Giresunlu 82 yaşındaki amca ve “beyaz kod” üzerine

A -
A +
Feridun Ağabey, sağlık çalışanlarının emniyetini sağlamak için 2012 yılından beri uygulamaya başlanılan Beyaz Kod uygulamasının sonuçlarından biri geçtiğimiz gün Giresun'da ölümle sonuçlanan vakaya sahne oldu.
Tenzih ettiklerimiz dışında, bilhassa mesleğe yeni başlayan genç doktorların ve taşeron çalışan, topluma hizmet değil hezimet getirmekle, devletin verdiği imkânları kendi bireysel amaçları uğruna kullan art niyetli sağlık çalışanlarının çokça kullanmaya özendiği Beyaz Kod vatandaşların mağdur olmasına ve hatta ölüme varan can kayıplarına yol açmaya başladı.
Devletin doktorlarını, hastane çalışanlarını beyaz kodla korumaya çalışırken vatandaşlarını istismara karşı nasıl koruyacağını hâlen karara vardırmamış olması vicdanları sızlatmaktadır.
2017 tarihinde ‘Beyaz Kod’ birimine gelen şiddet başvurularının 17 bin 13 olduğunu açıklayan Bakanlık, verdiği istatistik raporunda son 5 yıllık verilere göre şiddetin en fazla devlet hastanelerinde en düşük şiddet oranının da özel sağlık kuruluşlarında görüldüğünü açıklamıştı.
Neden devlet hastaneleri? Neden özel hastanelerde çok az? Bakanlık bunu araştırsın. Özele gidenler de bu ülkenin insanı. Neden oralarda şiddet çok az? Ve neden genç doktorlar? Statü kazanmış profesör, doçent değil de genelde pratisyenler, asistanlar vb.
Yıllar öncesinin o saygın doktorları nerede? Bakanlık sağlık çalışanlarının kendi aile ilişkilerine de bakabilir mi? Psikolojilerini kontrol eder mi? Eşine, sevgilisine kızan vatandaşı şamar oğlanı görmesin. Borç alıp ödeyemeyen borcun ağırlığını vatandaştan çıkartmasın.
Önceki gün Giresun'da 82 yaşında sadece tek amacı yatalak eşine ilaç yazdırmaya giden vatandaşın ölümünde ne doktoru açığa almak, ne polisleri cezalandırmak Beyaz Kod sorununu asla çözmeyecektir. Zira vicdanlar kanamaktadır.
Ve her vatandaş doğru dürüst bilgi alma hakkına sahip olduğu hâlde bu hakkını bile alamadığı hastanelerden potansiyel suçlu olarak sağlık hizmeti alacaktır.
Beyaz Kod bu ülke halkı için ve bilhassa ham olarak nitelendirilecek sağlık çalışanlarının pek çoğu için lüks bir kavramdır. Altyapısı olgunlaştırılmadan Beyaz Kod bu ülkede uygulanmaya devam ederse mağduriyetler arttıkça artacaktır. Vatandaş hastaneye gitmeye korkacaktır.
En basitinden adı aile hekimi olanların dahi gelen hastayı aile bireyi görme anlayışı hâlen yerleşmemiştir. Raporlu olan hastaya verilecek ilaç için deveye hendek atlatan aile hekiminin verdiği bezginlik bile başlı başına strestir…
           Erol Kara-İstanbul
 
 
Benim hukuken hakkım yok mu?
 
“Feridun Ağabey, benim de bir sorunum var. Bana bir fikir verirseniz çok sevinirim. 2016 Eylül ayında yeni başlayan bir inşaattan inşaat sahibiyle kâğıt üzerinde, şahitlerle, anlaşma yaparak daire aldım. Teslim tarihi Ocak 2018 yazıldı. Fakat inşaat sahibi yaptığımız anlaşmaya uymadı, evi teslim etmedi. Gerekçe olarak doların yükselmesini bahane etti ve benden 15.000 TL fazla para istedi. Anlaşmada 85.000 TL peşin verdim, tapu teslim edilince kalan parayı verecektim. Fakat ben anlaşmada olmamasına rağmen 40.000 TL daha verdim, yine evi tamamlamadı. Benden geri kalan parayı temin edip evi öyle tamamlayacağını söylüyor. Ben onu kabul etmeyip anlaşmaya uymasını istedim. Bana da bu anlaşmanın noterden tasdikli olmadığını, bu belgeyle bir şey yapamayacağımı ve daireyi başkasına satacağını ileri sürüyor. Benim hukuken hiçbir hakkım yok mu? Not: Bu anlaşmada şahitlerin imzası ve yapılacak bütün işlemler yazılıdır. Ayrıca karşılıklı ihbarname yolladık” diyen bayan okuyucumuz için, köşemizi takip eden hukukçu okuyucularımızdan konuyla ilgili düşünce ve öneri geldiğinde sizlerle yine bu köşede paylaşırız. Selamlar…
 
 
 
Her şoför bir yayadır unutma!
 
Aracımla giderken sarı ve ardından kırmızı yandı ve durdum. Hemen yanımdan ve üstelik sağımdan başka bir araç kırmızıda durmayıp bastı geçti. Ve yol hakkı kendinde olan bir yaya benim aracın önünden geçerken o araç az kalsın yayayı ezip geçecekti. Adam ürpererek kendini geri çekti ve durdu. Şimdi buradan sesleniyorum. Sen de bir müddet sonra aracından ineceksin ve “yaya” olacaksın. Bir şoförün en fazla 40 saniye sürecek süreyi beklemeye sabrı olmazsa o arabaya binmesin arkadaş! Senin bir saniye sabırsızlığın yüzünden koskoca bir insanın hayatı kararamaz! Kararmamalı! Bak bir süre sonra sen de yaya olacaksın. Lütfen şoför olduğunda yaya olduğun zamanı unutma! Şoförlüğünü yaya olduğun zaman şoförlerin sana davranmasını istediğin gibi yap olur mu?
            Seyfettin Mert-Üsküdar/İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.