ABD, Ergenekon ve Balyoz subaylarına tutuklama çıkarabilir

A -
A +

Başlığa bakınca "Bu da nereden çıktı?" demeyin. Ne demek istediğimi size Rıza Zarrab davası üzerinden detaylı bir şekilde anlatayım. Mart 2016'da Rıza Zarrab eşi ve çocuğuyla Amerika'ya iniş yaptı ve FBI tarafından gözaltına aldı. Kimse böyle bir durumun gerçekleşeceğini beklemiyordu.

Ben o zamanlar Türk medyasında bu işin ciddiyetini anlamış belki de tek kişiydim.  Star gazetesi ve çıktığım programlarda konuya dikkat çekmiştim. Hatta Halkbank çalışanlarını uyarmış, çaycı kardeşlerimiz bile Amerika'ya gitmesin, bu işten kötü kokular geliyor demiştim. Kaç kez bu konuyu gündeme getirdim, anlattım ama kimse oralı olmadı.
Sonra Mehmet Hakan Atilla 2017 Mart'ında Amerika'da tutuklandı. 17-25 Aralık'tan sonra 6 defa bu ülkeye gelen Atilla aslında tedbirsizliğinin kurbanı olmuştu. Şayet Mart ayında olmasa bile, başka zaman Hakan Atilla ya da başka bir Halkbank çalışanı giriş yapsa  benzer akıbet onun da başına gelecekti. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Şayet Türk bankalarının İran kısmıyla iş yapan başka çalışanlar da ABD'ye girişlerinde aynı sıkıntıları yaşayabilirdi.
İki gün önce Amerika'da kumpas davası sonuçlandı ve Hakan Atilla 6 suçlamanın 5'inden suçlu bulundu. Hâkim Richard Berman önümüzdeki Nisan ayında nihai kararı verecek ve temyiz süreciyle dava bitecek. Kimse aksi yönde kararlar çıkmasını beklemesin. Bu, FETÖ'cülerin dâhil olduğu bir kumpas davası. Amacı da ülkemize zarar vermek, ekonomiyi batırmak ve Cumhurbaşkanımızı suçlamak. Nihayetinde -inşallah yanılırım ve yanılmayı da Allah'tan çok isterim- Halkbank'a 5 milyar ila 10 milyar dolar arasında bir ceza da çıkacak. Dün Halkbank'tan bazı yönetici arkadaşlar da "Sizin dışınızda hiçbir gazeteci ilk başta bu konuyu ciddiye almadı. Son bir ayda herkes çıktı, şov yaptı" dediler. Bu medyada benim yazdığım konuların tamamının çıktığını düşmanlarım bile kabul ediyor.
 
 
“Terörün Finansmanı Davası” açma ihtimalleri yüksek
 
Şimdi bizi iki yeni süreç bekliyor. Mehmet Hakan Atilla'ya yapılan haksız suçlamalar ve aldığı cezalardan biri kara para aklamayla ilgiliydi. Atilla kara para aklamadan ceza almadı ama kara para aklamak için kumpas kurmaktan suçlu bulundu.
MİT tırları hadisesi ve gizli Suriye tapesinin yayınlandığı günden beri Batı'nın niyeti belliydi. Türkiye'yi teröre yardım eden ülke konumuna sokmak. Nitekim 2015'teki Suruç katliamından beri FETÖ ve içerideki hainlerin niyeti buydu. Suruç katliamının sorumlusu olarak Erdoğan görülüyor ve MİT tırları üzerinden teröre yardım etmekle itham ediliyordu. Bu kumpasa karışan FETÖ'cülerin zaten yargılanmaları devam ediyor.
Hakan Atilla'ya haksızca atfedilen kara para aklamaya yardım etmekle kastedilen terörün finansmanı suçuydu. Buradan yeni bir dava gelebilir. Bu dava direk ABD'de değil ama Almanya'da da açılabilir. Son 5 yıldır Türkiye'yi ablukaya almak için her şey yapıldı. PKK, FETÖ, YPG ve ne kadar hain varsa hepsi devreye sokuldu. Kendi çıkarlarına göre hareket eden Türkiye'yi kendilerine göre "hizaya getirmek" için Batı her yolu deniyor ve asla vazgeçmeyecektir. O yüzden de Türkiye İran'la ambargoyu deldi ve elde ettiği gelirlerin bir kısmını DEAŞ'a aktardı suçlaması gelebilir. Böyle suçlamalar palavradan başka şey değil ama buna hazırlıklı olmak lazım.
 
 
S-400'lerin alımı ve Avrasyacı görülen subaylar
 
Buraya kadar olan kısım Rıza Zarrab ve İran'la ilgili meselelerdi. İşin bir de Rusya ayağı var. Malum Trump ve ekibi de Rusya'ya bilgi sızdırmakla suçlanıyor. Amerika'nın ambargo koyduğu ülkelerden biri Rusya. 52 sayfalık Rıza Zarrab davasında atıf yapılan esas konu Amerika'nın millî güvenliğine aykırı iş yapmak ve Amerikan çıkarlarına zarar vermekti. Zaten ABD için dünyada en önemli konu kendi çıkarlarıdır. Hakan Atilla "ABD ve özellikle ABD Hazine Bakanlığı'nı dolandırmak için kumpas kurmak, Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası'nı delmek için kumpas kurma ve bankacılık siteminde sahtekârlık yapmakla" suçlandı ve bunlardan da ceza aldı. Bu maddelerin hepsi ABD çıkarları.
Pentagon ve NATO'nun Türkiye'ye en sert eleştiri getirdiği konu Rusya'dan aldığımız S-400 füzeleri. NATO Askerî Komite Başkanı Petr Pavel 26 Ekim 2017'de, "Türkiye'nin Rusya'dan S-400'ler almasının sonuçları olur" demişti. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve NATO yetkilileri bu alıma çok kızgınlar. Şimdi de bu konuda özellikle Pentagon Türkiye'ye bir fatura çıkarmak istiyor.
Gelen haberlere göre ABD ve NATO, Türkiye'nin Rusya'ya yakınlaşmasının ve S-400'lerin sorumlusu olarak, kumpas davaları Ergenekon ve Balyoz'da yargılanan  bazı subayları görüyor. Ergenekon ve Balyoz'da yargılanan bu ekip Rusyacı görülüyor ve Amerika'nın millî güvenliğine aykırı davranmakla itham ediliyorlar.
Bir diğer önemli bilgi kaçak FETÖ'cü savcı, hâkim ve polislerin tamamı FBI kontrolünde. Aynen Hüseyin Korkmaz gibi FETÖ'cü diğer savcı ve polisler de bir gün karşımıza başka bir davada tanık olarak çıkabilirler. CIA Almanya'daki FETÖ'cülerle sürekli irtibat hâlinde. Gene Avrupa ülkelerine kaçıp dönmeyen ve himaye edilen subayları da ilave bilgi olarak ekleyelim.
O yüzden şu an görevde ya da emekli Ergenekon ve Balyoz'dan yargılanmış subayların ABD'ye giriş çıkışlarına çok dikkat etmesi lazım. Bir şey olmaz anlayışı yanlış bir düşünce. Mehmet Hakan Atilla da bir şey olmaz diye düşünüyordu. Yarın bir gün Zekeriya Öz karşımıza bir davada tanık olarak çıkarsa kimse ama hiç kimse şaşırmasın!
Çok dikkatli olmamız gereken bir sürece giriyoruz. 2018'in zor geçeceği herkesin malumu ve düşman asla uyumuyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.