İETT Genel Müdürlüğünün dikkatine

76Y-145-BM4 olmak üzere 3 otobüs İhlas Marmara Evleri 2. Kısım başlangıç, Kavaklı-Marmara-Yakuplu mahallelerinden geçerek birisi Bakırköy’e, diğeri Zeytinburnu tramvay istasyonuna gitmektedir. Ve 76Y ile 145 arka arkaya giderek yolcu toplamaktadır. Metrobüs güzergâhı üzerinden geçerek, varacağı istasyona giden bu otobüsler hangi akla hizmet etmektedir? Oysaki bu 3 otobüs de, çalıştığı 3 mahalleden ring seferleri ile metrobüse getirip bıraksa hem zamandan, hemen yakıttan tasarruf olmaz mı? O kadar yolu metrobüsün yanından geçerek, her defasında varış durağına boş giden bu otobüsler şu hâldeki uygulamayla israf olmuyor mu? Vatandaş mağdur edilmiyor mu? Gereğini yapacağınıza yürekten inanıyoruz. Saygılarımızla.

 

 

 

“Feridun Ağabey, Ahıskalılar Vakfı olarak her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye’de ve dünyada yetimler ile ailelerine destek olundu. Yetim ve kimsesizler için, yüksek eğitim ve öğretimdeki gençler için İstanbul’un değişik semtlerinde ve bilhassa İhlas Vakfının Yenibosna Genel Merkezindeki yemek salonunda iftarlar düzenlendi.

Yetimlere kimsesizlere yardıma muhtaç olanlara ayrıca eğitim yardımları yapıldı; bayramlık giysiler hediye edildi, kumanyalar dağıtıldı, iftar sofraları kuruldu. İhtiyacı tespit edilen ailelere ve kimsesizlere ayni ve nakdi yardımlarda bulunuldu.

1999 yılından bu yana geleneksel hâle getirdiğimiz ramazan yardımları, bu ramazan ayında da 500’e yakın ihtiyaç sahibi aileye yetim ve kimsesizlere ayni ve nakdi yardım edilerek devam ettirildi. Gerek Vakıf merkezimize gelebilenlere gerekse gelemeyecek durumda olanların adreslerine gidilerek ramazan gıda kolileri kendilerine teslim edildi. Beraberinde başka yardımlar da ulaştırıldı.

Yine geleneksel hâle getirdiğimiz Ahıskalı ailelere toplu iftar yemeğimiz 10 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirildi ve otuz üç aile katılım sağladı. Elhamdülillah çok bereketli bir ramazan geçirdik.

Bu vesileyle bu hayır organizasyonunda bizlere destek veren hayır sahiplerine ve kurum ve kuruluşlara Ahıskalılar dostu Türkiye gazetemiz aracılığıyla teşekkür ediyoruz. Rabbim sizlerden razı olsun.

 

 

 

 

"Feridun Ağabey, evimizde bakıma muhtaç annemiz var. Biz dört kardeşiz. Annem kardeşimizle birlikte kalıyor. İlaçları veriliyor, arada bir bakıcı gelip temizlik yapıyordu. Ama artık ona tek başına kardeşimin bakabilmesi mümkün değil. Biz sırayla annemize evimizde bakmak istedik ama bu hasta ve yaşlı hâlinde onun ev ev gezmesinin eziyet olacağına karar verdik. Bir huzurevinde sağlıklı şartlarda bakılabileceği gibi bir gerçek gündeme geldi. Avrupa’da bu konuda huzurevi gayet normal karşılandığı hâlde bizde 'bir annelerine bakamadı' gibi eleştiri geliyor. Bilmiyorum ne yapacağız? Bu konuda bize yardımcı olur musunuz?” diyen İstanbul’dan rumuz “Çaresiz” isimli okuyucumuz bu konuda annenizin şuuru yerinde ise onun fikrini almak da gerekir diye düşünerek şu gerçeği de belirtmek istiyoruz. Ana babaya itaat, ona karşı vefa gibi evlatlık hakları gerçekten önemli olmakla birlikte evlatların İstanbul’da hangi şartlarda ve imkânlarda yaşadığı da bir önemli gerçektir. Eğer ev ortamında yaşayan bir yaşlının sağlık hizmeti düzene giremiyorsa, aile ortamı yaşlı ve hastanın rahat edebileceği bir mekân değilse, sırf “el ne der” veya “ana hakkı” gibi duyguların etkisinde kalarak huzurevinin sağlıklı imkânlarını da göz ardı etmemek gerekir. Burada önemli olan samimiyettir. İyi niyettir…