Bu görüşlerini şimdi de yazsana!

A -
A +
Hemen şöyle bir geçmişe dönelim. Tarihler 12 Mart 2014. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu. MİT Müsteşarı Hakan Fidan. Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler ve Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu. Suriye meselesi üzerine konuşuyorlar. Devletin önemli isimleri bir araya gelmişler tartışıyorlar. Devletin en derinine sızmış, herkesi dinleyen FETÖ'cüler bu toplantıyı da kaydetmişler. Mahrem toplantıyı dinleyen FETÖ'cüler bunu 28 Mart 2014'te Youtube'a verdiler. Tüm dünya kozmik bilgilerimizi dinlemiş oldu. Fakat o zaman "Yozgat kuzusu" bu tapeyi savundu. "Casus Var Diye Ağlaşan Bir Devlet" başlıklı yazısının son bölümünü hatırlayalım.
- Siz nasıl devlet yönetiyorsunuz ki: Devletin en mahrem bilgilerinin konuşulduğu toplantıyı, komşu teyzelerin altın gününü dinlemekten daha kolay hâle getirebildiniz?
- Siz nasıl devlet yönetiyorsunuz ki: Telefon dinlemelerinin ayyuka çıktığı ve tam da bu nedenle süper müteyakkız olmanız gereken bir dönemde, en mahrem toplantınız bile dalga geçilir gibi dinlenebildi?
- Siz nasıl devlet yönetiyorsunuz ki: Bu casusluğu yapanlara dair tek bir somut kanıt ortaya koyamayıp “Paralel de paralel” dışında bir şey diyemediniz, diyemiyorsunuz?
- Siz nasıl devlet yönetiyorsunuz ki: “Bu bir savaş ilanıdır” dediniz, ancak kimin savaş ilan ettiğine dair tek bir somut olgu ortaya koyamadınız ve düşmanını bile tam olarak bilemeyenler konumuna düştünüz?
            ***
Tarih 27 Ağustos 2015. Yozgat kuzusunun Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a aleni hırsız dediği "Bana Hırsız Demiş Hırsız Goygoycusu" isimli yazı:
SANKİ “hırsızlık” gibi bir suça ve ayıba çok duyarlıymış gibi bana “hırsız” demiş meczup tetikçi. Aslanım! O kadar meraklıysan hırsız avcılığına. Dalsana ayakkabı kutularına, pahalı saatlere, çikolata paketlerine falan... Benim durumuma gelince... Hiç vakit kaybetmeden bakanlarınızı falan gönderemediğiniz o Yüce Divan’a beni gönderin aslanım. Söz veriyorum. “Bana darbe yapıyorlar”, “Kumpas kuruyorlar”, “Çalıyorum ama çalışıyorum” demeyeceğim.
            *** Bu da 27 Eylül 2015'teki yazısı.
Cemaatçi kardeşim!
Köşe yazarlarınızın hapse tıkılmasına. Kreşlerinizin basılmasına. Televizyon yöneticinizin tutuklu kalmasına. Sizi seven iş adamlarına zulmedilmesine. Gönüllülerinizin şeytanlaştırılmasına. Şiddetle karşıyım.
            *** Bu yazıları bir öğretmen ya da herhangi biri yazsa şimdi içerideydi. Hadi bunları şimdi de yazsana Yozgat kuzusu! Ha, bu arada geçenlerde bir programda evinde pasta börek ile ağırladığın Sedat Peker sana yayında "Cevap hakkımı kullanmak istiyorum" diye SMS attı ve suratın bembeyaz oldu, betin benzin attı. Senin için o an canlı yayında dayanamayıp kalp krizi geçireceksin diye üzüldüm. İşte sen busun. Yozgat kuzusunun klavye delikanlısı olup aslen korkak, yüreksiz ürkek bir tip olduğunu zaten tüm Türkiye biliyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.