Haramdan sakınanla oturmak ibadettir...

A -
A +
Hakiki imana kavuşmak için; farzları edeple yapmak, helal yemek, haramdan sakınmak ve bunlara ölünceye kadar devam etmek gerekir.   Dinimizde haramdan sakınmak, farzı yapmaktan önce gelir. Bir haramdan sakınmanın sevabı, bir farzı yapmanın sevabından kat kat çoktur. Zararlardan kaçmak; faydalı şeyleri yapmaktan daha önce gelir. Mekruhtan sakınmak, sünnet işlemekten önce gelir. Günahtan kaçmak ibadet yapmaktan önce gelir. Hadis-i şeriflerde mealen buyuruldu ki: (Haramdan sakınan kimseyle oturmak ibadettir.) [Deylemi] (Ahirette, helal kazancın hesabı, haram kazancın da azabı vardır.) [İ. Ahlakı] Hakiki imana kavuşmak için; farzları edeple yapmak, helal yemek, haramdan sakınmak ve bunlara ölünceye kadar devam etmek gerekir. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimiz buyurdu ki: (Bir kimsenin üzerindeki elbisesinde haramdan bir tel iplik olsa, o elbise ile kılınan namaz ve yapılan dualar kabul olmaz.) Bir kimsenin vücudu haram ile büyürse, hâli acaba ne olur? Bütün ibadetlerin başı, helâl lokma kazanmak, çoluk çocuğuna helâl yedirmektir. Helâli, haramı öğrenmek lâzımdır. Hazret-i Mûsâ Kelîmullah, Tûr'a giderken, yolda, namaz kılıp Hakk'a ağlayıp dua eden bir zata rastlamış. Mûsâ aleyhisselâm, münâcâtında mezkûr zatın affı için niyaz ettiğinde, Cenâb-ı Hakk'tan nidâ gelip, (Yâ Mûsâ! Ben o zatın namazını ve duasını kabul etmem. Zîrâ, üstüne giymiş olduğu elbisenin bedelinde haram para vardır!) buyurmuştur. Haramlardan kaçınmak, müminlere hiç zor gelmez. Çünkü Allahü teâlâ, dünya zevklerinden, geçici lezzetlerinden, nefse tatlı gelen şeylerden hiçbirini, menetmedi, yasak etmedi. Bunları, İslâmiyete uygun, zararsız olarak kullanmaya izin verdi... İslâmiyete tam uymak için; evvelâ Ehl-i sünnet âlimlerinin, Eshâb-ı kirâmdan öğrenip ve Kur’ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden anlayıp bildirdiklerine uygun iman etmek, sonra haram, yasak edilmiş olanları öğrenip bunlardan sakınmak ve yapması emrolunan farzları öğrenip yapmak lâzımdır. [Ey Oğul İlmihâli]            *** Büyük İslam âlimi Hüseyin Hilmi Işık (kuddîse sirrûh) buyurdu ki: "İnsanın boğazından bir lokma haram girse, o haram lokma, insan vücudunda buhar olur, gaz olur ve bütün feyiz kapılarını tıkar. O artık feyiz alamaz. Kitap da okusa, ibâdet de yapsa, nasihat de dinlese, hiç istifâde edemez. Niçin? Haram yediği için. Yapdığı ibâdetler sahih olabilir; ama sevap alamaz, feyiz de alamaz... Tasavvuf 'helâl lokma'dır. Eğer bir kimsenin lokması helâl değilse, hiçbir yaptığının faydasını göremez... İbâdetler on kısımdır, dokuzu helâl lokmadır. Büyükler öyle buyuruyor kardeşim..."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.