Hıfz-i ilahi: İnsan kalbine bakmalı, kime güvendiğine dikkat etmeli

- Güncelleme:
Hıfz-i ilahi: İnsan kalbine bakmalı, kime güvendiğine dikkat etmeli

Ramazan Haberleri

Allahü teâlâ, kendisine güvenene kesinlikle ama kesinlikle sahip çıkar onu korur. İnsanlara güveneni ise insanların eline bırakır.

HAZIRLAYAN: ÖMER ÇETİN ENGİN

> Evliyaullahtan bir zata, vefatından sonra rüyada görülünce (Geri dönmek ister misin?) diye soruluyor. Diyor ki: (Dünyanın tamamını hesap sorulmamak şartıyla verseler istemem. Tek şey için isterim, kapı kapı dolaşıp ölüm ve kabir hâllerini anlatmak için.)

> Aklınıza, kabiliyetinize, enerjinize güvenmeyin. Yoksa bunlarla baş başa kalırsınız. Gün gelir aklınız yetmez, yakıtınız biter, yanarsınız. İmam-ı Rabbani hazretleri gibi ehl-i sünnet âlimleri çok kuvvetli enerji kaynaklarıdır. Akıllı davranıp, fişi doğru kaynağa takanın, doğru kaynağa bağlananın, ne enerjisi biter, ne de ışık saçması.

> Hak ile bâtılı ayırana âlim denir. Çok kitap okuyana, çok ilmi olana âlim denilmez.

> Çok kitap okumakla doğruyu bulmak mümkün değil. Doğru kitabı çok okumakla ancak doğruyu bulmak mümkün.

> İbadetler insanın vazifesidir. Güzel ahlak ise meziyetidir.

KİME ÇALIŞIYORSUN

> Yaptığımızı Allah rızası için yapalım. Ahmet’e çalışıp Mehmet’ten para beklenmez. Kim gösteriş için, aferin desinler diye yapmışsa, Cenab-ı Allah “Sana aferin dediler; benden ne istiyorsun?” diyecektir.

> Abdülkadir Geylani hazretlerine, (Siz ne mübarek bir zatsınız) demişler. (Nereden biliyorsunuz?) diye sormuş. (Herkes sizi methediyor, sizden söz ediyor) demişler. Buyurmuş ki: (Bu insanlar böyledir bugün severler yarın söverler. En iyisi bırak da biz insanlar için değil, Allah için Müslüman olalım.)

GIYBET YAPMAYIN, KADINLAR DA EVDE YAPMASIN

> Allahü teâlâya tevekkül edelim. Tevekkülü azalanın imanı zayıflamış demektir. Tevekkül kalmayınca iman da kalmaz. Tevekkül, her türlü sebebe yapışarak gayret göstermek, sonucu Allahü teâlâdan beklemek ve sonucun mutlaka hayırlı olacağına inanmaktır. Allahü teâlâ, kendisine güvenene kesinlikle ama kesinlikle sahip çıkar onu korur. İnsanlara güveneni ise insanların eline bırakır.

> Kim olursa olsun gıybetini yapmayın! Kadınlarınız da evlerde gıybet yapmasınlar. Gıybet; içki içmekten, kumardan daha büyük günahtır. Gıybet kanser gibidir, girdiği yer iflah olmaz. Gıybet edene sus diyene 100 şehit sevabı verilecek. Gıybet edenleri susturun.

İŞKEMBE TEMİZLER GİBİ

> İnsanda nasıl bir kalb gözü var ise, aynı o şekilde kalb burnu da vardır. Her günahın kendine has bir pis kokusu mevcuttur. Kalb burnu açık olan insanlar bu kokuları alır ve onun habis kaynağından uzaklaşırlar. Evliya olma yolunda, kalb gözü açılan insana verilen ilk nimetler: Kalb burnunun açılması ve kabir ehli ile konuşabilme nimetleridir. Mürşid-i kâmil olan kişi, bir işkembe temizleyicisi gibidir. Yanına gelen kişileri, günahlarından husule gelen kötü kokularından, pisliklerinden arındırır.

> Din, edep ve tevazu demektir. Edep, giriş kapısıdır. Sonra tevazu gelir.

> Üç çeşit edep vardır:
1- Allaha edep,
2- Anne babaya edep,
3- Cemiyete, topluma edep.

> Vazife de üç çeşittir:
1- Allaha karşı,
2- Aileye karşı,
3- Topluma karşı.

GERÇEK BAŞARI NEDİR

> İnsan bilmediğinin düşmanıdır.

> Bir kimsenin cebinde parası varsa, istediğini alır mı? Alır; ev alır, araba alır, her şeyi alır. İhlas da para gibidir. Bir kimsede ihlas varsa onun her şeyi var demektir; onunla her şeye kavuşur.

> Başarı nedir? Ve bunun engeli nedir? Ahirette faydası olan şeyler başarıdır. Ve bu başarının engeli insanın kendisidir, yani nefsidir.

O BENİM ANNEMDİ

Hazret-i Ali’nin annesi Fâtıma binti Esed vefat ettiğinde Peygamberimiz çok üzülüp; “Bugün annem vefat etti!” buyurdu. Sevgili Peygamberimiz, dedesi Abdülmuttalib’in vefatından sonra, onun yanında büyümüştü. Peygamberliğini bildirdiğinde ise hemen Müslüman olmakla şereflenmişti. Bu sebeple, Kâinâtın Sultanı, onu anne yerinde tutar, çok hürmet gösterirdi. Ona olan merhametinden, üzerindeki mübarek gömleğini çıkarıp kefen olarak sarılmasını emretti. Cenaze namazını kıldırdıktan sonra, yetmiş bin meleğin namazda hazır olduğunu bildirdi. Kabre kadar gidip içine indiler. Kabir hayatının rahat ve hoş olması için, kabrin köşelerine doğru genişletir gibi işâret yaptıktan sonra kabre uzandılar. Kabirden çıktığında, mübarek gözleri yaşla dolmuş ve mübarek gözyaşları kabre dökülmüştü. Aman ya Rabbî! Bu ne merhametti?... Ve bu ne kadar talihli bir hanımefendi idi?.. (devam edecek)

Hıfz-i ilahi: İnsan kalbine bakmalı, kime güvendiğine dikkat etmeli

HER DERDE DEVA İSTİĞFAR DUASI

Hadîs-i şerîflerde “Her namazdan sonra, üç kere ‘Estağfirullahe’l- azîm ellezî lâ ilâhe illâ huve’l-hayye’l- kayyûme ve etûbü ileyh’ okuyanın bütün günahları affolur”, “İstiğfara devam edeni, çok okuyanı, Allahü teâlâ, dertlerden, sıkıntılardan kurtarır. Onu, hiç ummadığı yerden rızıklandırır” buyuruldu. İstiğfarlardan meşhur olanı, Peygamberimizin bildirdiği “Estağfirullahellezî lâ ilâhe illâ hüverrahmanürrahîm elhayyü’l-kayyûmüllezî la yemûtü ve etûbü ileyh Rabbiğfirlî” istiğfarıdır. Bu istiğfarı kim yirmi beş kere okursa, odasında, ailesinde, evinde ve şehrinde hiç kaza, bela olmaz. Günde en az yüz defa, Estağfirullâhe’l-azîm... söylemek çok faydalıdır. Her zaman ve her yerde ve namazlardan sonra ve yatarken manalarını düşünerek, çok “Estağfirullah min külli mâ kerihallah” veya kısaca “Estağfirullah” demelidir.

EY ALÇAK DÜNYA!

Allahü teâlâ ilâhlık makâmında tecellî buyurup, yedi kat gökleri sağ kudreti dâhiline ve yedi kat yeri sol kudreti dâhiline alıp der ki: (Ey alçak dünyâ! Senin içinde rablık davâsı edenler ve ahmakların rab tanıdıkları acizler nerededir ve senin güzel ve latîf görünerek aldattığın ve ahireti unutturduğun kimseler nerededir?) Bundan sonra kahr, yok edici kuvveti ve hikmeti ile iftihar eder. Sonra, Mü’min sûresinde bildirildiği gibi, meâlen, (Mülk kimindir) der. Hiç kimse cevap vermez. Kahhâr olan Allahü teâlâ kendi kendine meâlen, (Vâhid ve kahhâr olan cenâb-ı Allahındır) buyurur. (devam edecek)

EFENDİMİZİN DUALARI

(Allah’ım, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, düşkün ihtiyarlıktan sana sığınırım.)
[Hâkim]

ESHAB-I KİRAM'IN HİKMETLİ SÖZLERİ

“İyilik kolay bir şeydir. Güler yüz ve yumuşak söz bunu temin 
eder. Şiddet göstermeksizin kuvvetli, zayıflık göstermeksizin yumuşak ol.”
HAZRETİ ÖMER-ÜL-FÂRÛK 
(radıyallahü anh)

HAVADA UÇUŞAN BALONLAR

Ağaçların, bitkilerin çiçeklerinin döllenmesi için rüzgâr rol oynamaktadır. Mesela çamların aşılanmasına yarayacak polenleri rüzgâr alır ve bunları aynen balonlar gibi yüzlerce kilometre uzaklığa götürmek suretiyle aşılarlar.

MENKIBE: ARKADAŞIN BOZUK

Cüneyd-i Bağdadi hazretleri “rahmetullahi aleyh” bir gün, mahalleden bir genci yanına çağırıp;
- Evladım, sen iyi bir gençsin. Ama arkadaşların bozuk. Ayrıl onlardan, buyurdu. Kötülükleri sana da bulaşır.
Ve sordu o gence:
- Sen cüzzam hastalığını bilir misin?
- Evet, çok bulaşıcı bir hastalıktır.
- İşte cüzzamlı bir hasta ile bir kimse aynı evde, yedi sene kalsalar. Aynı kaptan yeseler, aynı bardaktan içseler, aynı yatakta yatsalar, yine de cüzzam hastalığının bu sağlam adama geçmeme ihtimali vardır.
Ve ekledi:
- Ama bir evin bir odasında bir kötü insan olsa, onun kötülüğünün diğer odalardaki insanlara bulaşmama ihtimali yoktur.
- Birbirlerini görmeseler de mi efendim?
- Evet. Görmeseler ve konuşmasalar bile.
- Neden böyledir efendim?
- Çünkü kötülükler kolay ve çabuk yayılır evladım. Bir sepet üzümden bir teki çürük olsa, bu bir çürük, diğer sağlamları da çürütür. Ama bütün sağlam üzümler, o bir tek çürüğü kurtaramaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...