Kendileri küçük dertleri büyük

Kendileri küçük  dertleri büyük

SAĞLIK Haberleri

Pankreasları hiç insülin üretmeyen Tip 1 diyabetli çocuklar, kan şekeri ölçerek çıkan değere göre yaptıkları insülin iğnesi ile hayata bağlanıyorlar

ZİYNETİ KOCABIYIK

Diyabet, yanlış beslenme ve hareketsizliğe bağlı olarak bütün dünyada hızla artan bir sağlık problemi. Yani sağlıksız beslenir, hareket etmezseniz yıllar içinde kan şekeriniz yükselir ve diyabet hastası olursunuz. Ancak bütün diyabetliler içinde küçük bir bölüm var ki, onlar ya diyabetli olarak dünyaya geliyorlar ya da hayatlarının ilk yıllarında bu hastalığa yakalanıyorlar. Sebep tam olarak bilinmiyor. Dolayısıyla korunmaları mümkün değil. Ancak yaşamaları için her gün en az 5-6 defa parmak ucundan kan şekerini ölçtükten sonra çıkan değere uygun olarak günde dört defa insülin yapmaları ve yediklerinin de buna göre düzenlenmesi gerekiyor. Yani anne babaları onlara ayda en az 500 defa iğne batırmak zorunda kalıyor. Bazıları şekerin tadını hiç bilmiyor, bazıları ise okulda arkadaşlarından özenerek yediği gofretler, çikolatalar yüzünden komaya gidiyor. İşte Türkiye Diyabet Vakfı tarafından Şile’de hayata geçirilen Avrupa’nın en büyük diyabet eğitim merkezi “Mavi Köy’ün ilk öğrencilerinin  hikâyeleri…

Annesinin öğretmeni
On iki yaşındaki Fatma Altuğ, 4,5 yaşından bu yana diyabetli. Hastalığı suçiçeği enfeksiyonundan sonra ortaya çıkmış. Diyabetsiz hayatın ne olduğunu bilmediği için çok da zorlanmadığını söylüyor. Vücuduna günde 10 defa iğne batırmak, arkadaşları her istediğini yiyip içememek, doğum günlerinde masanın yanına sadece fotoğraf çektirmek için gitmek, onun için doğal. Fatma, diyabetiyle yaşamaya çalışırken iki sene önce annesinin de Tip 1 diyabet olduğu ortaya çıkmış. Doktorlar “Üzüntü ve stres yüzünden” demişler.  Anne Hatice Altuğ “Kızıma çok üzülüyordum. Minik parmaklarına her gün defalarca iğne batırıp kan çıkarmak; akranları ayda bir yaptırdıkları aşıdan kaçarken ona günde dört defa iğne yapmak ağırıma gidiyordu. Sonunda ben de hasta oldum. Altı sene ben ona baktım iğnelerini yaptım. Şimdi o bana yardımcı oluyor” diyor.

Kendisi 10 hastalığı 8,5 yaşında
On yaşındaki Nidanur da 8,5 senedir diyabetli… “Hayatın kolay mı zor mu?” sorusuna “Bence kolay” diye cevap veriyor. Başka türlü bir hayatı olmamış ki… 

Kendileri küçük  dertleri büyük

Bir buçuk yaşından bu yana her gün 4 defa insülin yapılan bazen altı defa kan şekeri ölçülen Nidanur, en çok arkadaşlarının kantinde kendisini düşünmeden kek, çekirdek yemelerinden şikâyet ediyor. “Şeker yiyor musun?” sorusuna ise “Şekerim çok düştüğü zaman komaya girmemek için kesme şeker yiyorum” diyor. Ancak arkadaşlarına teşekkür ettiği bir konu var ki, aslında bütün çocuk diyabetliler için çok önemli. Nidanur “Hareketlerimde bir tuhaflık sezdiklerinde hemen öğretmene söylüyorlar. Bazen  şekerim çok düşünce hemen müdahale ediyorlar” diyor.

Can kardeşi şimdi diyabet kardeşi oldu
17 yaşındaki İlayda Turan, beş yıl önce diyabet teşhisi almış… Altı ay sonra da kız kardeşi Ceyda… Can kardeşler, diyabet kardeşi olmuş.  İlayda Turan burun ameliyatı olmak için bıçak altına yatmadan önce kan tetkikleri yapıldığında diyabeti ortaya çıkmış. Doktorlar hemen insüline başlamışlar.

Kendileri küçük  dertleri büyük

İlayda’dan tam altı ay sonra kız kardeşi Ceyda, yorgunluk, çok şu içme, çok tuvalete gitme şikâyetleriyle kan şekerini ölçtürünce onun da diyabet hastası olduğu anlaşılmış. Teşhisten sonra hayatları tamamen değişen iki kardeş, şimdi birbirine destek oluyor. Diyabet hayallerinden hiçbir şey alıp götürememiş. Lise son sınıftaki İlayda avukat olmak isterken, 7. sınıfa giden Ceyda doktor olup ablasıyla kendisinin hastalığına çare bulmayı hedefliyor.

İnsülinsiz sadece altı hafta yaşayabilirler
 Tip 1 diyabet, doğuştan gelen ya da daha sonraki yıllarda ortaya çıkan pankreasın hiç insülin üretemediği hastalık. Tip 1 diyabetliler dışarıdan iğne şeklinde aldıkları insülin sayesinde hayatlarını sürdürüyorlar. Kan şekeri ölçmeyi, vücutlarının uygun yerlerine, uygun dozlarda doğru iğne yapmayı öğrenene kadar anne babaları bir an olsun onları gözlerinin önünden ayırmıyor. Bu çocuklar için en büyük risk, gece uyku sırasında şeker komasına girmek. Gece yatarken az yapılan ya da fazla yapılan insülin dozu onları her an bu tehlikenin kucağına atabiliyor. Türkiye’de toplam 90 bin Tip 1 diyabet hastası bulunuyor. Sağlık Bakanlığı rakamlarına göre bunların 30 bini 18 yaşın altında.

Şekerin tadına Hasret
6 yaşındaki Hasret ev hanımı anne ve garson babanın ilk çocuğu. Doğuştan diyabetli. Cılız bir çocuk. Tip 1 diyabetli ancak arkadaşlarından farklı olarak insülin ağır geldiği için hap kullanmak zorunda. Şekeri asla kontrol altında değil. Şekerin tadını bilmiyor… ya da annesi öyle sanıyor.

Kendileri küçük  dertleri büyük

Çünkü annesi, “Hasret okula başladıktan sonra şekerini bir türlü 350’nin altına indiremiyoruz. Beslenme çantasına arkadaşlarına özenmesin diye herkesin yediğinden koyuyorum ama yarısı kadar. Hiç çikolata, gofret, pasta vermedim. Hamburger yedirmedim. Ama galiba okulda arkadaşlarına özeniyor ve kaçamak yapıyor. Hasret şimdilik hap kullanıyor ama doktorlar 12 yaşına gelince insüline başlanacağını söylediler. Komaya girmesinden korkuyorum” diyor.

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...