıyamet gününde gölgedir. Cehennem ateşine siperdir. Sırat köprüsünü yıldırım gibi geçiricidir. Cennetin anahtarıdır. Cennette başına taçtır. Allahü teala müminlere, namazdan efdal bir şey vermemiştir. Eğer namazdan efdal bir ibadet olsaydı, önce onu verirdi. Meleklerin kimi devamlı kıyamda, kimi rükûda, kimi secdede, kimi kadededir. Bunların cümlesini bir rekât namazda toplayıp müminlere hediye etti. Çünkü namaz, imanın başı, dinin direği ve İslam’ın kavli ve müminlerin miracıdır. Yer ve göğün nurudur. Cehennemden kurtarıcıdır.
Namaz insanı haram işlemekten men eder.
Namazı, huşû ve hudû (tevazu ve korkuyla) kalp huzuruyla ve cemaatle eda etmek, kurtulmaya vesiledir.
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
Beş vakit namazını kılan kimse, Malikü’l-mülkün kapısını çalıyor. Çalmaya devam eden kimseye şüphesiz kapı açılır.
Beş vakit namazını, cemaatle kılan kimse, sırat köprüsünü parlak bir şimşek gibi geçenlerin ilki olacaktır. Ve sabikun olan ilk zümreyle Allahü teala onu haşr eder. Ve onun için her gün ve gecede bir koruyucu melek vardır. Ve Allahü teala yolunda öldürülen bin şehid sevabı verilir.
Beş vakit namaz, kapınızın önünde akan nehir gibidir ki, o nehirde her gün beş kere yıkananda kir kalmayacağı gibi, namazını devamlı kılanlar da günahlardan temizlenir. 
Karanlıkta mescitlere yürüyerek giden, Allahü tealanın rahmeti içinde yüzücüdür. Hak sübhanehü ve teala, cemaatle namaz kılıp, sonra hacetini dileyen kuluna (daha duasından ayrılmadan) isteklerini vermemekten hayâ eder.
Namazda kıyamda uzun okumak (yalnız kılarken), ölüm anındaki şiddeti azaltır. Her uzvunu temizleyerek mükemmel surette, mükemmel bir güzellikte abdest alıp, namaz kılmak maksadıyla mescide hazır olan kimse, elbette müjdelenir. Evinde kılan sevabına kavuşur. Eğer yakınındaki mescitte eda ederse, 25 namazın sevabı verilir. Eğer Cuma namazı kılınan mescitte eda ederse 500, Mescid-i Aksa’da eda ederse 5 bin, Mescid-i Nebevi’de eda ederse 50 bin, Mescid-i Haram’da eda ederse 100 bin namaz sevabı verilir. 
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: Kul namaza kalktığı zaman, Cennet kapıları açılır. Kendisiyle Rabbi arasındaki perdeler kalkar. Huriler kendisini karşılar.
Kıyamda secde yerine, otururken dizlerine bakmalıdır. Hoca efendinin okuduğu Kur’ân-ı kerimi dikkatlice dinlemeli, eğer manasını anlıyorsa tefekkür etmeli, anlamıyorsa, Hak celle ve âlânın kelamı olduğunu düşünmelidir. Buna Hudu denir ki, ruhu zahirden kesilir, manevi makamlara yükselir.
Namazda lezzet ve cemiyet hasıl olması için gayret etmelidir. Bilhassa farz namazlarda hasıl olan haz sona varmanın alametidir. 
Kıyamet günü önce namazdan hesaba çekileceğiz. Eğer namaz hesabı kolay verilirse, biiznillah diğer hesaplar da kolay geçilir. 

Her gece YasÎn sûresi okuyan şehid olarak ölür

Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: 
“Her gece Yasîn sûresini okuyan kimse, muhakkak surette şehid olarak ölür.) 
“Ölüm hastası yanında Yasîn-i şerîf okununca, her harfi için bir melek gelip ruhunun kolay çıkmasına dua eder. Yıkanırken yanında bulunurlar. Cenazesi ile birlikte giderler. Namazında, defninde bulununlar ve hep dua ederler.” 
“Kabristana giren kimse, Yasîn sûresini okusa, o gün meyyitlerin azapları hafifler. Meyyitlerin sayısı kadar, ona da sevap verilir.” 
“Yanında Yasîn-i şerîf okunan hasta, suya kanmış olarak vefat eder ve doymuş olarak kabre girer.” 
“Yasîn okuyunuz. Onda on bereket vardır. Aç okursa, doyar. Çıplak okursa, giyinir. Bekâr okursa, evlenir. Korkan okursa, emin olur. Mahzun okursa ferahlar. Kayıp bulunur. Susayan okursa, suya kavuşur.”