Affedip rahatlamak ya da kinin esiri olmak

CANAN ERASLAN

Çoğumuz yaşadıklarımızdan kaynaklanan kırgınlıklar yaşar ve onları geride bırakmakta zorlanırız. Annem hep der; küslük dediğin tülbent kuruyana kadardır. Belki birkaç dakika... Tabii birkaç dakikalık küslük olmayacağına göre, bu olsa olsa günümüzde psikologların “Çok sinirlendiğinizde, bir şey söylemeden önce içinizden 10’a kadar sayın” tavsiyesine denk bir deyim olabilir. Fakat şu da bir gerçek ki, günümüzde hemen herkes telaşlı, gergin, sinirlenmeye hazır. Bazıları ise bütün bu olumsuz duygularla savaşırken karşısındakini hiçe sayma, kırıp dökme eğiliminde. Biraz sonra pişman olacağını bilse dahi. Psikologlar ise “Birçoğumuz tartışma ya da yanlış anlamalardan kaynaklanan kızgınlık ve kırgınlıklarımızı geride bırakmakta zorlanırız ama kızgınlığı beslemek sizin ruh sağlığınıza zarar verecek. Affetmek ve geride bırakmak ise mutluluk verecek” diyerek tavsiyede bulunuyor. Ben de Psikolog Aslıhan Sönmez’den affetmeye dair öneriler aldım... Öncelikle kendimizi bağışlamamız gerekiyor; olumsuz düşünceler, hırçın davranışlar için. Bunu yaptıkça insanlara karşı ne kadar anlayışlı, nazik ve hoşgörülü davrandığımızı fark edeceğiz. Geçmişte yaşananların yaşandığını, artık onlar için hiçbir şey yapamayacağımızı  da bilmemiz gerekiyor. Yaşadıklarımızı tekrar tekrar hatırlamanın, acıları tazelemek ve ruhumuzda derin yaralar açmaktan başka işe yaramayacağı da kesin. Böyle yaparak canımızı acıtmaya devam edeceğimiz de ortada.

HAKLI OLUP MUTSUZ OLMAK DAHA MI İYİ?
Öfke ve gururunuzun hiddetine kapıldığınızda küçük şeyler büyük kızgınlık ve hatta kavgaları bile gündeme getirebilir. Bu hem siz hem çevrenizin huzurunu bozacak. Haklı olmak hiçbir zaman mutsuz olmaktan önemli değil. Bırakın karşınızdaki haklı olsun, siz iç huzurunuzu koruyun, artırın. Ayrıca insanlara nezaketle uzattığınız barış eli, size katlanarak dönecektir. Bunu denediğinizde eliniz havada da kalabilir ama siz “elimden geleni yaptım” diyerek huzurlu olacaksınız. Olumsuz düşünce ise yıkıcıdır. Bir süre sonra sizde her şeye aynı negatif gözlükle bakma alışkanlığına sebep olacak. Onları atın, gülümseyin. Mutlaka işe yarayacak.

Akıl okumak yerine karşımızdakini anlamaya çalışmak
Hiçbir tartışma, biri diğerinin fikrini benimseyerek bitmez. Bunu bilerek birkaç tavsiyeye göz atalım mı?
¥ Affetmek güçsüzlük gösterisi değildir. Aksine özgürce kendi vereceğimiz bir karardır. Öfkeli ve saldırgan mı, affetmiş ve huzurlu ruh hali mi istediğiniz; buna karar verin.
¥ Empati kurmak zordur aslında ama ‘ben olsan ne düşünür, ne yapardım’ dediğinizde her şey daha kolay olacak.
¥ Tartışmanın asla tek başına yapılmadığını bilin.
¥ Hiçbir tartışma, birinin diğerinin görüşünü kabul etmesiyle bitmemiştir.
¥ “Senin iyiliğin için” dediğinde ona inanın, görmeye çalışın. Bu, kötü düşüncelere odaklanmaktan daha iyi bir yol mutlaka.
¥ Akıl okumak gibi bir hataya düşmeseniz iyi olur. Bu sadece kendinizi öfkelendirmeye yarayacak.
¥ Tartışmada kendi yaptıklarınızı da fark etmeye çalışın.
¥ Öfkenizin enerjinizi ve gülmenizi ne kadar azalttığını düşünün,
öfkeliyken bir de
aynaya bakın. Yüzünüzü asla beğenmeyeceksiniz.
¥ Tartıştığınız, kızdığınız kişiyle güzel zamanlarınızı hatırlamaya çalışın.
¥ Hepimiz kendimiz için en iyisini isteriz. Bazen de bencilleşiriz. Bunu düşünün.