İç ve dış düşmanlara aldanmamak için...

A -
A +
Vatan hâinleri ile en büyük mücadeleyi yapan Cennet mekân Sultân ll. Abdülhamîd Han'dır. Bunun için düşmanları tarafından "Kızıl Sultan" ilân edildi.
 
İslâm düşmanları, geçmişte kaba kuvvetle, sinsi plânlarla İslâmiyeti ortadan kaldırmak için çok çalıştılar. Bunda tam bir başarı sağlayamayınca bu defa açıkça dine saldırmaya başladılar. İslâm kitapları hatta, Kur'ân-ı kerîmler bile yasak edildi. Bu İslâm âlimlerinin yerine, kendileri tarafından yetiştirilen din câhili kimseleri getirdiler... İbâdet ismi altında günah işlenir hâle gelindi...  
Osmanlı devleti, son zamanlarında, Avrupa'ya öğrenim için talebeler ve bilgilerini, görgülerini artırmaları için de devlet adamları gönderiyordu. Bu talebeler ve devlet adamlarından bazıları misyonerler tarafından aldatıldı, mason yapıldı. 
Sonradan gelen İslâm düşmanları da, "din adamları fen bilmez, din adamları cahildir, gericidir" diyerek Müslüman yavrularını İslâmiyyetten uzaklaştırmaya çalıştılar. İslâmiyete ve Müslümanlara zararlı olan şeylere asrîlik, ilericilik dediler. Çıkardıkları her kânun Müslümanların, devletin aleyhine idi... 
Bu vatan hâinleri ile en büyük mücadeleyi yapan Cennet mekân Sultân ll. Abdülhamîd Hân oldu. Bunun için "Kızıl Sultan" ilân edildi. Abdülhamîd Han, Avrupalı profesörler ve fen adamlarını, çok yüksek maaş vererek İstanbul'a getirtti. Vatanına, milletine, dînine bağlı ilim ve fen adamları yetiştirdi. Kıymetli subaylar yetiştirdi. Fakat, Balkan, Çanakkale, Rus ve Filistin cephelerinde, sinsice hazırlanmış İngiliz plânları ile, Abdülhamîd Hân'ın yetiştirmiş olduğu, dünyanın birinci kara ordusu yok edildi. Yüz binlerce vatan evlâdı şehîd edildi. Osmanlıyı arkadan vuranlar, hiç rahat yüzü görmediler. İşte bugün Orta Doğu'nun hâli meydandadır... 
Büyük İslam âlimi Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyurdu ki:
"İslam’ın en büyük düşmanı İngilizlerdir. İslamiyet’i bir ağaca benzetirsek, başka kâfirler, fırsat bulunca, bu ağacı dibinden keser. Müslümanlar da, bunlara düşman olur. Fakat, bu ağaç bir gün filiz verebilir. İngiliz böyle değildir. Bu ağaca hizmet eder; besler. Müslümanlar da, onu sever. Fakat, gece kimse anlamadan köküne zehir döker. Ağaç öyle kurur ki, bir daha süremez. 'Vah vah çok üzüldüm' diyerek Müslümanları aldatır... İngiliz’in, İslam’a böyle zehir salması demek, para, mevki ve kadın gibi, nefsani arzular karşılığında satın aldığı yerli münafıkların, soysuzların elleri ile, İslam âlimlerini, İslam kitaplarını, bilgilerini ortadan kaldırmasıdır..."
Evet, Müslümanlar uyanık olmalıdır! Dinimizi öğrenmek için, İslam âlimlerinin eserleri okunmalıdır. [Hakikat Kitabevi'nin yayınları, bu kıymetli eserlerden Türkçeye tercüme edilip derlenerek hazırlanmıştır.]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.