Çocuklarımıza bir özür borçluyuz

A -
A +
Feridun Ağabey merhaba, teknolojinin nimetlerinden söz ediliyor hep ama çocuklarımızın geleceğini yok ettiğinin bilmem farkında mıyız? İnanın bu baş döndüren değişim karşısında bir anne olarak şaşkına dönmüş durumdayım. Çocuklarımı takip etmekte zorlanıyorum. Ama gördüğüm şu ki onlar da artık derslerine vakit ayıramaz hâle gelmiş durumda. Benim kızım önceden kitap okurken şimdi internetten hazır konular filan derken kitap okumak yerine hap bilgileri almaya başladı. Öte yandan hayat karşısında savunmasız ve tecrübesiz olan çocuklarımızı çevreden korumaya çalışıyoruz ama internetten korumak aklımızın ucundan bile geçmiyor. Akşam sokağa salmadığımız, gündüz tek başına bir yere göndermeye çekindiğimiz hâlde bilgisayarda internet sitelerinde tek başına dolaşmasından hiç rahatsız olmuyoruz. Oysa internet denilen dünya sokaklardan çok daha tehlikeli bazen. Her türlü kötülüğün, her türlü bağımlılığın, sahteciliğin, fuhşiyatın kol gezdiği internet sitelerine çocuklarımızın girebilmesine kaç veli engel olabiliyor? Bir başka üzüntüm de insan olarak teknolojiyle yarışma şansımızın olmaması. İnternet dünyasında büyüyen çocuklar yeni yeni versiyonlara yetişmekle meşgul… Ama içinde yaşadığı hayattan kopuyorlar. İleride sorumluluk alacakları hayata hazırlanmaktan habersiz kalıyorlar. Nice oyunlar, videolar, youtuberler peşinde savrulup gidiyorlar. Ne eğitim sistemi ne öğretmen ne veli bu baş döndüren hıza yetişemiyor ve çocukları bu hortumun bu fırtınanın bu şelalenin etkisinden kurtaramıyorlar, kurtaramıyoruz. Teknolojinin esir aldığı çocuklarımız, ileride hayatı ıskaladıklarında belki de biz ana babalarına öğretmenlerine haklarını helal etmeyecekler… Bizlerin ise çocuklarımıza bir özür borcumuz var… Çocuklarımızı gözümüzden sakınırken hayatlarını kararttığımızdan haberimiz yok…” Rumuz: “Anne”- İstanbul *** Sevmek istiyorum çok şey mi istiyorum? “Feridun Ağabey bir türlü mutluluğu yakalayamayan ender kızlardan biri olduğumu düşünüyorum. Nice zamandır yaşadığım sıkıntıları anlatmaya kelimeler yetmez. Psikolojik problemler yaşadığım için uzun yıllar antidepresan ilaçlar kullandım. O kadar ki yarı uyur yarı uyanık gezdim… Eğitim hayatım yarım kaldı… Birkaç defa evlenmek için niyetlendim. Benim beğendiklerim beni beğenmedi, bir kısmını da ben beğenmedim… Babam bize hiçbir zaman babalık yapamadı… Annemin kol kanat germesi de aileyi mutlu etmeye yetmedi. Kimseyle oturup da derdimi paylaşma ortamım olmuyor. Çünkü kime derdimi biraz açsam benim durumumu biraz öğrenince beni dışlıyor ve benden uzaklaşıyorlar. İnsanlar nedense hep olduğu hâli gizlemeye zorlanıyor. Kimseye sıkıntınızdan derdinizden hasta olduğunuzdan fakirliğinizden vb. bahsedemiyorsunuz. Böyle olunca çevre sizden uzaklaşıyor. Ben, kendimi olduğu gibi söyleyebileceğim, beni bu hâlimle kabul edebilecek bir hayat arkadaşım olsun istiyorum. Çok şey mi istiyorum? Dün sinir hastası olduysam bugün sevemez miyim? Benim düzelme ihtimalim yok mu? Bugün gözlerinizi gözlerinden ayıramadığınız sevgilinizin yarın sinir hastası olma ihtimali yok mu? O zaman ondandan da kaçacak mısınız? Bir hastalığın bedelini bir ömür dışlanarak mı çekeceğim? Bu bir imtihan mı? Yoksa beni teselli etmek için mi söylüyorlar? Yaşamak mı ölmek mi ağabey? Rumuz: “Çok acısın hayat” *** Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına “Feridun Ağabey, köşenizde yayınlansın da derdime çare olsun diye derdimi ve sıkıntılarımı gönderdim. Henüz bana ilgililerden bir dönüş olmadı. Acaba yeniden yazsanız bir faydası olur mu?” diyen İstanbul’dan Sezai Hancı’nın derdini yeniden ilgililere sunuyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına: “22.02.2018 tarihinde Başkanlığınıza (İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONUNA) göndermiş olduğum dilekçeme bugüne kadar bir cevap alamadım. Dilekçemi defalarca SGK, MSB, BİMER, CİMER'e gönderdim problemimi çözemediler. 30.12.2015 tarih 6656 sayılı kanunun 4. maddesindeki veya tabirini bir türlü aşamadılar. Dilekçemin incelenerek gerekli işlemin yapılmasını ve mağduriyetimin giderilmesi hususunu saygı ile arz ederim. Em. San. No: 52.781.063” Sezai Hancı-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.