Allah bir kulunu severse...

A -
A +
İran'da yaşamış velîlerden Ebû İshak Şîrâzî hazretleri bir gün sevdikleriyle sohbet ediyordu ki;
“Allahü teâlâ bir kulunu severse, ona iki nimet verir” buyurdu.
Sordular ki:
“Onlar nedir efendim?”
Buyurdu ki:
“Birincisi; o kimseye, sevdiği bir kulunu tanıtır. Yâni hakîkî bir İslâm âlimini, Allah dostu bir velîyi tanıtır ve sevdirir.”
Sordular yine:
“İkinci nimet nedir hocam?”
Buyurdu ki:
“Hayırlı bir iş. Yâni insanların dünyasına veyâ âhiretine faydası olan bir işte çalıştırır.”
Sordular:
“Daha çok severse?”
“O zaman dert ve belâ verir ona. Ama bu dertleri nimet bilir o kimseler. Derd-ü belâyı, kemende benzetmiştir büyükler. Cenâb-ı Hak, sevdiklerini bu kementle tutup kendine çeker” buyurdu.
● ● ●
Bu zât, bir sohbetinde de bazı sevdiklerine;
“Günâhın büyüğü küçüğü olmaz.
Yâni günâhın küçüğü de büyüktür” buyurdu.
Dinleyenler;
“Bunu biraz açıklar mısınız efendim” dediklerinde;
Büyük velî;
“Günâhın cinsi değil, kime karşı işlendiği mühimdir. Kul, günâh işlemekle kime karşı gelmiş, kime isyân etmiştir? Tabii ki Allahü teâlâya isyân edilmiştir, öyle ise, günâhın küçüğü de, çok büyüktür” buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.