Yoksa hedef Türkiye, Rusya ve İran mı?

A -
A +
Dünya nefesini tuttu ABD’nin hamlesini bekliyor...
-Suriye’yi yerle bir mi edecek yoksa göstermelik operasyon mu yapacak?
-Kimyasal saldırıyı kim yaptı?
-Esad öldürülecek mi?
-İran ve Rusya, ABD’ye nasıl karşılık verecek?
-Türkiye’nin tavrı ne olacak?
Bu soruların cevapları önemli.
Ama geçen hafta neler yaşandığı da önemli.
Ankara’da önemli bir zirve vardı.
Dünyanın gözü Ankara’daydı.
Türkiye, Rusya ve İran, Suriye için önemli kararlara imza attı...
Cenevre sürecinin pabucu dama atıldı.
Siyasi süreç için düğmeye basıldı.
İnisiyatif Batı’nın elinden alındı.
Sadece bu da değil...
Türkiye’yi süper lige taşıyacak nükleer santralin temeli atıldı.
Hemen 2013 yılını da hatırlayalım...
-3. köprü ve 3. havaalanının temeli atılınca ne olmuştu?
-Gezi olayları için düğmeye basılmıştı.
 
MANİPLASYON KOKAN HAREKETLER
Evet, Duma’daki saldırıda sinir gazı kullanıldı.
Türkiye bunu biliyor.
Peki bu gazı kim kullandı?
Her şey yolunda giderken Rusya, rejime sinir gazını niye kullandırsın?
  1. Türkiye, Rusya ve İran arasındaki konsensüsü bozmaya yönelik adım olabilir.
  2. 3 ülkede de eş zamanlı doların hareketlenmesi ciddi şüphe uyandırdı.
  3. Siyasi mağlubiyete ekonomik cevap verilmiş olması muhtemel.
Esad’ın kendi halkını öldüren bir katil olduğunu zaten bütün dünya biliyor.
Böyle bir konjonktürde kimyasal saldırı ile ne elde edebilir?
 
‘ZIR' DEYİNCE KAVAĞA ÇIKAN TÜRKİYE YOK
Konjonktürel gelişmeler Türkiye’nin planlarını değiştirmiyor.
Ulusal çıkarları doğrultusunda adımlarını atıyor.
Afrin harekâtı ve İdlib’deki kontrol noktalarıyla gücünü konsolide etti.
Arka kapı diplomasisine devam ediyor.
Elini de açık etmeyen, göstermeyen bir Türkiye var.
Hamaset dışı okumalarla kararlarını alıyor.
Ardından da sahada uyguluyor.
Güncel gelişmelere radikal tepkiler vermiyor.
Çıkarları neyi gerektiriyorsa o adımları atıyor.
Bu kadar basit...
 
BİR 30 YIL DAHA KANDİL’İ SIRTINDA TAŞIYAMAZ
Terör son 30 yılda bütün enerjimizi aldı.
Terörü sınır ötesinde yani kaynağında yok etme kararından dönüş yok.
Fırat’ın doğusu batısı fark etmiyor.
Menbiç, Sincar, Kobani veya Kandil değişmiyor.
Bir 30 yıl daha terörle uğraşmaya tahammülü, gücü kalmadı.
 
TÜRKİYE NE YAPACAK?
Afrin, İdlib veya Fırat Kalkanı bölgesi ile ilgili yeni bir durum yok.
ABD ile Menbiç müzakeresi hâlen sürüyor.
Türk heyeti Washington’dan döndü.
Afrin için de “Türkiye giremez, cesaret edemez” deniyordu ama ne oldu?
Menbiç’e böyle bakılması gerekir...
30 uçakla yaptığı Karaçok operasyonunda şakasının olmadığını gösterdi zaten.
‘Şurası, burası’ demeye de lüzum yok.
PKK/YPG’nin bulunduğu her yer hedefinde.
Türkiye tamamen kendi işine, terör temizliğine odaklanmış durumda.
 
SURİYE’NİN KEŞFEDİLMEMİŞ PETROL SAHALARI
ABD’nin planı çoktan belli oldu...
PKK/YPG eliyle Suriye’nin keşfedilmemiş petrol sahalarını, yer altı zenginliklerini kontrol etmek istiyor.
Deyrezzor kenti mesela.
Sondaj çalışmaları yapıldı ve yeni petrol yatakları keşfedildi.
 
10 ASKERÎ ÜSSÜ NİYE KURDU?
Bunun başka bir izahı da yok.
PKK/YPG’ye verilen silahların da.
Terör örgütü bu yüzden güçlendirildi.
Bu yüzden ordu kuruldu.
Askerî üsler aynı şekilde.
Washington özetle petrol sahalarını kuracağı “devletçik” üzerinden kontrol etmek istiyor.
 
KAPSAMLI HAREKÂT OLMAZ
Herkes birbirini biliyor, tanıyor.
Sahadaki gücünü de.
Uzmanlar ABD’nin çok kapsamlı bir harekât yapacağını düşünmüyor.
Rejimin askerî tesisleri vurulabilir.
Havaalanları da.
Esad’ın sarayı da hedefler arasında.
Ama Esad çoktan ayrıldı.
Kimin ne yapabileceği veya ne yapamayacağı belli.
Sürprize çok açık bir durum da yok.
Esad onlarca kez kimyasal silahla saldırdı.
ABD daha önce ne yaptı ki...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.