Kız öğrencisinin staj dosyasını onaylamayan hoca!

Feridun Ağabey, bizler İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü mezunu öğrencileriz. Ben kendim için söylüyorum, 2012 yılında üniversiteyi kazanarak hevesle girdiğim gazetecilik bölümünden 2017 yılında mevzun olmama rağmen bir türlü diplomamı alıp işbaşı yapamadım.

Birçok arkadaşımız diploması elinde olmasına rağmen iş bulamazken ben bulduğum işten diplomamı alamadığım için faydalanamıyorum. Yaşadığım ilçede bulduğum gazetecilik işine başvurduğumda işe kabul edildim ancak bir ay sonra resmî  sigortanın girişi yapılmak üzere belgelerim istendi. Diplomamı henüz alamadığımı söyledim. Nedeni ise biraz garip olacak ama stajımı yaptığım hâlde sorumlu hocamız A.H.K. Beyin staj dosyamızı onaylamamasıdır. O onaylamadığı için de bir türlü diplomamı alamıyorum. Bilmiyorum benim gibi kaç arkadaş böyle mağdur durumda? Ben kendisine gidip durumumu anlattım. Bana verdiği cevap hayli enteresandı:

“Senin gibi sırada bekleyen bir sürü öğrenci var acelen ne?”

Bir öğretmenin, bir akademisyenin öğrencisine cevabı bu mu olmalı? Siz söyleyin ağabey ben mi acele ediyorum? Dört yıl üniversite okumuşum, hazır iş bulmuşum. Bir hocanın böyle durumdaki öğrencisine bu ilgisizliği manidar değil midir? Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız gençlere iş bulmak ve istihdam için çabalarken bizler bir öğretmenin keyfinin gelmesini mi beklemeliyiz? Bizim derdimizi sayın rektörümüze iletir misiniz? Üniversitemden yardım bekliyorum. Saygılarımla...

 

 

 

“Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mevlüt Uysal beyefendi, bir İstanbullu hemşehriniz olarak, sizlere çok önemli bulduğum bir hususu bildirmek istiyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyemizin logosunda bildiğiniz gibi cami figürü vardır. Bizim kutsalımız olan cami resminin yerlerde olmasına gönlümüz razı olmuyor. Hele rögar kapaklarında olmasına hiç gönlümüz el vermiyor. Hiçbir Alman, İngiliz, Fransız ve diğer Hıristiyanlar, kilise resminin yerlerde olmasına kesinlikle müsamaha göstermezler.

Bazı semtlerde kaldırılmış. Eyüp Belediyesi eskiden yerlere yazdırıyordu şimdi pek görülmüyor. Fatih semtinde de bu konuya dikkat ediliyor. İnşallah yeni belediye başkanımız olarak siz de bu hayırlı işe vesile olursunuz umudundayım.

Sizden ricamız, içerisinde cami bulunan, İBB’nin logosunun insanların ayakları altında olan yerlerde hele hele rögar kapaklarında kullanılmasını engellemeniz ve buna bir son vermenizdir. Hassasiyetiniz için şimdiden teşekkür eder, saygılar sunarım”

 

 

 

“Bir arkadaş sosyal paylaşım ağından büyük bir marifet olarak bir vatandaşın nar kabuğunu kolay soymasıyla ilgili bir video paylaşmıştı. Hayret ettim inanın. Demek ki meyve soymayı bile başkasından öğrenmek zorunda kalan bir gençlikten söz ediyoruz. Bu öyle bir nesil ki yumurtayı tavuğun yumurtladığını bilmiyor. Ekmeğin buğdaydan yapıldığını bilmiyor. Tarladan topraktan bağdan bahçeden uzak kibrit kutusu gibi dairelerde yaşayıp dünyaya internetten açılıyorlar. Bu yeni neslin çarşı pazarı AVM'den ibaret olup daha acısı çoğu inançlardan habersiz büyüyor. Bu gençlik inanın yoğurt ve sudan ayran yapmayı bile bilmiyor. E haliyle böyle bir nesle nar soymayı öğretmek gerçekten anlamlı ve önemli bir iş (!) olsa gerek.”

 

 

 

Oturduğu piknik masasından çekirdeğini çitlerken benim kardeşimle yaşadığım diyaloğa dâhil olan komşu teyzeye cevap veriyorum: Benim dört yaşındaki kardeşimin niçin eve gitmesine izin vermediğime karışıyorsun. Bunu o çocuk tek başına asansöre binemez eve gelemez diye annem söylediği için izin vermediğimi söylediğimde de bana “utanmaz, büyüklere karşı terbiye kalmamış” diyerek ayar vermeye kalkıyorsun. İyi ki yaşça büyüksün ama büyük olmayı iki küçük çocuğa yol göstermek, bir sorunları varsa ilgilenmek yerine verdiğin emri yerine getirmek olarak ve tabii ki yanlış öğrenmişsin!..