Kalbim Allah sevgisi ile doldu...

A -
A +
Evliyânın büyüklerindenin Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin bir talebesi anlatıyor: Ben hocamı henüz tanımazken bir sandığın içinde “yüz altın” saklıyor ve “bununla ticâret yapayım” diye düşünüyordum. Başladım ticârete. Hazır elbise aldım. Ve köy köy gezip satmaya başladım. O köylerin birinde bulunurken, “bu köye bir evliyâ zât gelmiş” diye işittim birinden. Çok sevindim. Zîra “evliyâ zâtları” severdim. Mallarımı bir yere emânet ettim. O büyük evliyâyı ziyârete gittim. Elini öpüp oturdum bir kenarda. Hem heybetliydi. Hem de sevimli. Huzûrunda eriyor gibi oldum sanki... Bir ara bana bakıp sordu: “Burada ne yapıyorsun?” “Ticâret yapıyorum” dedim. Memnun oldu. Sonra bana; “Çok iyi, ticâret yap, para kazan. Ama para ve mal sevgisi kalbine girmesin” buyurdu. Çok hoşuma gitti. Sonra buyurdu ki: “Çalışıp kazanmayı dînimiz de emrediyor. Asıl maksat, İslâmiyetin her emrini yapmak ve kalpten dünya sevgisini çıkarmaktır.” Böyle buyurdu. O anda kalbime bir şey oldu... Sanki yıkanmıştı. Yâhut nurlanmıştı. “Mal sevgisi” çıkıp gitti kalbimden. Daha ilk sohbetinde böyle oldu. Kalbim “Allah sevgisi” ile doldu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.