Büyüklere ‘peki’ demek

A -
A +
Buhara’da yetişen Alaaddîn-i Attâr hazretleri, büyük bir velîydi. 1400 senesinde Buhârâ’nın Cağanyân nâhiyesinde vefât etti. Çok zengin, soylu bir aileye sâhipti.
Gençken Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin huzuruna edeple girerek;
“Efendim, beni de talebeliğe kabul eder misiniz?” diye ricâ etti.
Büyük velî buyurdu ki:
“Kabul ederiz, ama bir şartla. Bir sepet elma alıp, bu elmaları kendi mahallende satacaksın.”
“Başüstüne” dedi.
Ve bir sepet elma alıp, taktı koluna.
Bir köşebaşında durup, akşama kadar sattı o elmaları.
Nihayet akşam oldu.
Hocasına gelip;
“Emrinizi yaptım efendim” dedi.
Büyük velî;
“Bir sepet daha al, bu defa kardeşlerinin dükkânı önünde durup da sat” buyurdu.
Alaaddîn yine;
“Peki efendim” dedi.
Ve bir sepet elma alıp, kardeşlerinin dükkânı önünde sattı o elmaları.
Kardeşleri kızıp;
“Bizi rezil ettin. Maksadın paraysa, ne kadar istiyorsan verelim. Çok şükür zenginiz. Elma satacak kadar düşmedik. Senin yüzünden rezil oluyoruz” dediler.
Fakat o dinlemedi.
Onun tek gâyesi, o büyük velîye talebe olabilmekti.
Ve kazandı imtihanı.
O zâta “peki” dediği için kabul olundu talebeliğe...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.