Hatıraların düşmanı alzheimer

Hatıraların düşmanı alzheimer

SAĞLIK Haberleri

Genellikle 65 yaşından sonra ortaya çıkan hastalığın gelişimini engellemek ya da geciktirmek için ergenlik döneminden itibaren tedbir almak gerekiyor.

ZİYNETİ KOCABIYIK

İnsan ömrü uzuyor, dünya giderek yaşlanıyor. Yaşlanan dünyanın en sık görülen hastalıklarının başında demans ve Alzheimer geliyor. Dünyada 44,4 milyon demans hastası var. Her 20 yılda iki kat artan bu rakamın, 2030’da 75,6 milyon, 2050’de 135,5 milyon olması bekleniyor. Demans hastalarının yüzde 60’ı Alzheimer hastası. Hastalık, 65 yaşından itibaren her 5 senede bir ikiye katlanıyor. İstatistiklere göre Türkiye’de 450 bin civarında Alzheimer hastası var…
Herkesin en büyük dileği sağlıklı ve aklı başında yaşlanmak. Üzerinde araştırmalar sürdürülmesine rağmen henüz Alzheimer’ı iyileştiren bir tedavi bulunmuş değil. Bu durumda hastalıkla mücadelede korunma önemli rol oynuyor. Peki Alzheimer’ın gelişiminde genetiğin rolü var mı? Yediklerimizin, içtiklerimizin, hayat tarzımızın hastalık gelişimindeki rolü nedir? Alzheimer’ı engellemek ya da en azından geciktirmek mümkün mü? Yediklerimizle akıl sağlığımızı korumak mümkün mü? Bütün bu soruları Ulusal Alzheimer Vakfı Başkanı Prof. Dr. Engin Eker’e sorduk.

KADIN OLMAK RİSK FAKTÖRÜ
Yaşla birlikte sıklığı artan Alzheimer gelişiminde kadın olmak risk faktörü. Vasküler demans erkeklerde daha yüksek olmasına rağmen Alzheimer gelişiminde oran 2 kadına 1 erkek şeklinde ortaya çıkıyor. Ailede anne, baba, kız veya erkek kardeşte Alzheimer olması riski artırıyor. Ailede 2 veya daha fazla kişide hastalığın görülmesi, riski daha da artırıyor.

GENLERİN ROLÜ VAR
Alzheimer’ın gelişiminde genlerin etkisi olduğu biliniyor. Genç yaşlarda başlayan Alzheimer’da 3 gen tespit edilmiş. Bu Alzheimer tipinde genetik test tavsiye ediliyor. İleri yaşlarda başlayan Alzheimer’da ise APOE ε4 geninin rol oynadığı ortaya çıkmış. Bu gen, hastalığın gelişim riskini 4 kat artırıyor. Yakın zamanda daha ileri yaşlarda başlayan Alzheimer’a yol açan APOE ε4 geninden başka 11 yeni gen daha bulunmuş. Prof. Dr. Engin Eker “Tedavi ile genlerin zararlı etkileri ortadan kaldırılırsa, yaklaşık Alzheimer hastalığının oluşması yüzde 20 oranında önlenebilir’’ diyor.

Kronik stres ve göbek yağı hafızayı bozuyor
Şişmanlık, kronik stres, depresyon, diyabet ve sigara içenlerde Alzheimer hastalığı ve damar bozukluğuna bağlı bunama görülme oranlarının yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Engin Eker, risk faktörlerini şöyle sıralıyor:

Şeker hastalığı: Özellikle Tip 2 dediğimiz orta yaşta başlayan ve uzun süre kontrol altına alınamayan diyabette, Alzheimer hastalığında tipik olarak bulunan hücreler arasındaki, plak denilen madderde belirgin artış olduğu görülmüştür. Bu plakların artması beyin fonksiyonlarını daha fazla bozmaktadır.

Depresyon: Hayat boyu major depresyonu olanların beyinlerinin bellek merkezinde,  böyle bir hastalığı olmayanlara oranla  daha fazla plaklar oluştuğu ve aynı zamanda daha hızlı bilişsel yıkım olduğu gösterilmiş.

Kronik stres: Sürekli stres yaşayanlarda başta bellek olmak üzere beyin fonksiyonları hızla bozulmaktadır.

Uyku Bozuklukları: Yaşlı hastalarda uyku bozukluğuna bağlı nefes alıp verme problemi sıktır. Uykuya bağlı nefes alıp verme problemi ve uyku apnesi olanlarda bunama  riski yüksektir

Yalnızlık: Yalnızlık temel bilişsel işlevlerde düşüklüğe sebep olur.  Bu kişilerin beyin fonksiyonlarının daha hızlı bozulduğu gözleniyor. Bu yüzden arkadaşlıkları, dostlukları sürdürmek, yeni arkadaşlıklar edinmek çok önemli.  

Beyin Hasarı: Kafayı bir yere çarpma sonucu oluşan beyin hasarı Alzheimer hastalığının başlamasını hızlandırır.

Şişmanlık: Özellikle erkeklerde göbek çevresinde aşırı yağlanma Alzheimer hastalığı için risk faktörü olabilir.

Yüksek kolesterol unutkanlık sebebi
Prof. Dr. Engin Eker kolesterol yüksekliği ile Alzhemier gelişimi arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu söylüyor. Yükselmiş olan kolesterolün (200-239 mg/dl bile) sadece kalp için değil, bunama için de risk faktörü olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Eker  “Kolesterol ve APOE ε4 geni birbirinden ayrı olarak veya birbiri ile etkileşmeleri sonunda hastalığa risk oluşturur. APOE ε4’ün etkisi, kısmen yüksek kolesterol düzeyleri ile bile artıyor. Huzur evlerinde kalanlar arasında yapılan çalışmalarda kolesterolü yüksek olanlarda Alzheimer hastalığı riskinin daha yüksek olduğuna ait yayınlar var. Kolesterol düzeyi sınırda olan orta yaşlılarda düşük olanlara oranla orta derecede Alzheimer riski ortaya çıkıyor. Hem hekimler hem de doktorlar yükselmiş kolesterolün sadece kalp için değil bunama için de risk faktörü olduğunu unutmaması gerekir” diyor.

Önce koku duygusu kaybolur
Alzheimer hastalığında koku duygusu başta bellek olmak üzere, diğer belirtiler başlamadan önce azalan bir duyudur. Beyinde koku merkezi dediğimiz bölge, Alzheimer hastalığında çok erken hasara uğrar. Bu yüzden bellek problemleri tam görülmeden önce, kokuyu tanıma, koku ayırt etme duyusu bozulabilir. Ancak koku ayırt etme kabiliyeti kişinin kesin Alzheimer olacağının ispatı değildir. Örneğin sigara içenlerde ve beynin diğer dejeneratif hastalıklarında da azalabilir. Teşhiste, PET’e göre ucuz olan koku testi yaptırılıp, Alzheimer konusunda uzman hekimler tarafından değerlendirilebilir.

ÇALIŞAN DEMİR PAS TUTMAZ
Alzheimer hastalığının ortaya çıkışında bilişsel rezerv denilen ergenlikten itibaren beynin iyi çalıştırılması ve eğitimin rolü son derece önemli. Eğitimin düşük olmasının demansın oluşması için önemli bir risk faktörü olduğu ifade ediliyor. Bunun için beyni bir banka gibi düşünmek gerekiyor. Gençlik yıllarında beynine iyi yatırım yapanlar, beyinlerini daha çok çalıştırdıkları için ileriki yıllarda daha az unutuyorlar. Boş vakitlerini çeşitli etkinliklerle değerlendiren ve toplum içinde yaşayan yaşlılarda da bunama başlangıcı geciktirilebiliyor.

BEYİN İÇİN EN GÜZEL EGZERSİZLER
¥ Yeni bir şey öğrenmek: Bir müzik aleti çalmayı öğrenme, bir yabancı dil öğrenme, yeni bir hobi edinme.  
¥ Genellikle her zaman kullandığınız elle yapılan şeyleri diğer elle yapmaya çalışmak.
¥ Beyni çalıştırılacak, zorlayacak şeyler okumak, bulmaca çözmek.

Düşük kalori beyni koruyor

Yapılan bilimsel çalışmalar diyet, egzersiz ve hayat tarzı değişiklikleri ile Alzheimer hastalığının gelişiminin geciktirilmesinin mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Prof. Dr. Engin Eker araştırmaların bütün bu risk faktörlerinin yüzde 10 azalması ile dünyada 1 milyondan fazla Alzheimer vakasının ortaya çıkışının engellenebileceğini gösterdiğini söylüyor.
Kalori kısıtlaması: Orta yaş ve yaşlılıkta aşırı kalori almaktan kaçınmak gerekir. Düşük kalorili beslenme beyin fonksiyonlarının olumlu yönde etkiliyor. Bu konuda yapılan çalışmalardan birinde yaşları 55-70 arasında değişen ve Alzheimer risk faktörlerini taşıyan, bilişsel skorları normalin altındaki kadınlara haftanın 5 günü normal diyet, 2 günü de 600 kalorilik diyet veriliyor. Bir süre sonra 5:2 diyetini yapan kişilerin omurilik sıvısında Alzheimer belirteçlerinin azaldığı gözleniyor.
Akdeniz Diyeti: Sebze ve meyve ağırlıklı Akdeniz diyetinin hafızanın korunmasında olumlu etkilerinin olduğunu gösteriyor. Özellikle aşırı saf zeytinyağı ile beslenenlerde Alzheimer hastalığında kullanılan tarama testi dediğimiz testlerde kontrollere oranlara daha başarılı olduğunu gösteren sonuçlar var.
Kafein ve Yeşil Çay: Kahvenin ve yeşil çayın beyinde koruyucu etki yaptığına ait yayınlar arttı.
Zeytinyağı: Zeytinyağındaki oleocanthal adlı bir bileşik bulunuyor. Bu bileşik beyinde plakların oluşmasını azaltıyor. Hastalık belirtilerinin oluşmasına engel olur.
Zerdeçal:  Curcumin olarak bilinen zerdeçalın, Alzheimer hastalığında beyindeki beta-amiloid plakların miktarını azalttığı gösterilmiş.
Egzersiz: Yaşlılar arasında yapılan çalışmalarda haftada 20 -30 dakikalık  hafif tempolu bir yürüyüşün bile kalp-damar sistemi ve beyin fonksiyonları üzerinde faydası gösterilmiş.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...