İlk sen değil ben öleceğim unutma!

A -
A +
 
“Sevdiğim benim. Baş tacı ettiğim. Sensizlik yazdırıyor bana. Ayrılık adamı bambaşka bir şekle sokarmış. Çiçek çiçek dolaşan arılara benziyorum. Seni sevdiğimi ne az demişim meğer. Şimdi yanımda olsan iki kelimemden biri seni seviyorum, olurdu.
Sensizlik zor zanaat... İnan, hayalinle avunuyorum. Şu saatte yine aklımda sen varsın. Beraber çay içtiğimiz masadayım. Elimdeki bu kalemle sana şiirler yazmıştım. Okurken yüzün gül bahçesi olmuştu.
Neredesin ey sevgilim? Bir daha gitme benden! Günün her saatinde bekleyeceğim seni. Avuçlarım yine avuçlarına değsin. Saçların benim en güzel kokumdur. Sana! Bu saatte resmine bakmak beni ağlatıyor. Resmin anlatıyor bana seni sensizken!
Kız. Sana kaç kere dedim. Gece, gündüz, uyur, uyumaz deme. Şimdi elimde kahrolası sigara, telefonunu bekliyorum. Elim ayağım dolandı. Hâlâ yüreğimde taşırım o ilk günü. Bulutların arasından mı çıkıp geldin o gün sen?
Nerede kaldın? Bu adam yaprak gibi olur demedin mi? Erir gider; sensizlik en kötü hastalığım.
Bunu sana söylemedim. İlacım da sendin üstelik. Kaç gün oldu ayrılalı bak. Kaç yıl gibi geldi bana.
Bu satırları yazmamı çok görme bana! Zaten bu yazdıklarımı çöpe atacağım. Gelince sen hiç özlemedim ki diyeceğim. Boynuna dolandığımda gözyaşımı göremeyeceksin.
Çaktırmadan sileceğim. O kadar güleceğim ki sonra hiç ağlamayacağım bir daha. Sen varsın. Sen yaşam kaynağımsın!
Kanseri yeneceksin, Söz verdin sözünü tutacaksın. İlk sen değil ben öleceğim. Unutma ilk ben… Ağlamak yok… Gözyaşlarımız donsun gözümüzde. Bir daha ayrılık yok. Ben bekleyeceğim seni orada da, bugünkü gibi.
İyileş bir tanem... Beklerim seni ben. Güneşi bekler gibi dünyama…”
İbrahim Arslan
***
Fındık üreticisiyim soruyorum!
Feridun Ağabey, ben bir fındık üreticisiyim. Fındığı topladık kuruttuk çuvalladık satışa hazırladık. TMO’nun Türkiye gazetesinde yayınladığı bir yazıda okudum der ki:
“Bu yıl fındığın hepsine talibiz.” Biz bu habere sevindik. İstanbul fındık ihracatçılar birliği başkanının bir yazısını okudum der ki:
“Fındık fiyatı açıklanmadığından Avrupa’da 40 bin ton fındık pazarını kaybettik. Sayın Cumhurbaşkanımız ısrarla söylüyor biz de doğru kabul ediyoruz. Durmak yok daha çok çalışalım daha çok ihracat yapalım… Ben de soruyorum:
“Bizim fındığımızın elimizde boşuna beklemesinde bizim kârımız nedir? Türkiye Cumhuriyeti ekonomimize kârı nedir? Yoksa ki yetki sahibi olan bazıları görevini yerine getirmiyor mu?
Saygılarımla.”
Lutfi Çoban
 
***
Millî Eğitim Bakanlığımıza üç ders teklifi
Feridun Ağabey okullarımıza, günümüzün ‘’düşünme eğitimi’’ adına aşağıdaki müfredat maddeleriyle yenilenmiş üç dersin konulmasını arz ve teklif ediyoruz:
1. Anahtar Kelime- Duygu Bulma Dersi: Özellikle, Türkçe-Edebiyat-Tarih ve sosyal içerikli derslerde okuduğundan, olaylardan ve görsellerden ‘’anahtar (çekirdek) kelime’’ bulup ‘’özet cümle’’ yazabilme ve ‘’duygu’’ bulup ‘’ana fikir’’ yazabilme.
2. Çizgi Dili Dersi: Çizgi düşüncenin disiplinidir. Düşünce disiplinini sağlamada ve anlama gücünü geliştirmede ''göz'' duyusu ve dokunma duyusu ''el''i yeterli miktarda, birlikte kullanmak gerekir.
3. Duyudan Duyguya Dersi: Günümüz çocuklarında dumura uğramış, körelmeye yüz tutmuş, kullanılamaz hâle gelmiş beş duyunun, beyin aktiviteleri kullanılarak ‘’kararmış kalplerde sevgi-iyilik-merhamet uyandırma’’ya yönelik ‘’beşer dakikalık, ahlaki sınıf içi piyes uygulamaları’’ (mesela Din Bilgisi dersine uyarlı) yapmalı ve büyük kişilerden kıssadan hisseler paylaşmalıdır.
Bu dersleri işleyecek mevcut öğretmenlere ciddi bir ''kabul görme’’ eğitimi verilmeli ve yetiştirilecek öğretmenlere de kaynaktan yeterli öğretim sağlanmalıdır. Saygılarımızla”
Rıdvan Üzel -Türk Dili ve Edebiyatı Eğitim Bilim Uzmanı-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.