Mescid-i Aksa ve içimizdeki yasak mescit!

A -
A +
Sevgili Feridun Ağabey, Allahü teâlâ sizden razı olsun; dertlerimizi yayınlıyorsunuz, tanımadığımız kardeşlerimizin dertleriyle dertleniyoruz. Benim de bir derdim var...
İstanbul Etiler’de bir reklam ajansında çalışıyorum. İş yerime en yakın cami 10 dakikalık mesafede ve sadece gidip gelmem 20 dakika sürüyor. Dolayısıyla işim yoğun olduğu zamanlarda özelikle ikindi namazlarını ofisin lavabosunda müsait bir yerde kılmak durumunda kalıyorum. Fakat yakınlarda çalışan bir arkadaşım -ismi mahfuz- bir hastanenin mescidini hatırlattı. Ofisime daha yakın olduğu için hem öğle hem ikindi namazları için hastaneye gitmeye başladım... Aradan bir ay kadar geçti ki güvenlik görevlileri önümü kesip tabiri caizse ayaküstü beni sorguya çektiler. Güler yüzle sorularını cevaplandırmaya gayret gösterdim. Birkaç kez burada muayene olduğumdan hatta ameliyat bile olduğumdan ve komşu olduğumuzdan bahsettim. Sonuçta işleri hastanenin güvenliğini sağlamak olduğu için yardımcı olmaya çalıştım. Ancak onlar tam tersi bir tavırla ellerinden gelse beni kovacaklardı. Dışarıdan mescit kullanımının yasak olduğunu, bir kere ameliyat oldun diye her gün mescidi kullanamayacağımı filan söylediler. Namaz kılmanın ne olduğunu bilmiyorlardı galiba!.. Aldığım bu cevaplar beni şoke etti. “Peki kaç kez ameliyat olmam gerekir veya mescit için kaç para vermem gerekir” diye sormak aklıma gelmedi. Sadece, burasının kamuya açık bir kurum olduğu için mescidin de buna dâhil bir alan olduğunu düşündüğümü söyledim. Ama nafileydi. En son “hadi şimdi gidin namazınızı kılın” diye lütfettiler “bir daha da gelme” dercesine. Bense hiç kimseden namaz kılmak için izin almam gerekmediğini bildiğim için “peki” deyip orayı terk ettim. Fakat çok gücüme gitti Feridun Ağabey, haksızsam lütfen söyleyin. Mescid-i Aksa’yı kurtarmaya çalışıyoruz ama mahallemizdeki mescitlere girmemiz yasak! Bilmem anlatabiliyor muyum? Hayırlı günler. Sadece ismimi yazmanız yeterli.
      Burak-İstanbul
 
 
Ülkemizi haberlerde de güzel gösterelim
 
“Feridun Ağabey, son zamanlarda dikkatimi çeken bir hususu paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz üzere Türkiye OECD ülkeleri arasında suç işleme oranlarına göre dünyadaki en güvenilir ülkelerden biri. Hatta kısaca, Amerika, Japonya, Polonya, Avusturya, İspanya, İtalya, Almanya, Fransa İsviçre vs. gibi ülkelere göre suç işlenme oranı çok daha düşük. Ama nedense hemen tüm ekranlarda devamlı, bıçaklama, hırsızlık, kapkaç, gasp, tecavüz, zorbalık, yok şu şunu bıçakladı, yok gaddar baba pompalı ile vahşet, oto lastik hırsızları -ki en adi vakadır- gibi haber türleri yoğun bir sıklıkla veriliyor. Artık evde çoluk çocuk oturup haber dinleyemez olduk. Bu tür haberler inanılmaz bir şekilde sürekli ekranlarda dönüp duruyor. Bu tür haberler normal bir aileyi ne kadar ilgilendiriyor da ısrarla ve dakikalarca haber diye veriliyor anlamıyorum. Ben şahsen işim gereği sık seyahat eden birisiyim. O kadar çok suç işlenmesine rağmen Alman, Fransız kanalları bu tür basit ve adi vakaları televizyon ekranına taşımazlar bile. İnanın çok nadiren rastlamışımdır. Adamlar kendilerini temiz toplum gösteriyorlar. Bizim ülkemizde de bu şuur uyanır ve inşallah olumlu haberler çoğalır… Güzel ülkemiz, televizyonlarda da güzel görünür. Kendi kendimizi kötü propaganda yapmaktan inşallah vazgeçeriz. Bu ülke ve insanları inanın dünyadaki en temiz ve içinde merhamet barındıran insanların çoğunlukta olduğu bir ülkedir. Saygılarımla.”
          E.K.-İzmir
 
 
Bu kimselerden niçin şikâyetçisiniz?
 
Tekirdağ S. Paşa’dan yazan ve “Değerli Feridun Abiciğim, kalemi keskin olan yazarlara bu ülkenin ihtiyacı olduğu düşüncesindeyim. Benim gibi ömrünün dörtte üçü yollarda araç üzerinde geçen bir kimse olarak derdim şudur: Yeni yapılan Tekirdağ ili Muratlı ilçesi çevre yoluna ilgililerin el atmasını, belirli kontrollerin yapılmasını talep ediyorum. Çünkü bu yol çevresi artık neredeyse açık hava meyhanesi olmuş durumda. Geceleri arabaların farları açık ellerde içki şişeleri… Yol trafiğe kapalı olmasına rağmen hâl böyle… En derin saygı ve sevgilerimle…” diyen Zeki Kıvılcım isimli okuyucumuz, yetkililerden ilgilenme beklentinize teşekkürler ancak yolun trafiğe kapalı olmasından söz ediyorsunuz. Konuyu, ömrü yollarda geçen birisi olarak trafikte tehlike oluşturma anlamında mı söylüyorsunuz yoksa trafiğe kapalı bir alanı bu amaçlarda kullananlardan mı dert yanıyorsunuz?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.