Cehennem ateşinin dokunmadığı insanlar!

A -
A +
"Üç sınıf insana Cehennem ateşi dokunmaz: Bunlar, kocasına itaat eden kadın, ana-babasına iyilik eden evlât ve insanlara merhamet eden kimsedir."   Anaya, babaya iyilik ve ihsân, evlât üzerine farzdır. Allahü teâlâ İsrâ sûresinde buyuruyor ki: (Ana ve babadan biri veya ikisi ihtiyârladığında usanıp da öf deme! Ağır söz söyleme! Onlarla yumuşak ve tatlı konuş!) Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Üç sınıf insana Cehennem ateşi dokunmaz: Bunlar, kocasına itaat eden kadın, ana-babasına iyilik eden evlât ve insanlara merhamet eden kimsedir.) Evlât, ana-babasına şefkat, merhamet ve sevgi ile bakınca ona, böyle bir bakışı için, kabul edilmiş bir hac sevâbı verilir. Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem): (Babasına ve annesine merhamet nazarı ile bakan evlâda, hac ve umre sevâbı yazılır) buyurdu. Günde bin defa bakarsa da böyle midir? diye sorulunca: (Günde yüz bin defa baksa da...) buyurdu. Birisi Peygamber aleyhisselâma dedi ki: - Yâ Resûlallah, yanımda yaşlı anam vardır. Elimle yedirip içiriyorum. Abdestini aldırıyorum. Sırtımda gezdiriyorum. Hakkını ödemiş olur muyum? Peygamber aleyhisselâm buyurdu ki: - Hayır, yüzde birini bile ödemiş olamazsın. Ancak iyilik ediyorsun. Allahü teâlâ bu az iyiliğine karşılık çok sevâp ihsân eder.       *** Mûsâ aleyhisselâm bir gün, "Yâ Rabbî, bana Cennetteki arkadaşımı göster!" dedi. Allahü teâlâ: "Filân şehrin, filân çarşısına git. Orada bir kasap vardır. Yüzü şöyle, boyu şöyledir. Senin Cennetteki arkadaşın odur" buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm o dükkâna gitti. Güneş batıncaya kadar orada kaldı. Akşam olunca, kasap, bir parça et alıp, zembiline (sepet) koydu. Dükkândan ayrılırken, Mûsâ aleyhisselâm, "Ey genç, misâfir için, yanında yer var mı?" buyurdu. Genç "evet" deyip, beraber gittiler... Eve gelince, genç, bu etten güzel bir çorba pişirdi. Sonra evin bir köşesinden bir zembil daha çıkardı. İçinde çok yaşlı, zayıf, güçsüz bir kadın vardı. Onu zembilden çıkardı. Bir kaşık alıp doyuncaya kadar ağzına yemek koydu. Sonra elbisesini yıkadı, kuruttu ve yine ona giydirdi. Sonra tekrar zembile yerleştirdi... Bu esnâda annesinin dudakları kımıldadı. Sonra adam zembili alıp yerine bıraktı... Bunları gören Mûsâ aleyhisselâm: "Bu yaptıkların nedir?" diye sordu. "Bu benim annemdir. Çok yaşlandı. Gücü tâkati yok. Çarşıdan gelince, onu yedirmeden, doyurmadan, ne yerim, ne de içerim" dedi. Bunun üzerine Mûsâ aleyhisselâm, "O esnâda annenizin dudaklarını kımıldattığını gördüm" deyince "Yâ Rabbî, oğlumu Cennette Mûsâ aleyhisselâma arkadaş eyle, diye duâ eder" dedi. O zaman Mûsâ aleyhisselâm; "Gözün aydın olsun, Mûsâ benim ve Cennetteki arkadaşım sensin" buyurdu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.