Güneş balçıkla sıvanmaz, medyada hele hiç...

A -
A +
Elimden geldiği kadar empati kuruyor ve anlamaya çalışıyorum ama bizim medya camiasının çoğundaki şuursuzluğu kavramam mümkün değil. Hepsi biliyor ki ben yazdıklarımı kafamdan uydurarak yazmıyorum. Belli bir istihbarat bilgisi ve bilinç çerçevesinde yazıyorum. Zaten o yüzden yazdıklarım hep gerçek oluyor ve hayata geçiyor. Bunu da tüm gazeteciler ve siyasetçiler biliyor. Dikkat edin 22 Mart 2018’den beri son derece kibar şekilde olacakları ifade ediyor ve hatta benden nefret eden meslektaşlarıma bile nezaketle yol gösteriyorum. Fakat onlar gerçekleri inkâr eden ve kendilerini Napolyon zanneden şizofrenik tepkiler vermeye devam ediyorlar. Gerçekten bu durumlarına üzülüyorum. Mesela 11 Nisan’da İsmail Saymaz’ın gönderileceğini yazdım ve bana çok haksızlık etmesine rağmen Saymaz’ın olumlu taraflarını övdüm. Saymaz ise gerçekleri inkâr edip kendi kısıtlı aklıyla bana saldırmaya ve dalga geçmeye kalkan gülünç bir tweet attı. Ne oldu sonunda? Söylediğim aynen oldu ve İsmail Saymaz CNN Türk’ten ve Hürriyet’in görüntülü yorum bölümünden kovuldu. Gerçekler karşısında bu tür şizofrenik tepkiler sadece o kişiyi acınası bir duruma sokuyor. Hakikat ise hükmünü icra ediyor. İşin tuhafı göstermelik olarak Hürriyet muhabirliği devam etsin diye Saymaz hâlâ kovulduğu gerçeğinin üstünü örtmeye çalışan komik açıklamalar yapıyor. Muhalif tabanı da tamamen kaybediyor bu hareketiyle. Tek Saymaz değil, Aydın Doğan döneminin tüm Eski Türkiye kalıntıları bu hâldeler. Yahu hiç mi onurunuz ve gururunuz yok kardeşim sizin? Hepinizin peyderpey ve en nihayet tasfiye edileceği çırılçıplak ortada. Tazminatlarınızı isteyip şerefinizle ayrılma seçeneğiniz var ama illa aynı İsmail Saymaz gibi teneke bağlanarak, rezil olarak gönderilinceye kadar uğraşıyor ve hatta sırf ayakta kalmak için kiminiz sahtekârca hükûmete yaltaklanıyorsunuz. Hükûmet tabanı nezdinde itibarınız zaten yok ama muhalefet nezdinde de bitiyorsunuz. Ancak kendinizi kandıran uydurma haberler yaptırıp tatmin oluyorsunuz. Mesela Rıfat Ababay, Demirören Ailesi’nin kendisine Posta’dan daha da büyük görev vermek için yalvardığı ve kendisinin de, “Hiçbir gazeteci arkadaşım kovulmayacak” diye şart koştuğu gibi bir yalanı haber yaptırıyor. Bu uydurma habere Posta’nın tüm çalışanları gülüyor. Ahmet Hakan da Yıldırım Bey’le çok samimi olup Hürriyet’in hatta Demirören Medya’nın başına geçirileceği gibi uydurma yazılar yazdırmıştı ama sonuç ne oldu? Demirörenlerin ilk icraatlarından biri Ahmet Hakan’ın Kanal D’deki işine son vermek oldu. Güneş, yani gerçekler balçıkla sıvanır mı? Şimdi İsmail Saymaz ve onunla beraber CNN Türk’ten kovulan Nevzat Çiçek de aynı duruma düştü. Çiçek’in Saadet Partili olduğu ve 16 Nisan’da “Hayır” dediği bilindiği hâlde “AK Parti savunucusu” kontenjanından çıkarılması zaten skandaldı. 22 Mart 2018 medya devrimini yapan ruh müdahale etti ve Çiçek gönderildi. 15 Temmuz darbesini alenen destekleyen Alpaslan Kuytul’a Çiçek’in destek tweetleri DEVLET nezdinde affedilemeyecek olaylardı. Fakat Çiçek sanki CNN Türk’e çıkmaya devam edecekmiş gibi kendini kandıran açıklamalar yapıp herkesi kendine güldürüyor. Sadece CNN Türk değil diğer tüm anaakım kanallarda, Çiçek çizgisinde olup da AK Partili gibi numara yapan isimler artık yer almayacak. NTV ve Habertürk de tıpkı CNN Türk gibi bu konuda hassas durumda. Üç kanalımızı da tebrik ederim. Fakat Habertürk’ün Eski Türkiye kalıntısı yazarı Fatih Altaylı fitne fesat operasyonlarına devam etmektedir. Meral Akşener goygoyculuğu adına kara propaganda yapmak Akşener’in medyada hiç yer almadığı yalanını yaymak kabul edilemez bir olaydır. Oysa Fatih Portakal’ın FOX haber bülteninin yarısı Akşener haberleriyle dolup taşıyor. ABD kanalı FOX marjinal değil anaakım popüler bir kanaldır. Amerikan FOX ve Fatih Portakal sürekli Akşener’i pompalıyor. Nasıl olur da Akşener’e medyada hiç yer verilmiyor yalanı söylenir? Burada amaç sadece kara propagandadır. Fatih Altaylı da bu yöntemle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız 28 Şubat medya operasyonunu yaptığında yanında birileri olur diye hesap ediyor herhâlde. Yüksel Kocaman gibi kahraman savcılarımız 28 Şubat dosyalarının üstünü örtsün diye ellerinden geleni yapıyorlar. Olmadık siyasetçileri araya sokmaya ve baskı yapmaya kalkıyorlar. Bilinmeli ki hukuktan ve Türk adaletinden kaçış yoktur. 28 Şubat medya soruşturmasını yürüten savcılarımız korkusuz ve cesur adamlardır. Türk milletine ve adalete hizmet etmek dışında da hiçbir amaçları yoktur. Herkes de yakında bunu anlayacak.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.