“Beni ciddiye alacağınız için size yazıyorum”

A -
A +
Feridun Ağabey, beni ciddiye alacağınızı bildiğim için size yazıyorum. Ben bir konuda biz gurbetçi vatandaşların sesi olmanızı rica edeceğim... Bundan bir ay kadar önce eski eşimle birlikte Münih konsolosluğuna boşanma tasdiki için notere vekâlet vermeye gittik. İnanın kendimi 1980’lerin Türkiye’sinde hissettim. Birincisi eşimin pasaportunu kimlik olarak kabul etmediler yeni kimlik çıkarttırdılar. Bayan memurun bir tanesi kucağında bebekle çalışıyordu(!)
Hemen yanındaki masaya evrakları vermem için bana uzatılınca sabrım taştı. Yurt dışı askerlik bedeli 1000 avro olan ülkemizde bizden noterlik bedeli olarak 140 avro aldılar ve vesikalık resim gerektiğini oraya gidince öğrendik. 2 adet resim gerekirken özel bir firmaya kiraladıkları kabinde en az 7 resim çekilmek zorunda bırakıldık. Bu da etti 20 avro. Oysa fotoğrafçıda ödeyeceğimiz miktar en fazla 4 resim için 5 avroydu... Beyler yerlerinden kalkmaya bile tenezzül etmiyorlar; masadan masaya odadan odaya bizi dolandırdılar.
Ben ve ailem kaç dönemdir yaptığı başarılı yönetimden dolayı AK Partiyi ve Sayın Cumhurbaşkanımızı destekliyoruz ve oy kullanmaya gidiyoruz. Arabalarımın ikisinin de plakası AKP, fotoğraflarını size gönderdim. Benim 11 tane çocuğum var ve şimdiki eşim de Alman. Ben eşime ve çocuklarıma da aynı duyguları aşıladım. Tabii ki yapılan binlerce hizmetlerden gurur duyuyoruz ama bizler eminim kişisel sorumluluk sahibi bazı kimselerin sorumluluklarının şuurunda olamamaları sebebiyle o hizmetlerden yeteri kadar faydalanamıyoruz. Ben burada devlet desteğiyle geçiniyorum. İşimin haricinde inanın Alman devlet dairelerinde evrak gerektiği zaman yardım aldığımıza dair evrak götürdüğümüzde hiç para ödemiyoruz... Diyeceğim şu ki bu konuda vatandaşla muhatap olacak kamu görevlilerimizin daha sorumlu ve daha yardımcı olacak şekilde bizlerle muhatap olmalarını bekliyoruz. 1980’lerin devlet dairesindeki gibi muamele görmek istemiyoruz. Artık adamı olanların konsoloslukta çay içerek işini yaparken olmayanların elden ele evrak dolaştırması son bulsun. Saygılarımla...
         Cengiz Sümer-Almanya
 
 
“Birine iş arıyoruz, birine yardım”
 
Feridun Ağabey; ben emekli bir vatandaşım. Çok işler başarıyorsunuz, ne mutlu size. Ben şu an İzzet Baysal Huzurevi'ndeyim. Benim bir manevi torunum var. Bu hanım eşinden ayrılmış bir de çocuğu var. Ben bu hanımın annesiyle tesadüfen tanışmıştım. İlişkimiz devam ederken işten ayrıldı, zor duruma düştü. Ben de kendisine yardımda bulundum. Biraz rahatladı. “Dede sen olmasaydın hâlimiz çok zordu” diye söyledi. Şimdi bu namazında niyazında olan hanım kızımıza kendine uygun çalışacağı yer bulamıyoruz. Kendisi Ankara’da ikamet etmektedir. Bu konuda kendisine iş verebilecek bir hayır sahibi okuyucunuz varsa sevap olur diye düşünüyorum.
Bir de Hatay’da beş çocuklu çok fakir bir hanım vardı. Kendisine yardımda bulunurdum. Ama huzurevine düşünce fazla yardım edemiyorum. Bu kadıncağıza yardımcı olunması için kaymakamlığa ve başka yardım kuruluşlarına dilekçe vermiştik. Ama bu dilekçeyi muhtarlık oyalıyor. Ve kadıncağız iki senedir hiçbir kurumdan yardım alamıyormuş. Bu konuda Reyhanlı Bahçelievler Muhtarına bu mağduru bir haber verir misiniz? Selamlar...
         "İsimsiz"-Bolu
 
 
Gözlükçülerin internet isyanı
 
Feridun Ağabey, her türlü gözlük çerçevesi, gözlük camı, renkli, numaralı kontakt lens, LVA, IOL, hekim reçetesi ile sadece optisyenlik müessesesinde satışına izin verilen, ilaç ve tedavi kapsamında değerlendirilen, geri ödeme sisteminde bulunan tıbbi cihazdır.
İnternet ve reklam üzerinden yapılanlar ticari kategoridedir ve uzun vadede, çok sayıda sağlık problemine sebep olur. Toplumun göz ve görme sağlığı zarar verir, kamu harcamaları misli ile artar. Uzantısında israfa kamu zararına sebep olur. Hekim reçetesi ile satılabilen, ilaç ve tedavi kapsamında değerlendirilen, geri ödeme sisteminde bulunan her türlü kontakt lens ve gözlüğün ticari bir emtia gibi mütalaa edilmesi gayretleri çabaları gözlükçülüğü Avrupa'da olduğu gibi sağlıktan çıkarıp ticaret mesleğine dönüştürme çabalarıdır. Eğer siyasi irade ve sağlık otoritesi böyle bir şey düşünüyorsa, önce gözlükçülüğün sağlık mesleğinden çıkarılarak, ticaret mesleğine dönüştürülmesi gerekir. Sermayenin kârlılığı, ticari reklam, İnternet talepleri mi? Halk sağlığı, kamu sağlığı, 80 milyonun göz ve görme sağlığı mı önceliğimiz olacak?
           Taylan Küçüker-Eczacı Gözlükçü
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.